kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Haziran 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
METEHAN DEMİR

İşte sınır ötesinden son anda dönülen o gece

Bugünlerin en çok konuşulan konularının başında, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta terörist PKK'ya yönelik olası bir sınır ötesi harekâtı ile hükümet ve askerler arasında bu konudaki resmi yetki tartışması geliyor. Ama, bütün bunlar tartışılırken Türkiye'de kimsenin haberi olmadığı öyle bir gece yaşandı ki, tarihe geçecek cinsten. Ankara'nın sınır ötesi harekât için düğmeye basmaya karar verdiği, tam yüklü savaş uçaklarının son hazırlıklarını tamamladığı, elit birliklerin tüm hedeflerini belirleyip alarma geçtiği bir geceydi. Bu tüm komutanların ve ilgili devlet yetkililerinin harekât merkezlerinde tüm planlamayı bitirdiği bir geceydi.

- PEKİ NE OLDU? Takvimler 16 Temmuz 2006'yı gösteriyordu. Yani neredeyse 11 ay öncesini. 12 Temmuz'daki 5 şehitten sonra o gün de 9 şehit verilmişti. Siirt Eruh'ta terörist PKK, 7 asker, bir korucu ile Van'da da bir polisi şehit etmişti. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu acil toplantı yapmıştı. Başbakan Erdoğan ise 16 Temmuz Pazar günü Ağrı'da İl Kongresi'nde bulunuyordu. Kürsüde şu cümlelerle sözlerine başladı:

- ÇOK ŞEYLERE GEBE: "Bu işi hep sabırla, demokratik çizgide halledelim istedik. Ancak, bu gece 9 yavrumuz şehit oldu. Bitlis'te de 5 yavrumuzu şehit etmişlerdi. Bunlar artık çekilir gibi değil. Yarın (17 Temmuz) Bakanlar Kurulu çok şeylere gebedir.'' Erdoğan'ın bu açıklaması başkent gündemine oturmuş ve akla 'sınır ötesi operasyon mu var?' sorusunu getirmişti. İşte kritik saatler de ondan sonra başladı. Pazartesi de o 5 saatlik Bakanlar Kurulu'nda kapalı kapılar ardında 'Kimse bir şey yapmıyorsa biz yaparız' kararı verildi. Dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "PKK'nın Kuzey Irak'ta bertarafı için her şey yapılacak'' dedi. O günün gazetelerinde bir bakana atfen yazılan haberlerde de, "Eğer istenen siyasi irade ise o kararını vermiştir. Bu devlet politikasıdır. Birkaç gün sabırlı olun'' sözleri yer aldı. O gün hükümet ve Genelkurmay arasında kritik konuşmalar gerçekleşti. ''Ne gerekiyorsa yapılacak' yönünde mutabakat sağlandı.

- ALARMA GEÇİLDİ: Sonrasında, Türkiye'nin vurucu gücü hava üslerinde, sınır özel harekât birliklerinde muazzam bir hareketlilik başladı. Şehir dışında bulunan tüm komutanlar acil olarak sabaha karşı kaldırılan CASA uçaklarıyla bulundukları yerlerden Ankara'ya geldi. Beş günlük hazırlığın ardından 22 Temmuz'da Genelkurmay Harekât Merkezi dahil tüm planlar tamamlanmıştı.

- TELEFON TRAFİĞİ: Buna göre, 23 Temmuz sabaha karşı Türkiye, eğer Irak ve ABD adım atmaz ise sınır ötesi için harekete geçecekti. 22 Temmuz öğlen yani artık harekâta saatler kala, bir anda önce Başbakanlığın sonra da Dışişleri Bakanlığı'nın telefonları çalmaya başladı. ABD Başkanı Bush, Erdoğan'ı; ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Abdullah Gül'ü aradı. Sadece bu kadarla da kalmadı. O gün Ankara'ya Genelkurmay'dan Dışişleri'ne kadar 11 ayrı telefon geldi. Amerikalılar kendi muhatabı üst düzey Türk yetkilileri aradı. Hepsi de, son bir şans istedi.

- SÖZ VERDİLER AMA: Ankara'nın kararlılığını gören Washington resmen 13 ayrı telefonla operasyonu, 'Söz veriyoruz, biz gerekeni yapacağız' diye durdurmaya çalıştı. Türkiye güvendi. Sınır ötesi askıya alındı. Bugün 11 Haziran 2007. ABD adım atmadı. O verilen sözün ardından yüze yakın şehit verildi. Ve çok sayıda vatandaşımız PKK saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Yorum tamamen sizin.