kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Temmuz 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bankacıların Türkiye gündemi

Ankara, seçim öncesinde pek de alışık olmadığımız bir temasa sahne oldu. Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince ve yönetim kurulu üyeleri, ekonomi kurmaylarının nabzını tuttu. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ve SPK Başkanı Turan Erol'la ayrı ayrı görüşme yapıldı. İlk izlenimi, Şener cephesinden yansıtalım. Siyasetten çıkardığı dersleri anlatan Şener, bankacıları hayli etkiledi. Milletvekili adayı olmadığını anımsatıp, "Meclis'ten uzak olmak siyasetin üreteceği çözümlerden uzak olmak anlamına gelir. Parti içinde tutacağınız yer, parti içi kültürün neye prim verdiğine bağlıdır" dedi. Bu sözlerle muhtelif senaryoların dışında kaldığını ima etti. Sonra, 23 temmuz sabahı iş başına gelecek hükümete mesaj verdi: "Siyasette 'eksiler' önemlidir. Siyasetçinin artılarından çok eksilerine bakılır. Siyaset, faydalı olmadan önce zararlı olmamalıdır!"
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz'ın ise bir yandan seçim dönemi harcamalarının enflasyona etkisini hesaba kattığı diğer yandan olası tek başına iktidarın coşkusuyla kur seviyesinde gözlenecek etkileri bertaraf etme stratejisi geliştirdiği görüldü.
BDDK Başkanı Bilgin'le ileri risk yönetim tekniklerini içeren Basel 2 sürecinin üzerinden geçilirken, SPK Başkanı Erol'a yeni görevinde başarı dilekleri iletildi.

Tek çare üretim
İş Bankası Genel Müdürü Özince'ye gelince... Ankara turunu ve seçim sonrasının gündemini şöyle özetledi:
"Faizler düşecek, istim dışarıdan gelecek, tüketim patlayacak vurgusu bir yutturmacadır. Bizim gibi özelliklere sahip ekonomilerin mutlaka üreterek büyümesi lazım. Türkiye'nin nüfus yapısı aksinin yapılmasına engeldir. 'Yurtdışından para geliyor, sattıkça satacağız anlayışı' ile bir yere varılamaz. Bu anlayışa teslim olursak gençlere hesap veremeyiz!"
Yabancıların bankacılık sektöründeki varlığının farklı bir durum yarattığına da işaret eden Özince, "Donanımlı rakip sayısı arttı. Türkiye'ye yatırım yapan yabancılar bunun anlamlı bir iş olduğunu görmek ve ortaklarına göstermek isteyecektir. Şu anda güçlerini tatbik etmiş değillerse de dünya çapında birikime sahip rakiplerin varlığı önemsenmesi gereken bir durum" tespitini yaptı. Ardından, bireysel müşterilere ve şirketlere uyarıda bulundu:
"Mutlaka seçici olun. Bankacılık ilişkisi, uzun süreli ilişkidir. Bundan böyle tüketici ve KOBİ kredileri daha fazla ön plana çıkacak. Bu krediler şimdilik kitle mantığı ile pazarlanıyor. Özel muamele istiyorsanız, özel ilişki kurmalısınız. Çünkü parasal ilişki güven ilişkisidir. Örneğin, konut kredisi alıyorsunuz. Bu, ömür boyu sürebilecek ilişkidir. Ama bir süre sonra kredi portföyleri satılacak. Yani müşteri olarak satışa konu olacaksınız. Bunu unutmamak gerek."