kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Temmuz 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Arınç: Sessiz çoğunluğun oyunu aldık

Yeni Haber
TBMM Başkanı Bülent Arınç, iki seçmenden birinin oyunu almanın her partiye nasip olmadığını belirterek, ''Sessiz çoğunluğun oyunu aldık'' dedi.

CNN Türk'te canlı yayında soruları yanıtlayan Arınç, seçim sonuçlarını değerlendirirken, AK Parti'nin büyük bir başarı yakaladığını ve oyunu arttırdığını belirterek, bağımsız adayların da ilk kez bu kadar yüksek oy aldığını vurguladı.

Seçime katılımın çok yüksek oranda olduğunu ve huzur içinde yapıldığına işaret eden Arınç, ''Seçim öncesi senaryolarda 22 Temmuza ulaşabilmek bile bir başarıydı. Bazılarına göre, seçimleri gölgelemek için pek çok şeyin yapılacağı söyleniyordu. Ama her türlü tedbir alındı ve vatandaşımız sandığına sahip çıktı'' dedi.

Seçim sonucunun AK Parti açısından tartışmasız bir başarı olduğunu, iki kişiden birinin oyunu almanın her partiye nasip olmayacağına dikkati çeken Arınç, 4.5 yıllık iktidarın bu partiyi örseleneceğini, diğer partilerin ise koalisyon kuracak kadar başarılı olacağının söylendiğini hatırlattı. AK Parti'nin aldığı oy oranını yüksek gördüğünü, tahminlerin yüzde 40-42 oy alacağını gösterdiğini anlatan Arınç, ''Ama adeta suyun mecrasına akışı gibi oldu'' diye konuştu.

Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak gazetelerde ''Bu da halkın muhtırası'' başlıkları atıldığı hatırlatılarak, ''Cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşananlar mı AK Parti'yi bu noktaya getirdi?'' sorusuna Arınç, şunları söyledi:

''Sadece o değil, onlarca sebep var. Bu onlardan bir tanesi sadece....Muhtıra denildiğinde hemen akla şartlanmışlık içinde başka şeyler geliyor ama buna halkın en güzel cevabı diye bakmak gerekiyor. Halkın topu tüfeği, başka imkanı yok. Demokrasilerde halk kararını seçimde ve sandıkta veriyor. Halkımızın seçim ve sandığı çok iyi kullanıyor. Yaşananlara karşı düşüncesini duygularını ve kararını ancak sandıkta ifade ediyor. AK Parti ve hükümetine karşı cevabını sandıkta verdi. Buna muhtıra, bildiri, karar ne derseniz deyin. Şüphesiz bazı olaylar AK Parti'ye yönelişi güçlendirmiş olabilir. AK Parti, halkın önüne yaptıklarıyla çıktı, iple, urganla, vesaire ile çıkmadı. Yaptığı hizmetleri anlattı, daha çok hizmet edeceğini söyledi, demokrasiyi daha çok büyüteceğini ve güçlendireceğini, özgürlüklere önem vereceğini söyledi. Bence halk bu mesajı aldı, istikrara, güvene ve huzura evet demek için AK Parti'ye oy verdi.''

''Meydanlarda en çok cumhurbaşkanlığı konuşulduğunda sesler yükseldi'' denilmesi üzerine, 2002 seçim öncesinde yapılan mitinglerin en az iki katının bu seçimlerde gördüklerini belirten Arınç, buna karşılık siyaseti bildiklerini söyleyen bazı kişilerin halkı tanımadan, ona tepeden bakarak hükmetmek isteyenlerin çok yanlış yaptıklarını, kendilerinin birebir halkla birlikte olduğunu, taleplerini, ihtiyaçlarını ve tercihlerini çok iyi bildiklerini vurguladı. Arınç, ''Belli elitist, seçkinci bir zümre olarak değil, bizzat onunla birlikte yan yana siyaset yaptık. Onların duygu ve düşüncesini AK Parti özümsedi ve onunla bütünleşti. Bunu, somut örneklerle açıklamak da mümkün ve ama bunu 1 ay sonra daha rahat konuşabiliriz'' dedi.

''SESİ ÇIKANDAN 10 MİSLİ FAZLA SESİZ ÇOĞUNLUK VAR''

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün ''bizim gizli seçmenimiz var'' şeklindeki değerlendirmesine katılıp katılmayacağı sorusuna Arınç, ''Bence sessiz çoğunluk demek daha mümkün. Çünkü ortada sesi fazla çıkandan 10 misli fazla sessiz çoğunluk var'' karşılığını verdi.

Seçim döneminde sınırlı çalışma yaptığını kaydeden Arınç, bu sessiz çoğunluğun işyerlerinde, evlerindeki hanımefendiler, bir araya gelen insan toplulukları olduğunu belirterek, onların kendilerine ''sizinle birlikteyiz, size güveniyoruz; yaptıklarınızı beğeniyoruz'' dediklerini aktardı. Bu kesimin hem çoluk çocuk mitinglere geldiğini hem de sandık başına koştuğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:

''Gizli ve açık, başka anlamlar çağrıştırabilir. Türkiye, 70 milyon ve 45 milyon seçmen var. Bu 45 milyon ile birebir konuşan insan sayısı çok azdır. Öyle ünlü gazetelerin muhabirleri Manisa'ya geldiler, seçim tahmini yaptılar. Bun onları okuduğumda hem güldüm hem kızdım. Çünkü bunlar ne Manisa'yı, ne Manisalıyı tanıyorlar. Çok satan gazetelerin birinde, Manisa'da AK Parti üçüncü, CHP 1. parti olacak' dedi. Buna kargalar bile güler. CHP'nin Manisa'da 1. parti olması mümkün değil. Benim şahsıma yöneltilen pek çok suçlamalarla benim AK Parti için korku, sendrom haline geldiğini söylediler. Manisalılar bana bu sefer daha fazla sahip çıktılar. Manisa'da 2002'de 200 bin oyumuzu 315 bine çıkardık. Bu, bence verilebilecek en büyük cevaptı.''

''MANİSA'DA OLMAM GEREKİYORDU''

Arınç, ''AK Parti'nin seçim gecesi sevinç tablosunda niye yer almadınız?'' sorusunu yanıtlarken 1987 yılından beri her seçimi mutlaka seçim bölgesinde ve teşkilatla geçirdiğini belirterek, ''Ben zafer çığlığını bana seçim kazandıran teşkilatımla kutladım hep. Yine Manisa'da aynı şeyi yaptım. Eşimi çocuğumu aldım, bütün milletvekillerimiz, adaylarımız, il ve ilçe teşkilatlarıyla birlikte oradaki kutlamalara katıldım. Daha dün akşam geldim Ankara'ya...'' dedi.''Başbakan gel, birlikte kutlayalım' demedi mi?'' sorusu üzerine Arınç, ''Hiçbir zaman demedi. Ben 2002'de de burada değildim. Bu benim için değişmez bir kural. Ama dense ki 'farklı bir şey olacak', 'hayır' demem. Benim Manisa'da olmam gerekiyordu ve orada kutlamamamı yaptım'' diye konuştu.

''YSK PERŞEMBE AÇIKLARSA MECLİS 31 TEMMUZ'DA TOPLANIR''

Arınç, Meclisin ne zaman toplanacağı sorusunu yanıtlarken, YSK'nın 26 Temmuz Perşembe günü kesin sonuçlar ilan etmesi halinde Meclisin bunu izleyen 5. günde kendiliğinden toplanacağını belirterek, ''Sonuçlar Perşembe açıklanırsa, 31 Temmuz Salı günü Meclis kendiliğinden toplanır. En yaşlı milletvekili sıfatıyla Şükrü Elekdağ geçici başkan olarak Meclise başkanlık edecek ve milletvekilleri yemin edecek'' dedi.Bu yeminden sonraki ilk 5 gün Meclis Başkanlığı için 4 Ağustos akşamına kadar adaylık başvurusu yapılacağını, sonraki 5 günde ise seçimler yapılacağını anlatan Arınç, ''Buna göre, 9 Ağustosa kadar Meclis Başkanını seçmiş olacağız. Başkanlık Divanı için önce gruplar isimleri bize bildirecek. Bu da en kısa zamanda belirlenecek'' diye konuştu.Cumhurbaşkanı seçimi için mutlaka TBMM Başkanlık Divanının oluşması gerektiğine işaret eden Arınç, cumhurbaşkanının seçilmesi için iki yol olduğunu, hem Anayasa değişikliğiyle halkın seçmesinin hem de 367 şartının yerine getirilmesi halinde Meclis tarafından seçilebileceğini savundu.

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ

Arınç, ''1 ay içinde Cumhurbaşkanı seçilemezse süreç başlamadığı için erken seçime gidilir mi?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:

''Anayasada '1 ay içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak' diye bir şey yok. Cumhurbaşkanı seçimi yapılacaksa 1 aylık süre var. Bunu herkes kendi kafasına göre anlattığı için kafalar karışıyor. 101 ve 102. maddelerinde 'görev süresi biten Cumhurbaşkanının süresi bitmeden süreç başlar' deniyor. Bu geçmişte kaldı, 16 Nisan ile 16 Mayıs arası, Sayın Sezer'in süresinin bitmesinden önceki son 30 gündür. Anayasa bunu söylüyor. Ama şu anda bizim başımızda bir cumhurbaşkanımız var. Süresi bittiği halde göreve devam ediyor. Bizim yeni süreci, görev süresi bittiği halde yeni Cumhurbaşkanı seçilmediği için görevine devam etiğini ifade eden bir cumhurbaşkanı varken, yeni cumhurbaşkanı nasıl seçeceğiz onu konuşuyoruz. Cumhurbaşkanlığında bir boşalma var kabul edilseydi, zaten 10 gün içinde yeni Cumhurbaşkanını seçmemiz lazımdı. Eğer böyle bir şey var idiyse, 16 Mayıstan sonraki boşalma halini dikkate alıp yerine bir vekalet düşünmemiz gerekecekti. 'Hala orada gözü var' diyen aklıevveller çıkabilir, kendimi dışarıda tutarak söylüyorum. Bu şu anda da mümkün. Sayın cumhurbaşkanı 10-20 gün sonra görevinden ayrıldığı taktirde yeni Meclis Başkanı da seçilmiş olacak. Yeni Meclis Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekalet eder ve yeni 11. Cumhurbaşkanını seçmek için Mecliste biz işlemleri başlatabiliriz.''

Arınç, ''Bu konuda ikazda bulunanlar, 'TBMM, Cumhurbaşkanını seçemediği için seçime gitti ve seçimden sonraki ilk işi Cumhurbaşkanını seçmek' diyenler var. Buna da karşı çıkıyor musunuz?'' sorusu üzerine, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un ''Yenisi seçilinceye kadar mevcut Cumhurbaşkanı vekalet eder'' dediğini hatırlattı.

''BOŞALMA OLMADI''

Cumhurbaşkanı makamının boşalmasının kabul edilmesi halinde bu boşalmanın karşılığında da meclis başkanının vekalet edeceğinin Anayasada yer aldığını kaydeden Arınç, ''Demek ki boşalma olmadı. Sayın Sezer 3 aydan beri orada hala. Bütün bu karışıklıkları bir kafa karışıklığı haline getirmekten ziyade... Cumhurbaşkanlığına vekalet yok, aslı var. O, 'yenisi seçilinceye kadar ben buradayım' diyor. Yenisini seçmemiz gerekiyor. Nasıl seçilecek? Biz yeni cumhurbaşkanı sürecini Meclisteki tabloya bakarak başlatabiliriz. Böyle bir şey düşünülmezse, 21 Ekimdeki referandum sürecine bakacağız. Aralık ayı sonu itibariyle da yeni cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir'' diye konuştu.

Arınç, ''Halk seçsin demezse o kadar süre boşa geçmiş olmaz mı?'' sorusuna, ''Var, zaten cumhurbaşkanımız göreve devam ediyor. En doğrusu milletvekilleri yemin ettikten, yeni Meclis Başkanı ve Başkanlık Divanı oluştuktan sonra süratle 11. Cumhurbaşkanını seçmektir. Ama tek seçenek bu değil'' karşılığını verdi.

(AA)