kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

1001 Gece Masalları'ndan çıkıp gelen kent: İstanbul

İstanbul, her geçen yıl dünya basınında daha çok yer alıyor. Pek çoğu övgü dolu kaleme alınan bu yazılar Türkiye için AB'ye göz kırpıyor..
Türkiye, tüm dünyada güncel olan ve çok konuşulup tartışılan bir konu. Dolayısıyla, İstanbul da öyle. Gerçi basınımız en önemli kimi yazıları özetle de olsa veriyor. Ama bazıları kaçıyor. İşte geçen haftalarda çok satan Fransız dergisi Paris-Match'da çıkan bir İstanbul yazısı. Yazının başlığı, 'Splendeur et Miseres d'İstanbul'; yani 'İstanbul'un görkem ve sefaleti'. Çok etkilendiğim bu yazıyı ben de özetleyerek sunuyorum.

FRANSIZLARIN GÖZÜNDEN
"Fransa'da özellikle seçim zamanı Türkiye gündeme oturuyor. Ülkenin AB'ye alınmasına yandaş ve karşıt olanlar tartışıyor. İki yanın da sağlam gözüken dayanakları var. Ben sadece şunu merak ediyorum: Milâdi zamanın 400 ve 1000 yılları arasında, uygarlığımızın tüm mirasını kurtarmış, korumuş ve ileriye taşımış bir kent olmadan, nasıl bir Avrupa Birliği olacak? Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra tüm kıta yağmur, soğuk, şiddet ve cehalete gömülmüşken, 1001 Gece Masalları'ndan çıkmış bir kent, ışıklar içinde parıldıyor, üstüste Hunlar'ın, Araplar'ın, Moğollar'ın ve çeşitli barbar kavimlerin istilasına karşı duruyor, okullarında Platon, Aristo, Çiçero ve Seneka'yı öğretiyordu. Bugün Avrupa Birliği'ni kurarken, tarihte ilk kez antik Yunan kültürü, Roma hukuku ve Yahudi-Hıristiyan uygarlığını birleştiren büyülü bölgeyi unutmak mümkün mü? Korkulara, paranoyalara, unutmalara dayanarak bir ideal inşa edilemez. Eğer çeşitlilik içinde birlik idealimizi en iyi gerçekleştirmiş olan tanrısal güzellikte tek bir kent varsa, o da İstanbul'dur. Ve onu daha iyi tanımak için, Orhan Pamuk'un son yayınlanan kitabını okumak yeter." Yazar Gilles Martin Chauffier, Pamuk'un Fransızca'da İstanbul: Bir Kentten Anılar diye yayınlanmış olan kitabı üzerine yazdığı bu yazıda, kitabı da anlatıp övüyor. Ve yazısını şöyle bitiriyor: "Duman geçer, baca yerinde kalır. Onca acıdan sonra, İstanbul bugün çılgın bir hızla kalkınan bir şehir. Osmanlı'nın son döneminde, imparatorluk belki karamela kadar yumuşamıştı. Ama bugün İstanbul'dan daha histerik biçimde gelişen tek kent, belki Şangay. Kentin biraz solan görkemi, bir gökdelen istilasıyla yeniden canlanıyor. Ve bu kitap, tek başına, başkentlerimizin en eskisinde en canlı esprinin, en büyük çeşitliliğin ve sonuç olarak en çok Avrupalılığın yeşerdiğini kanıtlamaya yetiyor."

TÜRK LOBİSİ NASIL OLUŞUR?
Acaba AB'nin kapısını çalan hükümetimiz de bu gibi yazıları izliyor ve yazarlarını en azından yeri gelince İstanbul'a davet etmeyi planlıyor mu? Dışarda gerçek bir Türk lobisi oluşturmanın en kestirme yolu bu değil mi?