kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Temmuz 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Baykal niyet okuyuculuk yapıyor"

Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Sayın Baykal siyasi nezakete davet ediyorum seni yine. Gerçi senin kitabında nezaket yok ama yine nezakete davet ediyorum'' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Bursa Fomara Meydanı'nda düzenlenen mitinge, eşi Emine Erdoğan ile katıldı. Konfetiler eşliğinde ve yoğun tezahüratlarla karşılanan Erdoğan, partililere karanfil attı. ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları üzerine, ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz'' diyen Erdoğan, ''Bursa'nın havasını bu coşkulu kalabalıkla yeniden solumaktan duyduğu memnuniyeti'' dile getirdi.

Erdoğan, 3 aydan daha kısa süre önce Bursa'ya geldiğini, 40 yıldır siyaset yapıp da 4,5 yılda geldiği kadar kimsenin Başbakan olarak bu kente gelmediğini, 13. kez Bursa'da bulunduğunu kaydederek, şöyle konuştu: ''Diğerleri neden bizim kadar Bursa'ya gelmediler? Çünkü, Ankara'dan bakınca bu ülkenin her yerini göreceklerini zannettiler. Koltuklarından kalkmaya lüzum görmediler, sonuçta halktan koptular, burunlarının ucunu dahi göremez oldular. Biz onlardan değiliz. Biz siyaseti, Ankara'ya hapsetmeye çalışanlardan değiliz. Biz siyasetin yüzölçümünü, Ankara il sınırlarında sona erdirenlerden değiliz. Biz, Türkiye büyüklüğünde bir siyasete inanıyoruz. O da yetmiyor, Türkiye'nin sınırlarının dışına taşan bir siyasete inanıyoruz. Fotoğrafın bütününü göremeyen, bu ülkeyi anlayamaz. Şehir, şehir bu ülkenin nabzının nasıl attığını bilmeyen bu milleti anlayamaz. Milletin içine girmeyen, milletin içinde oturmayan, sofrasına oturmayan bu milleti anlayamaz, temsil edemez, derdiyle dertlenemez.''

''VURULACAK MECALİ Mİ VAR?''

''Vur vur inlesin Deniz Baykal dinlesin'' sloganları üzerine Erdoğan, ''Gerek var mı? Vurulacak mecali mi var ya! Millet zaten vurmuş. Şimdi 22 Temmuzda demokratik vuruşunu yapacak'' dedi.

Erdoğan, ''Bunlar ülkeye yabancı, millete sağır bir siyasi zihniyet'' görüşünü dile getirdiği konuşmasına şöyle devam etti: ''40 yıl geçse, 50 yıl geçse, 100 yıl geçse ülkemizin problemlerini çözemez, anlayamazlar. Ömürlerini siyaset sahnesinde geçirmiş, ama yine de bu milletin hissiyatını, zerre kadar öğrenememiş olanları görüyoruz, ibret alıyoruz. Bu ülkede Allah aşkına, siz Sayın Baykal'ın 3 bakanlığını, Enerji Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığını sorun, araştırın... Sayın Baykal televizyonlara çıkıyorsun, gazetelerde beyanat veriyorsun, ya Allah aşkına bu bakanlık yaptığın zamanlarda bu ülkede bir dikili ağacın var mı onu söyle. İşin gücün Başbakan'a sürekli olarak hakaret etmek, bu sana puan getirmez. Sürekli bu. Onların bu milletten ders almalarına az kaldı, 9 gün. 9 gün sonra benim milletimin vicdanı onları sandığa gömecek, ben buna inanıyorum. Çünkü milletimizi üzdüler.''

''TERAZİNİN İKİ KEFESİ VAR''

Partililerin ''Kıskananlar çatlasın'' diye tezahüratta bulunmaları üzerine, ''Çatlamasın, onların da oyu AK Parti'ye gelsin'' diyen Erdoğan, ülkenin önünde onlarca yol olmadığını, iki tane yol bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Birini seçeceğiz. Terazinin iki kefesi var. Oylarınızla birini ağır bastıracaksınız. Bir kefesinde gecesini gündüzüne katarak iş üretenler var, diğer kefede sadece laf üretenler, hatta 5 yıldır susup oturup, seçim dönemi konuşmaya zahmet edenler var. Bir tarafta huzur, istikrar var, diğer tarafta kavga, uyumsuzluk, istikrarsızlık var. Bir tarafta umutları yeşertenler var, diğer tarafta durmadan kriz senaryosu yazanlar var. Bir tarafta Türkiye'yi dünyaya açanlar var, diğer tarafta içine kapatmayı isteyenler var.''

''HERHALDE BÜYÜCÜLÜK VAR BUNLARDA''

Partililere, ''Allah aşkına bu Baykal ne yapmak istiyor?'' diye seslenen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bakınız dün akşam çıktı diyor ki; 'Bunlar laiklik karşıtıdır. Ama bunu açıklamıyorlar. Başbakan diyor ki; 'sabırlı olun.' Sayın Baykal, siyasi nezakete davet ediyorum seni yine. Gerçi senin kitabında nezaket yok ama yine nezakete davet ediyorum. Çünkü Sayın Baykal hala niyet okuyuculuk yapıyor. Bunlar insanların düşünce dünyasını, onlar olanları da biliyor. Çünkü herhalde büyücülük var bunlarda. Ne bileyim benim kafamda ne olduğunu biliyor, ne geçtiğini biliyor. Allah Allah ben de şaşırdım.

Sayın Baykal, önce sen bu ülkede inancını yaşamak isteyenlere saygılı olmasını öğren. 1982 Anayasasının gerekçesini de aç oku, orada laiklik tanımı var, AK Parti'nin laiklik anlayışı budur. Bunun dışında bir laiklik anlayışı yoktur. Gelip de zaman zaman bu ülkede kafa bulandırmanın gayretine girmeyin. Çünkü demokrasiye, halka saygısı yok. Adında Cumhuriyetin, halkın olmasına bakmayın. Cumhura saygısı olmayandan Cumhuriyetçi olur mu? Halkın değerlerine saygısı olmayandan halkçı olur mu? Milletin değerlerine saygısı olmayandan milliyetçi olur mu? Olay bu.''

''BİRİ KRİZ, DİĞERİ KAVGA USTASI''

Baykal'ın bir ''Kriz ustası'', bir diğerinin de ''Kavga ustası'' olduğunu söylerken, ''Anlıyorsunuz değil mi?'' diye soran Erdoğan, ''Birbirlerine çok yakışıyorlar'' dedi.

Erdoğan, bir CHP İstanbul milletvekilinin, gazeteye ''CHP eşittir MHP'' şeklinde ilan verdiğini belirterek, ''Bu ne demek? Al birini, vur öbürüne. Bunlar tek yumurta ikizi gibidirler. Tek bildikleri statükodur. Tek bildikleri hayırlı işlere taş koymak, işin olmazını söylemektir. Hayatları olmazları konuşarak geçti. Siyaset lügatında, 'Evet' olmayandan, 'Tamam' olmayandan, 'Güzel' olmayandan ne hayır gelir?'' diye konuştu.

Erdoğan, İmarzedelerin 9 katrilyon alacağının iktidarları döneminde ödendiğine, bankaların hortumlandığı dönemde MHP'nin de koalisyon ortağı olduğuna değinerek, ''Milliyetçilik lafla olmaz'' dedi.

''Şimdi çıkmış bir tanesi diyor ki; (Mazot 1 YTL olacak)'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Efendi, sen mazotu 1 YTL'ye indirmeyi bırak da önce şu doğru dürüst olduğunu söylediğin, ama bu ülkeden kaçmış olan babanla kardeşini getir de onların şu borcunu öde... Türk milleti bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Onun için oyumuzu kime verdiğimizi çok iyi bilmemiz lazım.

Bitmedi, ah benim kardeşim, şu anda bak İsviçre bankalarında savcılık 1,3 milyar dolar daha yakaladı. Aynı aile. Hani dürüsttün, hadi onu da ye. Güney Kıbrıs'ta gitmiş orda bir tane sanal bir şirket kurmuş. Güney Kıbrıs'ı biliyorsunuz, biz devlet olarak tanımıyoruz, ama bu beyefendi gitmiş, şirketi orda kurmuş. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini de oradan mahkemeye veriyor. İnternet sitelerine de giriyor, mahkemeyi kazanacakmış, şöyle, böyle olacakmış. Ondan sonra da işte oradan 10'larca milyar dolar para alacakmış. 2 milyar dolar bonozedelere ödenecek para var...''