kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Püfür püfür esintili 'Yedi Tepe' manzarası

DENİZ ERBİL
İstanbul'da sıcaklığın kendisini fazlasıyla hissettirdiği bu günlerde herkes serin ve manzarası iyi mekânlara yöneliyor. Manzarasıyla ve mönüsüyle, Gaja Restaurant alternatiflerden biri..
Bütün İstanbullular gibi ben de karabasan gibi bir hafta geçirdim. Antalyalılar, Adanalılar, Diyarbakırlılar böylesine sıcak havalara alışmış olabilirler ama biz İstanbullular 40 dereceleri yıllardır görmediğimiz için çok sıkıntı çektik. Üstelik kurtarıcımız olan Poyraz rüzgârı da bizi bu hafta terk etti. İşte böylesine sıcak bir akşam imdadıma Swissotel'de yeni açılan Gaja Roof Bar ve Restoran yetişti. Güneşin ufukta iyice alçaldığı saati denk getirip Swissotel'in asansöründe 16. katın düğmesine bastım. Az sonra gördüğüm manzara, doğma büyüme İstanbullu olduğum halde benim bile nefesimi kesti. Kentin olağanüstü manzaralı bir noktasına oturtulmuş otelin en üst katı ziggurat gibi kademeli biçimde yapılmış. En tepede büyük bir bar ve barın önünde de bir geminin kaptan köşkünü andıran üst kat teras yer alıyor. Yüzünüzü denize doğru döndüğünüzde çevrede panoramayı olumsuz etkileyecek tek bir bina bile yok. Dolmabahçe Sarayı'nın üzerinde duran bir helikopterden İstanbul'u seyrediyor gibisiniz. Bir yanda Boğaz Köprüsü, karşıda Üsküdar kıyıları, yanda Marmara Denizi ve Adalar, iyice sağda da tarihi yarımada ve Sirkeci'ye kadar İstanbul bütün görkemiyle ayaklar altında. Dolmabahçe tarafındaki kademeli teraslara masalar yerleştirilmiş. Bu kısım tümüyle restoran olarak değerlendiriliyor. Bütün masalar ve masalardaki bütün iskemleler dolu olduğunda, en fazla 140 kişiyi alabilecek bir kapasitesi var Gaja Roof'un. 'Gaja' yeme içme dünyasının tanıdığı ünlü bir İtalyan şarap firmasının adı. Bu şaraplarla restoranın bir ilgisi olup olmadığını merak ettim. Yokmuş ve sırf kulağa hoş gelen bir sözcük ararken bulunan bir isimmiş. Ama restoran tıpkı adaşı Gaja şarapları gibi kendi alanında iddialı. Bu çatı restoranı için çok deneyimli bir şef görevlendirilmiş. Dominic Scott Jack adlı İngiliz şef, meslek yaşamının önemli bölümünü 1 ve 2 Michelin yıldızlı restoranlarda ikinci şeflik yaparak geçirmiş biri.

MÖNÜ KALABALIK DEĞİL
Bütün iyi restoranlarda olduğu gibi Gaja Roof'un mönüsü de fazla kalabalık değil ve genellikle deniz ürünleri ağırlıklı. Ancak her yemek usta elinden çıkmış ve sıra dışı. Örneğin ben yanında yaz meyvelerinden yapılmış fazla tatlı olmayan bir marmelat ve köy ekmeği ile sunulan taze kaz ciğeri ile yapılmış bir terin ile başladım. Müslin soslu kuşkonmaz ya da domates ve keçi peyniri ile yapılmış bir terin de uygun iki seçenek olarak görünüyordu. Ana yemek olarak yanında domatesli rizotto ile servis edilen nefis bir deniz levreği ısmarladım. 'Kuru dinlendirme' yöntemiyle olgunlaştırılmış 300 gramlık biftek ya da taze baharatla lezzetlendirilmiş kuzu sırtı ve yengeçli, istiridyeli, dana etli erişte çeşitleri de mevcuttu. Tatlı olarak egzotik meyvelerden oluşan ve yanında guava, passion fruit sorbesiyle sunulan bir 'minestrone' söyledim. Çok hoştu. Gaja Roof'un şarap mönüsü de böylesine üst düzey bir restorana yakışır zenginlikte. İtalyan, İspanyol, Şili, Arjantin, Güney Afrika, Fransa, Avustralya, ABD ve Türk şarapları mevcut. Türk şaraplarından Sarafin, Kavaklıdere ve Gülor'un çeşitleri mönüye alınmış. Ayrıca hemen tüm şampanyalar kadehle de servis ediliyor. Kuşkusuz pahalı bir restoran Gaja Roof. Ancak yemekler fiyatlarını hak ediyor. Kısacası, burası ucuza karnını doyurmak isteyenlere göre değil. Ancak olağanüstü manzara için bara uğramakta yarar var. İnsan ne kadar güzel bir şehirde yaşadığını anlıyor.
Haberin fotoğrafları