Hatırlanacak şeyler

Genel olarak çağa ayak uyduran müzikleri eski şarkılara ve yıllanmış isimlere tercih etsem de, Jeff Buckley'nin yeri her zaman başka olmuştur. Klasik bir deyimle hayatının baharı diyebileceğimiz bir yaşta, Memphis Nehri'nin karanlık sularında kaybolup hayata veda eden efsane müzisyen, ölümünün 10. yıl dönümünde en iyi şarkılarından oluşan bir derlemeyle anılıyor. Bu bahaneyle Buckley efsanesinden habersiz, ne kaybettiklerini bilmeyen müzikseverlere aydınlanma şansı doğmuşken, Buckley hayranları da albümdeki yeni şarkılarıyla mutlu olabilir. Dünya birçok starla doluyken onu hatırlamanın gereksiz olduğunu düşünenler, çok acele etmeyip albümünü bir dinleseler iyi olur! Ella Fitzgerald ve Edith Piaf dinleyerek geçirdiği ilk gençlik döneminde caza merak sardığı için lisedeki caz grubunda çalmaya başlayan Buckley, böylece aileden gelen sanatçı ruhunu profesyonelliğe taşımış oldu. Daha sonra küçük bir kulüp olan Sine'de yaptığı bar programıyla şanı dilden dile dolaşmaya başlayan müzisyen, kısa sürede o salaş bara sosyetik rockseverleri bile çekmeyi başardı. İlerleyen yıllarda o kulüpteki konser kayıtları albüme de dönüştürüldü belki ama onu asıl yukarılara taşıyan ilk albümü Grace oldu. Büyük fedakarlıklarla ortaya çıkardığı başyapıt niteliği taşıyan Grace başta olmak üzere Eternal Life, Last Goodbye gibi yüzlerce kez dinlense bıkılmayacak şarkılar içeren albüm, kısa sürede klasik oldu çıktı.

BİRAYLA İYİ GİDİYOR
Hayata erken yaşta veda etmese 'yaşayan efsane' unvanını çok genç yaşta alabilecek olan Buckley'nin, sadece Grace albümü bile onun farklılığını ortaya koymaya yetiyor. Şarkı söyleme tarzının insan bünyesinde yarattığı olağanüstü etki, onu diğerlerinden bin kat farklı kılıyor. Sesindeki dramatizmin dünya üzerinde bir eşi daha olmadığı, bilinen bir gerçek. Hakkında hiç bilgisi olmayanlar için örnek vermem gerekirse, rakı sofrasında dinlenen Müzeyyen Senar nasıl bir etki yapıyorsa, Jeff Buckley'le içilen biraların tadı da bir başka. Daha ilk albümde, tuhaf bir şekilde Van Morrison'ın ruhunu ve Robert Plant'ın tiyatral yeteneğini taşıdığı için ayakta alkışlanan müzisyen, yaşasa kimbilir neler üretecekti. Ama kalan şarkılarıyla idare etmek gerekirse, bu ay yayımlanan So Real, onun müziğini anlamak için bir sözlük görevi görüyor adeta. Bu çalışma, daha önce hiç bir yerde yayımlanmamış kayıtlarıyla, Jeff Buckley'in hayranları için de önemli bir koleksiyon parçası oluşturuyor.

14 ŞARKI VAR
Tam adı So Real: Songs from Jeff Buckley olan albüm, Jeff Buckley'in bir şarkıcı, yazar ve gitarist olarak genç yaşta ölümüne rağmen neden hala büyük bir hayran kitlesine sahip olduğunun bir göstergesi. 73 dakikalık albümde yer alan toplam 14 şarkı arasında daha önce yayınlanmamış olanların yanı sıra Mojo Pin, Last Goodbye, Lover You Should Have Come Over, Grace ve Hallelujah gibi efsane şarkılar yer alıyor. Asla unutulmayacaklar listesinde uzun süre bir numara kalacak bu albüm kaçırılmamalı.