kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Haziran 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bir oyun oynadım hayatım değişti

ZEYNEP GÜLER
Kariyerinin zirvesinde MS hastalığına yakalanan bir keman virtiözünü anlatan 'Tek Kişilik Düet' adlı oyunda keman virtiözünü oynayan Ayşen İnci, "Gönüllü MS elçisiyim" diyor. Ünlü tiyatrocu, yazdığı masal kitabının gelirini MS'li gençlerin eğitimine aktarıyor..
Tom Kempinski'nin 42 yaşında MS'ten ölen ünlü çellist Jacqueline Du Pre'nin yaşamından esinlenerek kaleme aldığı oyunu 'Tek Kişilik Düet', iki sezondur İstanbul Devlet Tiyatroları'nda büyük bir ilgiyle izleniyor. Ayşen İnci ve Erdoğan Ersever'in rol aldıkları oyunda, kariyerinin zirvesindeyken MS hastalığına yakalanan keman virtiözü Stephanie'nin hem müzikten hem de kocasından kopuşu anlatılıyor. Deneyimli tiyatrocu Ayşen İnci uzun süredir, MS hastalığına karşı yürütülen kampanyalarda yer alıyor. Kendi yazdığı kitabı 'Peri Kraliçe'den Masallar'ın gelirini MS'li gençlerin eğitime bağışlayan İnci, hastalığın ülkemizde yeteri kadar tanınmadığından şikayet ediyor.

* MS hastalığı ile bu oyun sayesinde mi tanıştınız yoksa ailenizde veya çevrenizde MS hastası olan birisi varmıydı? Hayır hiç kimse yoktu. Ben genellikle gazetelerin sağlık köşelerini çok okurum, MS hastalığının ne olduğunu da bu sayede biliyordum ama oyundan önce hastalıkla ilgili detaylı bilgim yoktu. Hep şöyle diyorlar 'Bir kitap okudum ve hayatım değişti', ben de diyorum ki 'Bir oyun oynadım, hayatım değişti'.

* Stephanie rolüne nasıl hazırlandınız? Çapa Tıp Fakültesi'ndeki MS polikliniğine gittim ve oradaki doktorlarla tanıştım. Çok büyük bir ilgi ve yardımseverlikle karşılaştım, Türkiye MS Derneği ve ilaç firmayarıyla bağlantı kurdum. MS'in tanısının çok zor konulan bir hastalık olduğunu öğrendim. Belirtileri pek çok şeyle karıştırılabiliniyor ve bu yüzden tanısı çok zor konuluyor. Dernekle ve ilaç firmalarıyla irtibat kurup, broşür göndermelerini istedim ve tiyatroda bu broşürleri dağıttım.

* Hastalarla karşılaştığınızda neler hissetiniz? Hastalarla karşılaşmadan önce biraz tedirgindim çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Bana çok yardımcı oldular, hepsi bu hastalığın çok fazla tanınmamasından ve bu nedenle sosyal hayatta ortaya çıkan bir takım problemlerden şikayetçi olduklarını dile getirdiler. Mesela MS hastalığı bazılarında yürüme bozukluğu yapıyor; bir hasta diyorki; "Taksiye binmek istediğim zaman şoför beni sarhoş sanıp arabasına kabul etmiyor." Halbuki orada problem sarhoşluk değil denge bozukluğu. Bu hastalığı bulaşıcı zannedenler bile var. SOL ELİM SANKİ YOK

* Bir tiyatrocu olarak MS hastası birini oynamak daha mı zor? Zor ama şöyle zor; hem fiziksel hemde psikolojik olarak tüm zorlukları seyirciye aktarmak zorundayım. Örneğin iki saat boyunca sol elimi hiç kullanmıyorum. 10 dakika öncesinden kuliste tekerlekli iskemleye oturuyorum ve o andan itibaren Stephanie oluyorum.

SEYİRCİ ÇOK ŞAŞIRIYOR

* Tekerlekli iskemleye ilk oturduğunuzda neler hissettiniz? İlk oturduğumda kendimi çok kötü hissettim ve bir tekerlekli iskemleyi kullanmanın ne kadar zor olduğunu gördüm. MS hastaları bir yana; engelliler için Türkiye'de hiçbir şey yapılmadığını bir kez daha anladım çünkü benim oyunumu seyretmek isteyen pek çok MS hastası "Oyununuzu izleyemiyoruz çünkü merdivenlerden inemiyoruz" diye dert yanıyorlar

* Oyun çok ilgi gördü, siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Oyun güzel bir oyun, senaryo olarak çok güzel, karakterler çok güzel işlenmiş ve yazar işin psikolojik boyutunu çok doğru işlemiş. Bir de güzel oynandığı zaman o etkileşim çok daha fazla oluyor. Öyle ki; benim oyunumu izleyenler arasında benim gerçekten MS hastası olup olmadığıma dair iddiaya giren seyirciler oluyor ve ben selama çıktığım zaman şaşırıyorlar ve hatta parmaklarımı yapıştırıp yapıştırmadığımı bile soruyorlar.
Haberin fotoğrafları