kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

En komik ve acıklı film: Zor Ölüm-4

Haftasonu bir komedi filmi izledim. Adı 'Zor Ölüm 4'tü! Hayır, hata yapmıyorum. Aksiyon filmi olarak çekilen 'Die Hard' harika bir komedi filmi olmuş. Bizim Bruce Willis otomobiliyle çarptığı itfaiye musluğundan fışkıran sularla helikopteri durdurmaya çalışıyor. Biraz süre kazandıktan sonra bu kez saatte 150 kilometre hızla giden otomobilinden yere atlıyor. Araç gidip, bariyere çarparak havalanıyor ve Bruce'u takip eden helikopteri havada vuruyor!.. (Ah be Malkoçoğlu Cüneyt Ağabey, filmlerini ti'ye aldığımız için sana ne kadar özür borçluyuz bir bilsen?) Komedi-şov bununla da bitmiyor. Bruce kullandığı TIR ile F 35 Rapter savaş uçağını düşürüyor. Hatta düşürmeden önce TIR'dan sıçrayıp, uçağın kanadına tutunuyor filan... Bu arada bir sahnede kullandığı araç savrulup, geri geri giderek hızla duvara çarpıyor. Bir sonraki sahnede otomobili arkadan görüyoruz. Stop lambaları sağlam, tamponunda çizik bile yok. Belli ki kahramanımız yolda giderken aynı zamanda tamirat yapma becerisine de sahip!.. Aslında bir yandan gülerken, bir yandan da üzüldüm. Bu saçmalıklar serisi, filmin çok önemli mesajını gölgelemiş. Hangi mesajı mı? Dünyanın nasıl bir "sanal terör" tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu... Bilgisayar ve diğer dijital iletişim teknolojilerinin nimetlerini saymaya gerek yok. Ama ya tehlikeleri? Koca New York bir hacker tarafından adeta esir alınıyor. Çünkü tüm güvenlik ve altyapı sistemleri bilgisayar teknolojisiyle yönetiliyor. Sistemin kodlarını çözen herkes, potansiyel birer Usame Bin Ladin oluveriyor. Filmin tüm saçma sahnelerinin yanında bu anlatılanların hepsi "gerçek!.." Filmde medyaya da bir gönderme var. Bilgisayar dahisi genç, bizim kahramanın radyoda haberleri dinlemesine şaşırıyor. Diyor ki; "Sen hâlâ bu haberlere inanıyor musun? Sana sadece korku aşılıyorlar. Korktukça daha fazla para harcamanı sağlıyorlar..." Acaba haklı mı? Baksanıza, ölümlerden ölüm beğeniyoruz. Küresel ısınmaya mı kurban gideceğiz, göktaşı çarpmasına mı? Kimyasal savaş mı ciğerimizi vuracak yoksa depremde bir beton bloğun altına sıkışarak mı öleceğiz? Peki ya küreselkitlesel terör için ne yapmalıyız? Bu korkularımızın hepsi, kendi sektörlerini de yaratmıyor mu? Televizyondan odalarımıza pompalanan ölüm korkusu ile acaba her gün defalarca ölmüyor muyuz? Sanırım en "Zor Ölüm" bu!..