kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Haziran 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Orkun'dan iddialı açıklamalar

Yeni Haber
Başarılı kaleciliğinin yanı sıra saha içindeki tavırlarıyla da gündemden inmeyen ve Türk futbolunun gelecek beklediği isimlerden olan Orkun Uşak, Galatasaray'a imza attıktan sonra iddialı açıklamalar yaptı.

Galatasaray'ın alt yapısından yetişen ama Sarı - kırmızılı camiadan uzakta yıllar geçiren Orkun, bu sürecin normal olduğunu söylerken; doğru kulübe geldiğini belirtti. Ligtv.com.tr'ye konuşan Orkun, "Düştüm kalktım, düştüm kalktım ama en sonunda tekrar futbola başladığım kulübe döndüm" dedi.
Orkun, artık Sarı - kırmızı kaleyi yabancı eldivenlere kapayacaklarını savundu. Orkun Uşak, Fenerbahçe'den Beşiktaş'a geçmesiyle hedef tahtası haline gelen Rüştü'ye de destek verdi ve "İnanın onlar da bizim yerimizde olsalar aynı şeyleri yaparlardı." dedi.

Kendisini Ankaragücü'nde yedek beklerken Kayseri Erciyesspor'a getirerek büyük çıkışına imkan tanıyan eski hocası Bülent Korkmaz'a da teşekkür eden Orkun "Ona hayat boyu minnet duyacağım" diye konuştu. İşte Orkun'un açıklamaları:

-Orkun hayırlı uğurlu olsun. Herhalde daha attığın imzanın mürekkebi bile kurumadı?
Evet, aynen öyle oldu.
-Kaç saat oldu imzayı atalı?
Öğle saatlerinde imzaladım sözleşmeyi. Antalya'da imzaladım ve Galatasaray Kulübü'ne faksladık.
-Önce Galatasaray dendi, sonra Bursaspor ve sonunda Galatasaray'a imzayı attın. Galatasaray'a transferin sürecinde neler yaşandı?
Sezon bittikten sonra biz Erciyesspor Kulübü'yle görüştük, onların da onayını aldık ve 'biz buradan ayrılıyoruz' dedik. Daha sonra menajerlerim bana Galatasaray ve Bursaspor'un transferim için girişimlerde bulunduğunu söylediler. Biz beklemeye başladık çünkü gideceğimiz kulübün önce Erciyesspor'la anlaşması gerekiyordu. Bonservisim oradaydı. Bir süreç geçmesi gerekiyordu çünkü istenilen bonservis bedeliyle ilgili problemler olur hep. İstenen bedel ödeyecek olan kulübe hep yüksek gelir. Teklifler sunulur, beklenilir, teklifler sunulur, beklenilir. Böyle bir süreç yaşandı. Bu süreçte benim ağzımdan bir sürü şeyler yazıldı çizildi; 'şuraya gidiyor, buraya gidiyor' diye ama ben hiçbir şey konuşmadım aslında. Esasında biz Galatasaray'la anlaştık.
-En son dün akşam Galatasaray'la anlaşma netleşti değil mi?
Evet dün akşam görüşüldü herşey, maddi konuda anlaşıldı.
-Biliyoruz ama bir de senin ağzından duymak adına soruyorum, ne kadarlık bir sözleşme imzaladın?
3 yıllık.
-3 yıllık ama opsiyonlu mu?
Hayır net 3 yıllık bir anlaşma yaptık.
-Rakam telaffuz ediyor musunuz?
Yok rakam söylemeye gerek yok.
-Ama İMKB'ye bildirilicek ve açıklanmış olacak
Onlar borsaya bildirdikleri zaman hep beraber öğreniriz.

"GALATASARAY DOĞRU YER"

-O zaman şöyle sorayım, tatmin edici bir rakama imza attın mı?
Zaten benim kendimle ilgili hedeflerim var, hedeflerimin karşılığı hiçbir zaman para olmadı. Ben zaten imza atarken de menajerime sordum, "Bizimle ilgili görüşlerimizi dile getirdin mi, yani bizim hedeflerimizi düşüncelerimizi dile getirdin mi?" dedim, "Evet Orkuncum" dedi. "Sen kabul ediyor musun?" dedim, "Tamam" dedi. Maddiyatla ilgili hiçbirşey sormadım. Benim planlarım var bu planlarım adına Galatasaray'ın doğru yer olduğunu düşünüyorum. Onun için parayla ilgili hiçbir şey konuşmadım. Çünkü benim planım, hedefim inşallah burada görev almak, milli takımda görev almak, böyle uzun vadede düşündüğüm planlarım var ve bunların parayla karşılığı yok benim için.
-Bundan 2 ay önce bana anlattığın hedeflerini kısaca sana özetleyeyim: "Benim ileriyle ilgili planlarım şimdi yapılmış planlar değil. Ben 15-16 yaşında o zamanlar Genç Milli Takım'da oynuyordum ve gelecekle ilgili planlarımı o zaman yapmıştım. Benim hedefim 2006 Dünya Kupası elemeleri kadrosunda olmaktı ve o kadronun içindeydim. Ondan sonraki hedefim de 2008 Avrupa Şampiyonası'nda oynamaktı. Onun için de önümde hala 1.5 yıllık bir dönem var. Bu dönemi eğer şu anda geçirdiğim süreç gibi geçirirsem, ben bunu başaracağıma inanıyorum. Çünkü kendime baktığımda, aldığım eğitime baktığımda, hepsi biraraya geldiğinde ve bunları düşündüğümde hedeflerimi gerçekleştireceğime inanıyorum" demiştin. Şimdi Galatasaray'a gelerek hedeflerine bir adım daha yaklaşmış oldun.
Bunlar hep düşünülmüş, taşınılmış adımlar. Biz bir adım attık. İnşallah hem Galatasaray Kulübü için hem Orkun Uşak için hayırlı olur. Çünkü Orkun Uşak sadece büyük takıma transfer olayım diye transfer olmuş bir futbolcu değil bugün. Çünkü siz daha iyi biliyorsunuz bunun bir çok örneği var. Aman orası olsun, aman illa oraya gideyim falan değil. Benim hedeflerim var ve bu transfer benim hedeflerim doğrultusunda yapılmış bir hareket.
-Bir önceki röportajımızda sana "Her futbolcunun hedefi 3 büyüklerden birinde oynamaktır. Sen ise bunu söylemiyorsun. Önce Milli Takım diyorsun. Galatasaray'ın alt yapısından yetiştin ve ben bir gün Galatasaray'da oynayacağım demiyorsun. Neden?" diye sormuştum. Cevabınsa "Şimdi şöyle birşey var; Ben İstanbul'da doğdum, büyüdüm, İstanbul kültürüyle yoğruldum. Ayrıldığım, yani Elazığspor'a transfer olduğum 19-20 yaşına kadar İstanbul'daydım. Benim İstanbul'da oynama gibi bir isteğim yok. Niye? Çünkü İstanbul şehir yaşantısına karşı birincisi bir açlığım yok. İkinci nedense, İstanbul takımları Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray... Buralarda Türk kalecilere yer verilmesi çok nadir ihtimaller" diye cevaplandırmıştın. Şimdi Mondragon gitti ve sen Galatasaray'a geldin o nadir ihtimallerden bir tanesi mi gerçekleşti?
Evet o nadir ihtimallerden biri gerçekleşti. Artık bunun zamanı geldi de geçiyor. Ben Orkun adına konuşmuyorum. Artık Türkiye'de diğer kulüplerimiz de Türk kalecilere yer vermeli. Artık bu mantaliteyi değiştirme zamanı geldi. İnşallah Türk kalecileri olarak, en başta ben olmak üzere bu düzenin değişmesi adına elimizden geleni yaparız, sahada iyi performanslar gösteririz ve insanlara deriz ki "Biz Türküz, biz bu kaleyi rahatlıkla koruyoruz". İnşallah bunu başarmak nasip olur.

"GALATASARAY'IN BÜYÜKLÜĞÜNE HAZIRLAYACAĞIM KENDİMİ"

-Nadir ihtimallerden bir tanesine imza attın. Sen dediklerini hayata geçiren bir yapıya sahipsin. Yine bir önceki röportajımızdan bir bölümü sana hatırlatayım. "Benim hayatında yapmak istediğim şeyler var. Futbolu bıraktığında evin oldu, araban oldu, çocukların rahat yaşadı. Eee futbol adına ne bıraktın. Banka hesap cüzdanından başka hiçbir şey değil. Ben böyle birşey istemiyorum. Ben mücadele etmekten yanayım. Eğer burada huzurluysam, burada oynayabileceksem, burada kalıp onlara karşı göze göz, kora kor mücadeleyi burada yapmak isterim. O düşünceleri ne zaman değişirse, o zaman seve seve giderim. Yoksa niye gideyim? Gidip yedek oturacaksın. Ya da sen çok iyi bir kalecisin evet biliyorsun, ama ne oldu, üstüne x bir arkadaşımız getirildi, kulübede oturacaksın o zaman" demiştin. Galatasaray'a kulübede oturmaya gitmiyorsun.
Şimdi benim dediğim gibi çok önceden belirlediğim hedefler var ve bu hedefler içinde Galatasaray bir adım. Tabii ki Galatasaray çok büyük bir kulüp. Galatasaray kulübünün başarılarını, yaşadıklarını anlatmaya gerek yok. Tabii ki ben de oraya hazırlanarak gideceğim, tabii ki ben de psikolojimi ona göre hazırlayacağım. Oynamak için elimden gelen mücadeleyi göstereceğim. En önemlisi Orkun Uşak sadece transferiyle değil, Orkun Uşak kişiliği, karakteri, kalecilik adına yaptıklarıyla Galatasaray'a geldi. İnşallah Galatasaray'a da hem karakteriyle hem kişiliğiyle birşeyler katacak. Yani benim 1. kaleci 2. kaleci 3. kaleci gibi bir yaklaşımım yok. Ben böyle bir ayrımın bir parçası olmak istemiyorum hiçbir zaman.
-Ama 3 büyüklerden birtanesine gidip de yedek oturmak istemiyordun. Bunu söylemiştin.
Tabii ki istemiyorum ama baştan böyle birşey söylemek çok yanlış. Sahaya çıkılacak, çimene basılacak, toplar tutulacak işte o zaman kimin hakkettiği, kimin haketmediği belli olacak. O zaman hep beraber göreceğiz.
-Galatasaray'da kalede yıllardır Mondragon vardı. Mondragon'dan sonra kaleye geçecek olmak sana neler yaşatıyor sana.
Böyle bir korkum falan yok yani.

-Korku adına sormadım ben de.
Tabii ki Mondragon iyi bir kaleci. Taffarel'den sonra geldi. O zaman Mondragon'un da bir zorluk derecesinden geçmesi gerekiyordu çünkü Taffarel kalecilik haricinde topu kullanma becerisiyle Galatasaraylılar'ın gönlünde taht kurmuştu ve farklı özellikleri vardı. Onun için bir telaşım endişem falan yok. Ben Anadolu'da oynadığım 7-8 sene içerisinde inanın bu transfere psikolojik olarak öyle hazırlanmıştım ki, o kadar hazırdım ki. Ben kendimi öyle hissediyordum. Bu geçirmiş olduğum dönem, şu anda transfer olduğum Galatasaray'da bana iyi şeyler yaptıracak. Buna eminim. İnşallah futbolu bıraktıktan sonrada insanlar beni güzel şekilde anacak, buna İnanıyorum.
-Peki Galatasaray'a çok sıkıntılı bir sezonun ardından geldin. Gelirken bunları düşündün mü?
Hiç düşünmedim. Çünkü bunlar benim dışımda olan şeyler. Ben sadece burada çimenin üstünde oynamak için geldim. Onun dışındaki faktörler beni hiç ilgilendirmiyor. İnşallah bunu da başarırım.
-Peki Kayseride yaptığımız röportajda sana -Bir Galatasaray maçında istavroz çıkardığın iddia edildi. Nedir bu konu? Diye dormuştum. Sende "O benim çok uzun yıllardır yaptığım bir şey. Benimle Allah arasında olan, ben öyle inanıyorum. Onun haricinde hiçbir anlam içermeyen, dini bir vasfı olmayan, görsel anlamı olmayan benim için özel bir hareket. Onun dışında hiçbir anlamı yok. O maçta önemli bir anın akabinde yapılmış olduğu için göz önüne çıktı. Benim bütün maçlarımı takip edin maçın içinde o hareketi birçok kere yapıyorum. Pozisyon geçtikten sonra, bir kurtarış yapmışım, uğurum diyebiliriz." diye cevap vermiştin. 3 büyüklerin dışında oynarken bu tür hareketler çok fazla göze batmıyor. Ki bir Galatasaray maçında bu gündeme gelmişti. Şimdi Galatasaray'dasın ve bu tür hareketlerinle hayli karşılaşacağız. Tribünlerin bir anlamda sevgilisi olacaksın.
Bu tribüne oynamak değil benim için. Ben sahada nasıl rahatsam, kendimi nasıl iyi hissediyorsam, nasıl oyuna konsantre olabileceksem öyle davranırım. Çünkü ben ne kadar iyi konsantre olursam, ne kadar o sahanın içinde iyi olursam, o anı yaşayabilirsem o kadar takımıma faydalı olabilirim. Kendim iyi oynarım, takımımı iyi yönlendiririm, futbol topunun beninmle daha az buluşmasını sağlarım. Bence en büyük başarı budur zaten, takımı yönlendirebilmek. Onun için kendime özgü yaptığım, kendimle alakalı şeyler var. Bunu insanların yanlış anlayacağını düşünmüyorum. Ya da tribünlere gösteriş olsun diye yapıldığını düşünceklerini sanmıyorum. Çünkü onlar tamamen benim özelimle alakalı hareketler.
-"Statdan çıkarken 10 metrede bir röportaj yapılınca sinirlendim. Diyorlar ki "Hristiyan mısın?" Bana şey demiyorlar; "Orkun bu kareketi yapmanın anlamı nedir? Bir tanesi Hristiyan mısın?" deyince, "Evet Hristiyanım ne olacak yani" dedim. Hristiyan olunca, bu senin kalecilik yapmana engel bir durum mu yani." demiştin.
Ben Allah'a şükürler olsun Müslümanım. Herkesin bir inancı var, herkesin kendine özgü uğurları vardır. Bu da benim uğurum. Ben öyle rahat ettiğimi düşünüyorum. Yani bu dediğim gibi bu hareketin başkaları için hiçbir önemi anlamı yok. Benim için önemli ama. Bu zaten sadece bir harelet. Bir manası yok yani.
-O röportajımızda da söylemiştim şimdi de söylüyorum aynı şeyi. Medyaya malzeme olarak bayağı iyisin yani.
(Gülüyor) Aman iyi olsun kötü malzeme olmayalım.
-Sen Galatadsaray'ın alt yapısından yetiştin. Bu bir anlamda yuvaya dönüş. Alt yapıdan yetişip ardından tekrar yuvaya dönmek sana neler yaşattırıyor, neler hissediyorsun?
Tabii ki çok güzel bir duygu. Esasında bu beni de çok tatmin ediyor. Çünkü 19 yaşında Galatasaray'dan ayrıldım. Başka takımlarda oynadım, tecrübe edindim. Düştüm kalktım, düştüm kaltım ama en sonunda tekrar futbola başladığım kulübe dönmüş olmak çok sevindirici ve beni de çok mutlu ediyor. İnşallah önümdeki dönemde o uğraş verdiğim 6-7 senelik dönem gibi olur ve başarılı geçer.
-Galatasaray'a dönüşünde Bülent Korkmaz'ın seni Erciyesspor'a almasının da büyük katkısı, büyük payı var değil mi?
Bütün olayların gelişimi oradan başlıyor ve Bülent hocama ömür boyu minnet duyacağım. Her zaman ona bir minnet borcum olacak. Ben Ankaragücü'nde yedektim, oynamıyordum, 13-14 hafta oynamamış bir kaleciyi gözü kapalı transfer etti, gözü kapalı kaleye koydu. Bana olan inancını, güvenini belli ediyor. Yani bu transfer de zaten o imzayla başladı. Orada oynanılan oyun zayesinde bugün bu transfer gerçekleşti. Bülent Korkmaz'a hayatım boyunca minnet duyacağım. Çünkü çok zor gerçekten yani oynamamanın haricinde psikolojik olarak da çok zorlandığım bir dönemde bana elini uzattı. O eli tuttum ben de. Ona çok teşekkür ediyorum.
-Uzun yıllar bir camiada futbol oynadıktan sonra sporcular takım değiştiriyorlar. Bu profesyonellikte var. En son Rüştünün Beşiktaş'a transfer olmasıyla bu konu yeniden gündeme geldi. Her 2 kulübün taraftarlarından bu transfere tepkileri olduğunu görüyoruz. Bu transferi ve tepkileri nasıl yorumluyorsun?
Biz profesyonel futbolcular bence amatörce düşünmemeli. Tabii ki bir kulüp için ya da o anda görev aldığı kulüp için elinden gelen herşeyi yapmalı, gerekirse sakat sakat mücadelesini sürdürmeli, gerekirse özel hayatından, işinden gücünden, eşinden, çocuğundan ayrı kalarak kulübüne daha fazla zaman ayırmalı, bunların hepsini yapmalı. O anda mensubu olduğu kulüp için idolleşmeli, o kulüple özdeşmeli ama profesyonel yaşantıda amatörce düşünmeye yer yok. Eğer başka bir yere transfer olman gerekiyorsa olursun. Bence bunu insanların düşündüğü gibi duygusal düşünmemek lazım.
-Taraftarların bakış açısını nasıl değerlendiriyorsun?
Onlar galibiyette sevinirler, mağlubiyette üzülürler. Yani onlar ister ki, sevdikleri futbolcu hiç onlardan gitmesin, hep onlarla beraber olsun ama başka bir kulübün mensubu olunca bu sefer "Aaaa işte bak gitti ve bize yanlış yaptı." Bence yanlış bir düşünce bu ve böyle olmamalı. İnanın onlar da bizim yerimizde olsalar aynı şeyleri yaparlardı. Rüştü abi için konuşuyorsak, o yaptıysa doğrusunu yapmıştır zaten.
-Galatasaray'a imza attıktan sonra ilk röportajın değil mi?
Evet, evet.
-Bu bağlamda şunu soracağım. Antalya'da tatildesin ve Galatasaray'a attığın imzanın daha mürekkebi kurumadı. Ben şimdi aradan çekiliyorum ve Antalyadan İstanbul'a seni Galatasaray taraftarlarıyla başbaşa bırakıyorum dersem ne dersin?
Şu anda çok mutlu olsunlar. Türkiye'de Galatasaray gibi büyük bir takım kalesini Türk kalecilere emanet ediyor. Orkun'a, Aykut'a, Fevzi'ye. Ya da o kadronun içinde bulunan diğer kaleciler kimlerse onlara emanet ediyor. Üçümüze de şartlar ne olursa olsun destek olsunlar. Arkamızda dursunlar. Yabancı kaleci misyonunu sona erdirmek için bize destek olsunlar. İnanıyorum biz bunu başaracağız.

(CHA)
Puan Durumu
  Takım  O   G   B   M    A     Y     P  
1 Fenerbahçe 34 20 10 4 65 31 70
2 Beşiktaş 34 18 7 9 43 32 61
3 Galatasaray 34 15 11 8 58 37 56
Tümünü göster...
4 Trabzon 34 15 7 12 54 44 52
5 Kayseri 34 13 12 9 54 43 51
6 G.Birliği 34 14 6 14 43 42 48
7 Sivasspor 34 14 6 14 41 44 48
8 Ankaraspor 34 10 17 7 43 38 47
9 Konya 34 12 9 13 42 44 45
10 Bursa 34 12 9 13 36 42 45
11 Gaziantep 34 11 10 13 31 39 43
12 V.Manisa 34 11 9 14 41 45 42
13 Ankaragücü 34 11 9 14 32 39 42
14 Denizli 34 9 14 11 33 40 41
15 Ç.Rize 34 11 7 16 34 40 40
16 Antalya 34 8 15 11 32 36 39
17 K.Erciyes 34 9 10 15 29 49 37
18 Sakarya 34 4 10 20 25 51 22
Haftanın Maçları
34. Hafta
 Kayseri 3  
  Beşiktaş 0  
 Ankaraspor 2  
  Trabzon 1  
 Bursa 2  
  Galatasaray 0  
 V.Manisa 0  
  Denizli 0  
 Antalya 1  
  G.Birliği 3  
 Sivasspor 2  
  K.Erciyes 1  
 Konya 0  
  Gaziantep 2  
 Sakarya 1  
  Ç.Rize 1  
 Fenerbahçe 3  
  Ankaragücü 1