kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Taklitten reyting umanlara ders

Alaska'nın ağır iklim koşullarında çalışan Bob Ross, Amerikan Hava Kuvvetleri'nde görevli bir askerdi. Boş zamanlarında resim yapıyor, sevincini, heyecanını, hüznünü tuvallere yansıtıyordu. Kariyerini tamamlayıp, ordudan ayrılınca resim dersleri vermeye başlayan Ross'un Annetta Kowalski adında bir öğrencisi vardı. Genç kadın, kocasına Ross'u o kadar çok methetmişti ki, Walt da ressama ilk önce bir televizyon reklamı yapmak, ardından da dizi halinde bir program hazırlayıp yönetmek istedi. Kowalskiler reklam harcamaları için evlerini ipotek ettiler. Reklamlar o kadar ses getirdi ki, televizyon yapımcılarından arka arkaya teklifler gelmeye başladı. Programlar aynı anda 60 televizyon kanalından yayınlanıyordu. Yıllarca hayranlıkla seyredilen "Resim Sevinci" (Joy of Painting with Bob Ross) adlı programdan Bob'un bazı konuşmaları: "Fırçamızla tuvalimize dokunuyoruz. Çok kolay!.. Korkmadan dokunuyoruz... Hata diye bir şey yoktur. Sadece küçük mutlu kazalar vardır... Şuraya yaşlı bir ağaç çiziyoruz. Belki de şurada yaşayan mutlu küçük çalılıklar vardır. İşte tam şurada... Belki de çalılıkların arasında sevimli, minik sincaplar neşeyle geziniyorlar. Biraz vanday kahverengi, biraz titan beyazı alalım... Tamam..." Programın ilgi görmesinin sebebi; Ross'un resmi sevdirmesi, sıcak ve içten anlatımıyla herkesi resim yapabileceğine inandırmasıydı. Onun için yetenek değildi önemli olan, sevgiydi, meraktı ve istekti. Ross'un ünü arttıkça hakkında yapılan konuşmalar da çoğaldı. O, kimine göre bir usta, kimine göre de gereksiz bir ressamdı. "Resim sanatını basitleştiriyor, sanat yapmıyor ancak manzara yapıyor" eleştirileri, ressamın kulağına kadar gitti. Bu sözlere cevap veren ressam şöyle konuştu: "Evet, ben manzara resimleri yapıyorum. Çünkü, doğanın binbir güzelliğini ve bu kusursuz dengeyi insanlara aktarmak hoşuma gidiyor. Siz güzelliklerin farkına varın, yeter." Annetta Kowalski ile görüşen televizyoncular ona cazip bir teklifte bulunur: "Ross'un programları güzeldi. Halk çok tutmuştu. Programlar hala ilgiyle izlenmeye devam ediyor. Onun bir taklidini çıkarın, hemen yayınlayalım..." Kowalski bu sözlere hiç aldırış etmez. Ve der ki: "Siz başarının sırrını programda mı buldunuz? Bob'daydı..." Bu alıntı, yazar Ayşe Şen'in yüzlerce başarı öyküsünü bir araya getirdiği "Zirvedeki Yaşamlar" adlı kitabından. Niye mi buraya aldım. "Taklitten" reyting süzmeye çabalayan televizyonculara ders olsun diye...