kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Temmuz 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Mustafa Sandal, "Bu kariyerin bir evrimi olmalı" dedi ve ekledi: Tabii ki sevilmek için yapıyorum bu işi ama yaşım 40'a geldi artık ve hala konsere çıktığımda kızlar üstünü başını yırtıyorsa; kariyerimde yanlış bir şey yapmışım demektir!

Pasaport kontrolünden sonra imza dağıtıyorum

Mustafa Sandal, artık Avrupa'da çok tanınan bir sanatçı olduğunu söyledi: Yurtdışına çıktığınızda, bizim piyasadan sadece iki isim duyuyorsunuz; Mustafa Sandal ve Tarkan!..
İLİŞKİLİ HABERLER
Pasaport kontrolünden sonra imza dağıtıyorum
Beş yıl aradan sonra 'Devamı Var' adlı albümünü geçtiğimiz haftalarda piyasaya süren Mustafa Sandal, Avrupa'daki başarısını ve hakkında merak edilen pekçok konuyu, Yeni Aktüel dergisinden Edip Ozan Üçok'a anlattı. Aktüel ekibiyle, ortağı olduğu Bodrum Gündoğan'daki Mandal Otel'de görüşen Mustafa Sandal, "Amerika'ya açılmak istemiyorum. Ben Türkçe şarkılarla Avrupa'ya açılmış olmaktan gayet memnunum" dedi.

SERDAR BİLGİLİ BAKAN OLSUN

* 2002'deki 'Kop' albümünüzden bu yana beş yıl geçti. Bu süreçte Avrupa'ya da açıldınız. Ne öğretti Avrupa tecrübesi size? 2003 yılında Universal, benimle çalışmak istediğini söyledi ve 'Moonlight' isimli single ve arkasından 'Seven' adlı albümüm Avrupalı müzikseverlerle buluştu. 2.5 ay boyunca en çok satan ilk 10 arasında yer aldım. Alman gazetesi Bild'e kapak oldum. Pakistan'da, Fas'ta konserler verdim. Geçen yıl da 'İsyankar' adlı single ile Almanya'da 150 bin tirajını geçerek 'Gold Record' (Altın Plak) ödülü kazandım. Bugün Avrupa'da bir kulübe gittiğinizde, benim parçalarım çalınıyor artık. Pasaport kontrolünden sonra imza dağıtıyorum. Fakat bunları gerçekleştirirken neler çektiğimi bir Allah bilir, bir de ben!

* Neler çektiniz peki? Altın Plak ödülünü almak kolay olmasa gerek... Bir kere Avrupalı firmalar bizi resmen istemiyor. Sığıntı gibi davranıyorlar ama ödülü alarak en güzel cevabı verdim onlara. Kendimi kabul ettirdim. Yalnız buradan sadece Mustafa Sandal olarak değil aynı zamanda bir T.C vatandaşı olarak Kültür Bakanlığı'na seslenmek istiyorum. Orada mücadele verirken devlet kademesinden kimse destek olmadı bana ne yazık ki. Mücadelemi hep tek başıma verdim. Bugün yurtdışına çıktığınızda; bizim piyasadan iki isim duyuyorsunuz; Mustafa Sandal ve Tarkan... Bize böyle yapılıyorsa, arkadan başkalarının gelmesi mümkün değil zaten. Hayat, makam odasının duvarlarına bakmakla geçmez. Bence Serdar Bilgili'yi getireceksin Kültür Bakanlığı'nın başına; bak o zaman iki sene içinde ülke nasıl bambaşka bir çehre kazanacak. Bu vizyonu, birikimi görüyorum kendisinde...

NAİM DİLMENER BANA VIZ GELİR

* Amerika hayalleriniz var mı? Orada da var olmaya çalışacak mısınız? Hayır, istemiyorum. Ben Avrupa'ya hem de Türkçe şarkılarla açılmış olmaktan gayet memnunum. Amerika farklı bir dünya. Bugün Robbie Williams bile kendini hâlâ kabul ettiremedi Amerika'ya. Macera aramaya gerek yok. Tarkan da hata yaptı bence. 'Bounce' çok daha iyi olabilirdi ama zamanlaması yanlıştı.

* Yeni albümünüze dönelim; 'Devamı Var' nasıl bir çalışma oldu? Bu albüm 1996'da çıkardığım 'Gölgede Aynı'nın ruhunu taşıyor bence. Bunu hissediyorum. 'Devamı Var'ı bir ev gibi düşünün; 12 odası var. Evin kapısı da oldukça davetkar. Her odaya girdiğinizde çarpılıyorsunuz. 'Melek Yüzlüm', 'Çoban', 'İndir', dinlediğinizde tokat gibi yüzünüzde patlıyor. Aşktan anladıklarımın özeti duruyor burada. Fakat geçenlerde gazetede Naim Dilmener'i okudum. Aman Allah'ım! Çok rahatsız oldum. Bana sallamış resmen. Kimdir, necidir bilmem... 'Artık şarkı yapamadığımdan, işimin bittiğinden' bahsetmiş. Onu Allah'a havale ediyorum. Ben ne yollardan geçtim. Naim Dilmener bana vız gelir. Güneş balçıkla sıvanmaz Naim Bey!

SADECE ANI YAŞARIM

* Yıllardır hep sizi kameralar önündeyken mutlu görüyoruz. Mustafa Sandal hiç mi kötü hissetmez kendini, depresyona girmez? Hayatta hiçbir zaman, en zor günlerimde bile "Ben bittim, mahvoldum" demedim. Düşünün, 19 yaşında hayati bir karar verip, İsviçre'deki işletme eğitimimi yarıda bıraktım ve müzik için buraya geldim. Ailem de "Sen deli misin? Üç dil biliyor ve bu kariyeri bırakıyorsun" dedi. Ama bu riski göze aldım işte. 'Bu hayata bir kere geliyorum öyleyse mutlu olmalıyım' diye düşünerek çıkmıştım yola. Hep anı yaşamak da felsefem oldu. Geleceği düşünerek içinizi karartmanın alemi yok. Mesela şu an Bodrum'dayız ve güneşin batışı, denizin güzelliği beni büyülüyor. Tanrı'nın bize bahşettiği bu mucizevi güzellikleri seyrediyorum. Çok koyu gri hallerim olmuyor. Hayata bir yerinden tutunuyorum ve sorunları aşıp kaldığım yerden devam edebiliyorum...

* Bugün, çok ünlü isimlerin içinde bulunduğu destek kampanyaları yapılıyor. Sizi neden bu tarz kampanyalarda hiç göremiyoruz? Kaç kişiye yardım ettiğim bana kalsın. Bunu yaptığım bilinsin sadece, yeter.
Haberin fotoğrafları