kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Çankaya, uzlaşma ve dayatma

Büyük resim için tıklayın
Türkiye'nin yakın geleneğinin önemli bir kuralı Anayasa Mahkemesi'nin de katkısıyla yıkıldı. İlk kez Parlamento'da açık çoğunluğu olan bir grup cumhurbaşkanını seçemedi.
Bunun öncesi AK Parti'nin yapması gerekenler olup olmadığı tartışmaya açıktır. Elbette yanlışlar yapılmıştır, bu bir gerçektir.
Ancak Anayasa Mahkemesi kararı da Türkiye siyasetinde bir ilktir, bu da bir başka gerçektir.
CHP lideri Baykal, bugün arkadaşımız Muharrem Sarıkaya'ya verdiği demeçte, yeni dönemde de AK Parti'nin Meclis Başkanı ve cumhurbaşkanı seçme konusunda tek başına söz hakkı olmadığını savunuyor.
Yani önce AK Parti'nin böyle bir sayıya ulaşabileceği gerçeğini örtülü olarak kabul ediyor.
Ancak buna ulaşsa bile "Sen seçemezsin" diyor.
Özetle Türkiye'de seçmenler ikiye ayrılıyor.
Bir kısmının kullandığı oy, sandıkta eşit olarak sayılsa bile, sonuçta aynı işlevi göremiyor.
Elbette demokrasiler sadece oy demek değildir.
Gelenekler, hukuk kuralları, çoğulculuk ve uzlaşma önemlidir.
Ancak uzlaşma dayatılarak olmaz.
Uzlaşma karşılıklı anlaşma, konuşma zemininde olur.
Siz karşınızdakine baştan "Senin oyun benimle aynı değil" mesajı verdiğinizde uzlaşma zemini sağlanmaz.
Ayrıca uzlaşma çoğunluğun sürekli taviz verdiği bir sistem de değildir.
Herkes gücüne göre bir taviz vermek durumundadır.
Türkiye demokratik, laik bir hukuk devleti olarak yoluna devam edecekse, uzlaşmayla dayatmayı birbirinden ayırmalıdır.
Çünkü yakın tarihimiz bize dayatmaların sonuç vermediğini, mağdur görünen kesimlerin daha da güçlenerek siyaset sahnesine döndüklerini göstermektedir.
Oysa demokratik katılım ve diyalog keskinlikleri azaltmakta, radikalliği budamakta ve herkesin bu oyundan kazançlı çıktığını kanıtlamaktadır.
Türkiye'nin talihi her dönemde seçim sandığını halkın önüne koyabilmesinden geçmiştir.
Bundan böyle de sürecin böyle olacağından kuşku yoktur.
O nedenle partiler arasında dayatmaya değil gerçek uzlaşmaya dayanan bir anlaşma yolu seçilmesi ve herkesin eşit olduğunun gösterilmesi büyük önem taşımaktadır.