kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Temmuz 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

İp kavgası

Büyük resim için tıklayın
Türkiye'nin bir terör sorunu vardır.
Bu gelişmenin başlıca sorumlusu ve binlerce kişinin ölümüne neden olan Abdullah Öcalan, Amerika'nın yardımları ve Türkiye'nin kararlı tutumu sayesinde yakalanmış ve cezaevine konulmuştur.
Öcalan o dönemin Meclis'inde görev yapan partilerin ağırlıklı bir bölümünün desteğiyle kabul edilen yeni Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca yargılanmıştır.
Bu yeni düzenleme Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyum süreci çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
Hedefi sadece Öcalan'ı kurtarmak değil, çağımızda artık insani bir cezalandırma yöntemi olarak görülmeyen idamı yasalarımızdan silip atmaktır.
Öcalan bu kanunun kendisine sağladığı hükümlerden yararlanmıştır ve bir hukuk devletinde zanlının kimliği, eylemleri ne olursa olsun lehteki hükümlerden yararlanması, olmazsa olmaz koşuldur.
Bugün meydanlarda tanıklık ettiğimiz "Astın, asmadın" kavgası 1960 darbesi sonrası Celal Bayar'ı asma girişimlerine benzemektedir. Çünkü ikisi de absürd ve hukuk dışıdır.
Türkiye'de birazcık hukuk nosyonu olan herkes artık Öcalan'ı asmanın mümkün olmadığını bilmektedir.
Türkiye çağdışı bir kaos veya kardeş kavgasına sürüklenip sadece güçlünün hakim olduğu hukuksuz bir düzene geçmeyecekse, böyle bir olayın vuku bulması mümkün değildir.
O nedenle bugün meydanlarda yapılan şey, mahalle ağzıyla "geyik muhabbetidir" ve toplumsal barışa hiç faydası yoktur.
İdam tartışmasına AK Parti lideri Erdoğan'ın katılması gerçekten hüzün vericidir.
Çünkü bu tablo Erdoğan'ın Avrupa Birliği yolunda yapılan reformları hâlâ içselleştiremediğini göstermektedir.
Aksi halde AB yolunda çok ciddi adımlar atan bir siyasi parti liderinin, dönüp geçmiş dönemin bu yolda atılan adımlarını tartışmaya açması mümkün olamazdı.
Erdoğan, Öcalan'la ilgili yargı sürecini tartışırken, bu kararlar olmasaydı Türkiye'nin bugün olduğu noktaya bile gelemeyeceğini görmelidir.
Bu ülke artık bağımsız yargısının verdiği kararları tartışmaktan, reform sürecine gölge düşürmekten vazgeçmelidir.