kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Haziran 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Dalgada yabancı nereden kaçar?

Bu yılın ikinci küçük küresel dalgasını yaşadık. Perşembe ve özellikle cuma günkü enflasyon verilerinden sonra küresel piyasalar ve Türkiye piyasalarında kayda değer toparlanmalar gerçekleşti.
Küresel dalgalanmaların meydana gelmesi, yüksek cari açık veren ve buna karşılık dışarıdan yüksek portföy yatırımı çekmeye başlayan Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.

- IMF ne dedi? - İşte böyle bir dalganmanın yaşandığı geçen hafta IMF, İcra Direktörleri Kurulu değerlendirmesinde "Ekonominin büyük sermaye girişlerine olan bağımlılığı, Türkiye'yi yatırımcı hissiyatındaki değişikliklere karşı açık hale getiriyor" dedi. Türkiye'nin küresel dalgalanmalara karşı çok hassas hale geldiğini 2006'dan itibaren gayet iyi biliyoruz. Ancak bunu IMF gibi bir kuruluşun vurgulaması ilginç ve uyarıcı.
Türkiye'nin yüksek cari açığından ve finansal piyasalarındaki yüksek yabancı payından dolayı küresel yatırımcıların tutumuna bağımlı hale geldiği bir gerçek. Hisse senedinde yüzde 71, banka dışı kesimin sahipliği açısından bonoda yüzde 38 yabancılara ait. Bu oranlar ve özellikle de borsaki payları çok yüksek.
Ancak bu bağımlılık önemli ölçüde karşılıklı. En azından hisse senedi tarafında olay böyle yürüyor.

- Sıcak para 87.4 milyar $ - Solda yer alan tabloda Türkiye'deki portföy yatırımlarının veya sıcak para stokunun mayıs sonunda 87.5 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Son bir yıllık artışı da yüzde 75'e yükseldi. Yani sıcak paranın büyümesi ivmelenmiş. Bu miktarın 50 milyar dolarını hisse senedi, 33 milyar dolarını bono yatırımı oluşturuyor. Hisse senedinde yabancı payı ve yabancı varlığı daha büyük olmasına karşılık, küresel dalgalanmalar karşısında bu piyasadan yurtdışına çıkan para miktarı çok daha küçük. Bunun tablosunu da sağda görüyorsunuz. Burada Türkiye kaynaklı üç dalgalanma da yer alıyor. Ama 2003'ten sonrakiler küresel kaynaklı. 2000-2007 Nisan arasındaki 7 yılı aşkın zamanda Türkiye'den hisse senedi yoluyla 3.6 milyar dolarlık kaynak çıkmış. Bonodan çıkan para ise 20.4 milyar doları bulmuş. En büyük çıkışlar 5 milyar dolara yakın rakamlarla 2000, 2001 krizleri ile 2006 dalgalanmasında meydana gelmiş. Hisse senedi ve bonodan çıkan toplam para ise 24 milyar dolar . Hesaplamaya sadece ödemeler dengesinde yer alan ve dalgalanmalara denk düşen ayların sermaye çıkışlarını dahil ettik.

- Bono piyasasının yapısı - Bu iki piyasadan bono piyasası hacim olarak daha büyük ve derin, borsaya göre daha istikrarlı. Çünkü kurumsal yatırımcıları daha güçlü. Yabancıların büyük bölümü kurumsal yatırımcılar veya fonlar. Yerlilerde ise en büyük grup bankalar ve şirketler. Yerli yatırım fonları da var. Yerli bireysel yatırımcıların payı ise 15 milyar dolarla en küçük grubu oluşturuyor. Böyle bir yatırımcı yapısında yabancıdan satış baskısı geldiğinde yerli bankalar ve kurumsal yatırımcılar alıcı oluyor. Zaten bonoda büyük ve etkili 10 banka piyasa yapıcısı olarak görev yapıyor. Kaleyi savunuyor. Portföylerinin dalgadan zarar görmesini önlüyorlar. Bu açıdan piyasanın likiditesi de kaybolmuyor. Bono piyasası daha istikrarlı, daha likit ve yabancıya da satış imkanı veriyor.

- Borsanın yapısı - Hisse senedi tarafında ise aynı kurumsal yatırımcılar yok. Yerli yatırım fonları da son derece küçük. Yabancılar karşısında sadece yerli büyük bireysel oyuncular yer alıyor. Onlar da, yabancılardan daha çabuk davranıyor, daha önca satışa koşuyor, alıcı olmuyor, piyasanın likiditesini azaltıyor. Sonunda piyasa hızla düşüyor ve yabancı satamıyor. 1994, 1998 ve 2001 ve 2006'da olan bu. Büyük agresif oyuncuları nedeniyle borsa çok daha oynak, gerekirse illikit ve yabancıya satış imkanı vermiyor.

- Para nereden kaçar? - Yerli-yabancı arasındaki mücadelede iki piyasanın temel farkı da burada. Bono piyasasının kötü çocukları yok. Piyasaların iyi zamanlarında Türkiye Borsası'ndan yabancı para çıkabilir. Bunun dışında küresel dalgalanma sırasında Türkiye'den ciddi bir sermaye kaçışı olacaksa, bu geçmişin gösterdiği gibi, hisse senedinden değil, asıl bono piyasasından olacak.

- Sonuç - "Suratı ekşi olanın vereceği bal da ekşi olur" Sadi