Yalvarırım Türkiyem!

İstediğiniz kadar entelektüel bir mekân seçin, sabahın köründe seçim şarkılarıyla uyanmanız kaçınılmazdır. Geçen seçimlerde, Pir Sultan'dan arak ezginin üzerine yazılmış Ölürüm Türkiyem mesela, beni mahvediyordu, yeniçeriler apartmanın önüne kadar gelmiş, harçlık istiyor diye düşünüyordum; bu seçimlerde, 'MeHePe!' diye bağıran bir parça var, bizim mahallenin çocukları, biliyorlar huzursuz olduğumu, dayıyorlar sabah hoparlörü, sıçrayarak uyanıyorum! Neyse sayın okurlar... Açık konuşuyorum, ılımlı bir merkez demokrat olmaya çalışıyorum -her ne manaya geliyorsa- ve bu tavrım İlhan Kesici'den Baskın Oran'a kadar uzanıyor. Hani Baskın Bey, biricik bağımsız adayımız ya ve dedi ya, "Benim düzenle bir sorunum yok, ben de bir küçük-burjuvayım," işte benim hislerime tercüman olan bağımsız aday dedim o zaman. Tam oy vereceğim, şimdi aynı bölgede, ki İstanbul ikinci bölge oluyor, bir de Ercan Atmaca diye, "Ben işçiyim, işçilerin adayıyım," diye çıkan bir abimiz var, vicdanımı deşeliyor. Evet, küçük-burjuva olarak Baskın Bey'e vermem lazım, ama bir yanda işçiler Ercan Atmaca diyor. İki arada, beş dere geçemeden bir halde, öylece bekleyerek eski seçim şarkılarını söylemeye başladığımı fark ettim. Çok acayip: Aklıma şey geliyor, şey: "Gözün Aydın Türkiye Ak güvercin geliyor / Güçlendikçe DSP / Halkın yüzü gülüyor!.." Şimdi, bu seçim şarkısını sandıktan bir çıkardık mı, acayip işleri tartışmamız lazım. Bir kere, söz konusu şarkı, Ferhat Tunç'un Özgürlük Mahkûmları adlı şarkısından uyarlanmaydı ve o zaman fırtına kopardıydı. Bu tartışmayı bir kenara bırakıyoruz, 'Gözün aydın Türkiye! Anayasa kitapçığı kellemize isabet etti! Devalüasyon oldu!' diye bir ikinci kısmı da sonradan re-mix olarak karşımıza çıktı!

AKP'YE RAP PARÇA
Sonra, çok acayip bir durum daha var. Bilenler bilir, ki ben öyle işlerin yanından bile geçmek istemem, Grup Yorum'un Dağlara Gel Dağlara diye bir parçası vardır; işte bu dağlarla daha değişik bir temas kurmayı hedefleyen parçayı, MHP zamanında seçim şarkısı olarak kullanmış, bir Allah'ın kulu da dönüp, "N'apıyoruz abicim biz?" dememiştir. Hakikaten, mesela Mustafa Sandal'ın Pazara Kadar şarkısı için partiler ne biçim kapışmıştı, değil mi? Şimdi iş daha da acayipleşti; bir zamanlar İslami motifleri öne çıkaran, - minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler asker- tekerlemesiyle siyaset yürüten AKP bile rap tarzı parça yaptırıyor, zihnimizi yardırıyor. Aslında, bu seçim şarkıları hikâyesi 80 öncesinde tamamen kafa yapma amaçlıydı. O zamanlar, hani minibüslerin üzerine ses düzeni koymak, dolandırmak pek mümkün değildi. Ses düzenini kim kaybetmişti ki, arkadaşlar bulsun. O dönem taşlamalar olurdu. Misal, halk ozanlarının şöyle dizeleri vardır, bayağı eski olaraktan: "Orta boylar vız gelir Nazmiye / Yeneceğim İsmet'i Nazmiye... Onatıver elini Sülüman / Görmesinler kelini Sülüman..." Efendim, 80 sonrası iş azıtıldı; Mahsun Kırmızıgüllü ANAP mitingleri, siyasi dünyanın pop/hop kültürle buluştuğu ilk anlardı. Sonra da, hepinizin malumu, eşeğin kulağına su kaçırıldı. Şimdi, ki bunu şu an biz yazıyoruz, "Torpidodan kağıt çıkar Alara / Mazotu da ortaya sal Alara!" dizeleriyle seçime gidiyoruz. Ekmek arası döner, konser arası miting işlerinin mucidi Cem Uzan, tabii hayli ciddi bir pazarlama başarısıdır. Berdan Mardini'yi, Reyhan Karaca'yı, Davut Güloğlu'nu, Ebru Yaşar'ı falan hatırlıyorum, Genç Parti döner partileri esnasında konser veriyorlardı; sonra Cem Uzan gelipkonuşmaya başlıyor, hortum dünyasını, mahzenlerinden çıkan, şişesi artık kaç bin dolar bilinmez, Petrus şaraplarını falan unutturup, vatandaşa ekmek arası vaat sıralıyordu. Tabii ondan sonra ver coşkuyu, ver coşkuyu... 10. Yıl Marşı!.. Ama Genç Parti konserlerinin en acayibi, herhalde sol'-yerli rock yıldızımız Haluk Levent'inkiydi.

OHO HOOH!
Sonra, ilkeler falan şarampole yuvarlanmaya devam ediyor. Yılların muhalif sesi Onur Akın, sağa-sola merkez tekel bayiinde randevu veren Deniz Baykal'a, neredeyse yüz yıllık komünist Vedat Türkali'nin sözlerini yazdığı Bekle Bizi İstanbul'u satıyor, hep beraber, mutlu-mesut İstanbul'un mutena semtlerinde fink atıyoruz. Halbuki, o sırada Tophane'nin karanlık sokaklarında fırtınalar kopuyor... CHP'nin geçen seçimlerde Kenan Doğulu'dan Güzeller İçinden Bir Seni Seçtim şarkısını seçmiş olması da ayrı bir acayipliktir. Yani bir nevi demek istemişlerdi ki, "Deniz Baykal çok güzeldir, lütfen onu seçiniz..." Tabii bizim için, bir zamanlar Arım-balım-peteğim' naifliğiyle meydanlara koşturan ANAP'ın eski Genel Başkanı'nın mevcut seçim şarkısı ayrı bir önem taşıyor... Daha sonra Mavi Akım'ın 'mor ışık' tarafına denk gelmiş kokpit yolcusu Mesut Yılmaz'ın, bir 'bağımsız' olaraktan seçime girmesi ve acayip bir şarkıyı benimsemesi, bizi yıldızların ötesine uçuruyor. Aha, şarkı: "Hey gidi hey Benum için arkamdan neler neler dediler / Gıyabumda konuşup yerden yere vurdiler / Yok o bitti dediler / Adam olmaz dediler / Dedukleri olmadi malesef yanildiler / Mutluyum huzurum var iyi durumum var / Gururla taşuduğum şerefim onurum var / Deli doliyim ama benum da bi kalbum var / En azindan bi adum bi de itibarum var / Ehe he he he ehe heheeeeee / Oho hooho ohhohhoooooooooo / Ho ho hooooooo!" Eh, bunun üzerine, Yunan ezgisi üzerine sözünü Nilüfer'in yazdığı ve Asya, Müslüm Gürses ile Duman grubu tarafından da seslendirilen Olmadı Yar şarkısı gider. Bunu da Mehmet Ağar kendine uygun görmüş... ''Son pişmanlık neye yarar? / Her şeyin bedeli var. / Olmadı yar. / Son pişmanlık neye yarar? Her şeyin bedeli var. Nereye kadar? Buraya kadar..." Efendim, şu Ercan Atmaca da, acayip saatlerde dayıyor, "Hava döndü / İşçiden esiyor yel"i, zaten saçım yok, burada rüzgâra kapılmış vaziyette duruyorum...