kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin

20 milyon dolara razı olan patron, bankayı 2.6 milyara sattı

Bilgin, 20 milyon $'a banka satmaya hazır patronların halkın katkısıyla 130 kat fazla fiyata sattığını belirtti. Bu patronların halka borçlarını parayı ülkeye yatırarak ödemeleri gerektiğini söyledi..
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, sermayeye ihtiyacı olan Türk bankacıların ya da banka sahiplerinin, patronların, diğer alternatifleri zorlamadan en kestirme çözümü bankalarını satmakta bulduklarını bildirdi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) ev sahipliğinde düzenlenen Birinci Uluslararası Mevduat Sigortacıları Birliği (IADI) Bölgelerarası konferansının açılışında konuşan Bilgin, bankaları daha fazla büyütmek için ya da sistemdeki yerini korumak için sermayeye ihtiyacı olan Türk banka sahiplerinin, diğer alternatifleri zorlamadan en kestirme çözümü bankalarını satmakta bulduğunu söyledi. Satışların oldukça uygun bir fiyata yapıldığı yorumları olduğunu, ifade eden Bilgin, şunları kaydetti: "Geçmişle karşılaştırıldığında fiyatlar yükselmiştir. 2001 yılında Vakıflar Bankası'nın alımı için bir yabancı Avrupa bankası, para ödemek değil üstüne para istemiştir. Aynı bankamız 2005 yılında 5,5 milyar değer üzerinden yüzde 25'ini halka arz etmiştir. İsim vermek istemiyorum, ama 2001-2002 yılında 20 milyon dolara bankasını satmaya hazır olan bir gurup bugün aynı bankayı 130 katı büyüklüğü fiyata satmıştır.''

REKABET ADİL DEĞİL

BDDK Başkanı Bilgin, bankaları satarken gülümseyen, merasimler yapan, gazetelere röportajlar veren değerli eski banka sahipleri ve bankacıların, başroldeki oyuncuyu unutmamaları gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2001 krizi gibi tarihimizin en derin krizinde bugünlere gelmemizde halkın sağduyusu, sabrı, ödediği vergiler, kullandığı krediler ve bunların bankalara katkısını hiç kimse göz ardı edemez. O katkılar ki faiz dışı fazla bütçe dengesi borç, GSMH dengesi ve Maastrich gibi kriterlerin tutturulmasını sağlamış, ekonomik istikrar ve dengeler yerine oturmuş ve finans sistemine, özelinde de bankalarımıza cazibe artmıştır. Dolayısıyla banka satışları sonucunda çok iyi meblağlara sahip oldukları yorumu yapılan değerli eski bankalarımızın ve bankacılarımızın, bu ülke insanına borcu da elde ettikleri bu parayı yine ülkede yatırıma dönüştürmeleridir.'' Bilgin, Türkiye'de yatırım yapan, ancak dünyanın her yerinde bağlantısı olan global bir banka ile sadece Türkiye içinde fon bulma gayreti içinde olan bir bankanın en azından aynı rekabet ortamında çalışmasını sağlamanın, kamu gücünü elinde bulunduranların görevi olması gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti: "Japonya'dan uzun vadeli mevduat bulup bunu muhtelif enstrümanlarla hedge edip YTL'ye çevirip Türkiye'de kredi veren bir banka ile zaten tasarruf eğilimi düşük olan Türk halkından bin bir zorlukla mevduat toplayan ve mevduatın ortalama vadesi de 3 ay olan ve bunu da ortalama 2-3 yıl vadeli bir kredi ile aktifte değerlendiren bir banka arasında aynı piyasada kıyasıya rekabet edildiği gerçeği de göz önüne alındığında en azından sigorta primi, BSMV gibi aracılık maliyetlerinde dikkat edilmelidir. Amacımız, sistemde pasifin maliyetini düşürüp vadesini uzatmak olmalıdır.''
Haberin fotoğrafları