kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Temmuz 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Irak'ın geleceği ve Türkiye

Büyük resim için tıklayın
Amerika'nın eski Dışişleri Bakanları'ndan Henry Kissinger geçen hafta Irak'ın geleceği ve Washington'un tutumunun ne olması gerektiği üzerine bir makale yayınladı.
Kissinger, Amerikan askerlerinin politik iç baskılar nedeniyle Irak'tan hızla çekilmesine karşı.
Böyle bir gelişmenin savaşı ve çatışmayı ortadan kaldırmayacağını, aksine Lübnan, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelere taşıyacağını, bu arada Irak'taki iç savaşı da şiddetlendireceğini savunuyor.
Amerika'nın tek taraflı çekilmesinin radikal İslamcılar tarafından yenilgi olarak niteleneceği ve Endonezya'dan Hindistan'a, oradan Avrupa başkentlerine kadar uzanan terör eylemlerine yol açacağı iddiasında.
Deneyimli devlet adamı böyle bir gelişmenin bölgeyi tümüyle cehenneme çevireceği inancında.
Kissinger Türkiye'nin Irak'a müdahale ihtimali üzerinde de duruyor.
Ankara'nın Irak'ın parçalanmasına kesinlikle karşı olduğunun ve böyle bir ihtimale karşı gerekirse güç kullanarak müdahale niyeti bulunduğunun altını çiziyor.
Böyle bir gelişmenin Türkiye ile Amerika'yı karşı karşıya getireceği gibi, diğer ülkelerin de Irak'a müdahalesine zemin hazırlayacağını vurguluyor.
Yani Türkiye'ye ve tezlerine sıcak bakan Kissinger bile Kuzey Irak'a yönelik bir müdahaleye sıcak bakmıyor.
Peki karşı olmak yetiyor mu?
Çözüm önerisi var mı?
Kissinger, Irak'ın üniter varlığını sürdürüp bir terör fabrikası haline gelmemesinin Rusya dahil, tüm ülkeler için önemli olduğunu hatırlatıyor.
Bunun için ilki Sharm elSheik'te yapılan, ikincisinin İstanbul'da yapılması kararlaştırılan bölge ülkeleri dışişleri bakanları zirvesine ağırlık verilmesini öneriyor. Bu zirveye Suriye ve İran'la birlikte Birleşmiş Milletler'in daimi temsilciliği bulunan ülkeler de katılıyor.
Amerika'nın bu zirveyi samimiyetle işletmesi durumunda somut adımlar atılabileceği inancında.
Sonraki adımda ise Irak'ın egemen bir ülke olarak varlığını sürdürmesi, fakat uluslararası denetime alınmasını öneriyor.
Bosna ve Afganistan'da böyle bir modelin başarılı olduğunu, böylece hem düzenin sağlanabileceğini hem de sınırlardan sızmaların önleneceğini ileri sürüyor.
Türkiye'yi yakından ilgilendiren Irak ve geleceği konusunda Washington'da bile uyumlu bir politika üretilemiyor.
Ancak Irak'ın geleceği Türkiye kadar, Rusya'dan İran'a, Suudi Arabistan'dan Mısır'a, AB'den Hindistan'a kadar çok sayıda ülkeyi yakından ilgilendiriyor.
Özetle, Türkiye'nin tek başına müdahalesi beklenenden fazla tepkiye yol açıp içinden çıkılmaz bir durum yaratabilir.