'İlk çağa yolculuk ettim kafama tokmağı yedim'

1973 yılından bu yana Almanya'da yaşayan Zafer Yılmaz, işlerinde ve hayatın içinde daha başarılı olmak amacıyla tarikata girdiğini söylüyor. Oğlunu uyuşturucu bağımlılığından Scientology sayesinde kurtardığını söylüyor. Zafer Yılmaz, Scientology'nin gizli, karanlık bir tarikat olarak sunulmasından rahatsız. Kendisi için Scientology'nin ne ifade ettiğini şu sözlerle açıklıyor: "Scientology bir hayatın bilimsel dalda yapılmış olan tespitidir. Bunun arşivlenmesi ve kitap halinde, bölüm bölüm hazırlanmış şekli. Scientology insana acaip faydalı işler yapıyor. İnsanın ruhuna özüne hitap ediyor. İnsanın hayatı üzerinde çok büyük değişiklikler yaratıyor."

HATIRLAYINCA AĞRISI GEÇMİŞ
Scientology'deki reenkarnasyon inancı gereği ve metre aracılığıyla yapılan seanslarda her tarikat üyesinin geçmişinde iz bırakan olaylar söz konusu. Zafer Yılmaz'ın da geçmişindeki yaşadıkları insanlığın ilk çağına dayanıyormuş! Yılmaz, bu çağda bir mağara kavgasında kafasına yediği bir darbe yüzünden başının ağrıdığını Scientology teknikleriyle tespit etmiş ve bundan kurtulmayı başarmış. Bu ilginç olaysa Zafer Yılmaz'ın anlatımıyla şöyle: "İnsanın yaşadığı her şey zaman şeridinde kayıtlıdır. Sürekli baş ağrısı çekiyordum. Ben çok eski çağda bir grup halinde yaşarken, başka birisinin kullandığı mağarayı kullanmak istemişim. Bu mağarayı o adamın elinden almak istemişim. Bu da anlamış, kafama bir tokmak geçirdi. Zaman şeridi üzerinde aramaya başlıyorsun bu resimleri görüyorsun. Ben şu an şurdayım elimde bunlar var. Kafama tokmağı yedim diyorsun. O ağrı uçup gidiyor."

HEM GİZEMLİ HEM TEHLİKELİ
Gerçek müritliğin adı tarikatta OT. İngilizce operating thetan'ın kısaltmaları. OT'lerin cansız nesneleri zihinle hareket ettirebileceği, telepatik olarak haberleşebileceği, insan ve hayvan davranışlarını kontrol edebileceği öne sürülüyor. Tamamıyla berrak olmak yani tarikatın deyimiyle clear hale gelmek için yüzlerce auditing işleminden geçmek ve bunların ücretini ödemek gerekiyor. OT denilen artık Clear aşamasının üstündeki bölüm Scientology tarikatında gerçek mürit olmak aynı zamanda. OT'nin de sınıfları var. OT'de son aşama 15. nokta. OT olduktan sonra artık gizlilik kuralları iyice devreye giriyor. O aşamanın eğitim sürecinde elde edilen bilgilerin kesinlikle gizli tutulması gerekiyor. OT'nin en üst seviyesinde tarikatın dayandığı sır gibi saklanan yaratılış hikayesi öğrenilebiliyor. Yıllarca bu bilginin çok tehlikeli olduğu ve bu düzeyden önce öğrenilmesinin ölüme yol açabileceğine inanılmış.

TÜRKİYE'DE SEANSI
100 $ Scientology üyesi olmak ciddi biçimde para harcamak anlamına da geliyor. Tarikatın sorumluları Zafer Yılmaz ile Umut Duman da zaten bu durumu kabul ediyorlar. Bugün Scientology üyesi 10 milyon insanın olduğu söyleniyor. Yüzlerce kurs, üye aidatı, kitap parası düşünüldüğünde 10 milyon kişi üzerinden ortaya çıkan rakam milyarlarca doları buluyor. Türkiye'de bir seansın ücreti 100 dolar. Umut Duman bu ücretin Ukrayna'da 70 dolar, Almanya'da ise 300 Euro olduğunu söylüyor. Rusya'da ise 12.5 saatlik seansın karşılığı 1700 dolar. Umut Duman, "Bu süre içinde elde edilen kazanımlar ruhsal anlamda paha biçilemez oluyor" diyor. Çok basit bir hesap yapıldığında, bir tarikat üyesinden ortalama 100 dolar alındığı düşünülürse ve 10 milyonla çarpıldığında ortaya çıkan rakam ise bir milyar dolar. Bir Scientology üyesinin tarikat içinde yükselmesi en üst sınıflara çıkması için önünde geçmesi gereken yüzlerce kurs düşünüldüğünde bu rakamın büyüklüğü gerçekten dikkat çekici. Bu anlamda Scientology dünyanın da en zengin tarikatlarından biri olarak kabul ediliyor. Scientology tarikatının Türkiye planlarını anlatan Zafer Yılmaz, tarikatın her ülkede uyguladığı ilk aşamanın öncelikle Scientology lideri L. Ron Hubbard'ın yazdığı kitaplarla, tarikata ilişkin yazılı materyallerin titiz bir çalışmayla ülkelerin ana dillerine göre çevrilip toplumda okunmasını sağlamak olduğunu söylüyor. Umut Duman ile kurdukları bir şirket aracılığıyla bu kitapları piyasaya çıkaran Zafer Yılmaz, Scientology tarikatının kuralları gereği öncelikli hedefin bu kitapların okunması olduğunu söylüyor. Yılmaz, Türkiye'nin özel durumunu şöyle anlatıyor: "Pakistan'da insanlardan talep var, çok büyük faaliyetler var. Irak'ta, İran'da, Mısır'da bayağı büyük boyutta var. Türkiye biraz farklı. İnsanlar, eğlenceyle geçireceği zamanını malzemelerini Türkçe'ye çevirmeye harcamamıştır. İlk adımı Umut'la birlikte attık."