kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Haziran 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kalbiniz Ege'de kalacak

Stelyo BERBERAKİS
25.06.2007
Havaların ısınması, Türk ve Yunanlı turistlere Ege'nin her iki yakasını ziyaret etmeleri için yeni fırsatlar doğuruyor... Kuşadası-Pire arasında başlayan lüks gemi seferlerinde adalarda da kalmak mümkün..
Bu yılın en sükse yapan fırsatlarından biri de Kuşadası ile Pire limanları arasında sefere başlayan lüks gemiler... Bu gemilerle seyahat etmeyi tercih eden Türk turistler, Mykonos ya da Santorini gibi Ege'nin en gözde ve kozmopolit adalarında; Yunanlı turistler ise Kuşadası ve yöresinde dört gün süreyle konaklayabiliyor. Sefere başlayan başka bir gemi ise İstanbul'dan yola çıkarak, sekiz gün boyunca Ege adalarını gezebiliyor. Kuşadası-Pire arasında seferlere başlayan 'Ruby' adlı yolcu gemimiz, akşam üstü saatlerinde Pire limanına doğru denize açılıyor. Sabah saatlerinden öğlene kadar Pire ile iç içe olan başkent Atina'da geniş bir tur attıktan sonra, aynı gemi, sizi Mykonos'a ya da Santorini Adası'na götürüyor. Mykonos ya da Santorini'de kalmak isteyen yolcular, bunu daha önce seyahat acentesina bildirmek zorunda. Adalarda kalacağınız otelin rezervasyonu seyahat acentesi tarafından yapılıyor. Dört gün orada kaldıktan ve adanın keyfini çıkardıktan sonra, seçtiğiniz sefer sizi en mütevazı ancak en dinlendirici ada olan Patmos ve oradan en zengin ada olan Rodos'a ya da Akdeniz'in en büyük adalarından Girit Adası'na götürüyor... Gemiler bu adalarda en az beş, en fazla sekiz saat süreyle demirlediği için siz de dışarı çıkıp bu adaları görebiliyor; hatta denizlerine bile girebiliyorsunuz..

GEMİLERDE HAYAT
Ege turlarına başlayan yabancı bandıralı bu gemilerle seyahat etmek oldukça da dinlendirici. Çeşitli milletlerden oluşan personelin, farklı ülkelerden gelen yolculara gösterdiği nezaket ve verdiği hizmete diyecek yok. Gündüz vakti, dokuz katlı gemilerin güvertelerinde isteyen güneşleniyor; isteyen minyatür havuzlarında serinliyor... Sabah, öğlen ve akşam saatlerinde çıkartılan yemek çeşitleri de oldukça bol ve zengin. Kabinler ve banyolar tertemiz... Otellerde olduğu gibi her gün temizleniyor ve çarşafları değiştiriliyor. Gemi içinde duty free mağazaları da var. Üstelik fiyatları da oldukça makul. Akşam saatlerinde bir de casino açılıyor. Fazla para harcamamak için olsa gerek her fiş 25 cent. Akşam yemeğinden sonra geminin geniş salonlarından birinde şarkılı, danslı gösteriler başlıyor; başka bir salonda da gençler diskotekte dans ediyor. Yaşlılar da düşünülmüş. Onlar için hafif müzik çalan bir salon da var.

ADALAR VE KIYILAR
Uluslararası 'jet set'in en gözde yerlerinden Mykonos oldukça turist çekiyor. Ünlü markaların sıralandığı mağazalarda hiç sahte mal yok. Masmavi ve serin sulara sahip Paranga, Agrari, Paradise, Super Paradise ve Eliya gibi sahilleri mutlaka görülmeli. Güneşi batırmak için Caprice'e, deniz ürünleri yemek için Sea Satin'e ve kaliteli müzik eşliğinde içki yudumlamak için Parnassas barına uğrayın... Patlayan yanardağın bir parçası olan Santorini'de evler, adanın tepesinde bulunuyor. Güneşin en görkemli biçimde battığı bu adaya sırf bu fenomeni görmek için gelenler var. Bu adanın denizinden çok sokak araları, barları, mağazaları, eğlence yerleri ve butik otellerinin kuşbakışı misali denize nazır yüzme havuzları ünlü. Pahalı bir ada olmasına rağmen, her keseye uygun bir köşesini bulmak mümkün. Marmaris'in tam karşısındaki Rodos ise eskiden şövalyelerin adası olarak bilindiği için özellikle Batı dünyasında ün salmış bir ada. Türk azınlığın da yaşadığı bu turistik adada onarılmış camileri, İslam müzesini ve asri mezarlıkları da ziyaret etmek mümkün.

VE KUŞADASI..
Gemiler Ege turunu tamamlayıp geri döndüğünde, bu kez isteyen Yunan ya da yabancı turistler Kuşadası'nda kalabiliyor. Efes ve Meryemana gibi tarihi ve turistik yerleri de ziyaret etmek mümkün tabii... Gemi Kuşadası'na yaklaşırken iki şey dikkatimizi çekiyor. Biri, Kuşadası'na yakın kıyılarla Yunanistan'ın Samos Adası arasında kalan mesafenin bu denli kısa olması. Fotoğraf makinesinin deklanşörüne bir basışta iki ülkeyi birden tek bir karede görüntüleyebiliyorsunuz! İkinci dikkati çeken şey ise oldukça vahim ve üzücü. Yunan adalarındaki mimari ne denli korunmuşsa, Kuşadası'ndaki mimari bir o kadar çarpıtılmış. Kuşadası'na gemiyle yaklaşırken uzaktan görünüşü, Ege'deki sihirli manzarayı aniden bozuveriyor. "Yan yana dizilmiş gökdelenlerin deniz kıyısı ve manzarasıyla ne işi olabilir?" sorusu geliyor akıllara.

ALTERNATİF TATİLİN MİMARI BİR TÜRK
Bu oldukça cazip alternatif tatilin mimarı Sercan Hanım. Türk-Yunan halk ilişkilerinin yoğunlaşmasıyla bir süre önce geldiği Atina'da bir turizm şirketinde çalışıyor. Kuşadası ile Yunan adaları arasında eskiden beri yapılan gemi turlarının yeterli olmadığına kanaat getiren Sercan Hanım, turizmci iş arkadaşı Stavros ile birlikte bir gemi şirketiyle anlaşıp Türk turistlerin Yunan adalarını; Yunan turistlerin Türk kıyılarını ve yabancı turistlerin de Ege'nin her iki yakasını da yakından tanımasına fırsat veren bu alternatif turların başlatılmasına ön ayak olmuşlar. Tatilin kaça mal olduğuna gelince... Örneğin Kuşadası'ndan gemiyle denize açılacak bir kişi; yeme-içme dahil, tercihe göre Mykonos ya da Santorini Adası'nda dört gece konaklama, dört gün diğer adaları ve Atina gezisini kapsayan toplam sekiz günlük tatil için 440 ile 1000 avro arasında bir ücret ödüyor. Fiyat, gemilerin 'yıldızlarına' ve kalacağınız kabinin kategorisine göre değişiyor.
Haberin fotoğrafları