kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Türkiye dostu Sarko!

Ya Sarkozy salak olmalı ya da içimizde birileri.
Düşünün, Avrupa solu, Yeşiller'i filan Türkiye'nin AB üyesi olabileceğini söyleyip bizi kandırmak, bir güzel sömürmek, bölmek, parçalamak istiyordu. Di mi?
Ama Fransız sağının en şoven, en milliyetçi, ulusalcı, duruma göre faşo, yer yer ırkçı, elhak yabancı düşmanı kesimlerinin de oyunu alarak devletin başına geçen Sarkozy ise Türkiye'yi istemiyor.
İçimizden birilerinin mantığına göre, bunu "Sarko Türkiye'yi sömürmek, bölmek, parçalamak istemiyor; tam bir Türkiye dostu" diye anlayabiliriz.
Böyle bir vicdandır yani Sarko' nunki.
Burada da aslında terste gibi görünen çok sayıda müttefiki olan;
"Sarkozik" Avrupalının seni toptan "öteki, farklı, yabancı, Şarklı, Ortadoğulu, yoksul, cahil, Müslüman, ter kokulu" bulması gibi, burada da kendi insanının bir, hatta önemli bölümünü "öteki, yabancı, garip, iğrenç" bulanlarla buluşan bir zihniyet.
Ve buluşma noktası şudur:
Senden toptan nefret eden Batılı ile senin içinde bir ötekinden nefret edenlerin sevda tepesi.

"Fransız yeni faşizminin artık eskimiş lideri" Le Pen, boşuna burada en çok Erbakan' ı sevmezdi.
Çünkü, bir ötekinin kökenine, kimliğine milliyetçi, dinci, fanatik nefret ile çıktıkları iki ayrı yol sonunda, aynı durakta buluşurlardı.
Ötekinin reddi.
Ötekini içine almama, düşman belleme, tehlikeli görme. Aynı şey şimdi Sarkık Sarko ile buradaki Salako' lar arasında da geçerli.
Biri toptan Türkiye'den, diğerleri toptan AB'den, demokrasiden, insan haklarından, farklı olandan filan nefret ederek aynı kapıya çıkıyorlar. O yüzden de müttefik sayılmalılar; birbirlerine bayılmalılar.
Ne diyeyim.
Bir de şunu:
Bu Sarkozy' nin Avrupa dışındaki en önemli müttefikleri, geleneksel Fransız merkez sağ ve sol politikalarına, De Gaulle' cüler ile sosyalistlerden çok farklı biçimde açıkça yanaştığı iki kritik devlet hangileri, biliyor musunuz?
Sözde Türkiye'nin AB üyesi demokratik bir ülke olmasını destekler gibi yaparken, aslında terörü de maşalaştırıp Ortadoğu batağına saplamak, Iraklaştırmak, öbür gün Şii İran'a karşı Sünni ittifakın parçası kılıp durmadan savaştırmak, ruhunu bölmek, paramparça etmek isteyen iki "neomuhafazakâr" zihniyet:
ABD'li kimi Cumhuriyetçiler ile İsrail yönetimi, Likudçular ve bilumum teorisyenleri, Hudson mudson Washington maşington enstitüleri, AEİ'leri, Perle, Rubin gibi burada, kimi kurumlar nezdinde pek itibarlı olan yırtıcı şahinleri.
Al Sarko'yu vur Darko'ya.
Sonuç aynıdır: Karanlık, hep karanlık!