kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Mayının iki yüzü

Türkiye'de sol, demokrasi, demokratlık, barış, kardeşlik adına bir şeyler söyleyen ve yapanların, bu "manyak terör" ün gölgeleriyle dahi arasına kalın, çok kalın çizgiler çekmesi lazım.
Çünkü bunlar halka, bunlar yoksula, bunlar kardeşliğe, barışa, demokrasiye, insanlığa düşman.
Bu maşalaşmış;
Ülkeyi düşmanlığa, nefrete, kine, acıya, kana, şiddete, etnomanyaklıklara, sıradan ve hiç de sıradan olmayacak faşizmlere, şovenizmlere, savaşlara çekmek, orada tutmak, dibine kadar gömmek, kırmak ve kırdırmak, sürekli kanatmak isteyen bu mayınlaşmış, A4'leşmiş, C4'leşmiş, canlıbombalaşmış;
Kürt çocukların, gençlerin önüne de, ufuk bir yana, sadece ölüm çukurları açmakta olan bu "şey", artık "terör" den de fazlası; "iç savaş ve savaş kışkırtıcısı" bir uzaktan kumandalı alet; kuruluyor, kurgulanıyor, kurcalanıyor, patlatılıyor.

Başta siyasetçiler; ülkenin, halkın ruhunun etnisite, din ve mezhep faylarında paramparça olmamasını, hakikaten bölünmemeyi isteyenler o nefret kurgusunun içinden akıllarını, vicdanlarını ve kitlelerini çıkarabilmeliler.
İstenen, davet edilen, kışkırtılan nefret, baskı, şiddet, iç savaş ve savaş ortamının repertuarına razı olmamalılar.
Dilinizi, meydanlarınızı, öfkenizi belirleyen; "bölücülüğe karşı" bağırırken bölünmeleri kışkırtan, "teslimiyetçilik" e karşı celallenirken teslim alan o nefret ve şiddet tezgahına sıkışmamalılar.
Sadece "terörün anladığı dil" diye düşünmek, sizi de sadece o dille konuşturur.
Oysa, 70 milyonluk bir ülke, çok daha farklı, çeşitli, sakin, akıllı;
Mayının, bombanın, ölümün kendisini zorladığından çok farklı;
İç savaş ve savaşa sürüklemek isteyenlerinkini aşan bir siyasi, toplumsal dil bulabilmeli.
Bir söz de, "sınır içi" ndeki her saldırıda, her acıda, her vahşette "sınır dışı savaş" gerekçesini görme, gösterme, kabullendirme eğilimine karşı: Burada yapılabilecek her şey bitti mi!
"Karakola giren tanıdık araç" eğer "manyak terör" ün becerisiyse, karakol içinde vahşice avlanan, katledilen o asker gençler hangi yanlışın, yanılgının da kurbanı?
Bakın tam şu sıralarda bir de ne oluyor ve bütün bu saldırıların neresinde yer alıyor?
Türkiye-Suriye sınırının mayınlardan temizlenmesi, Nusaybin sınır kapısının açılması için adımlar atılıyor.
İşi iyi bilen bir emekli subaydan aktarıyorum:
" 1. Nusaybin açılınca Musul'a Kuzey Irak yerine Suriye Kamışlı ve Telafer'den (Türkmen bölgesi) gidilebilecek; Bağdat yolu 200 km kısalabilecek.
2. Barzani' nin TIR'lardan aldığı harçtan yıllık 300 milyon dolar eksilebilecek.
3. Nusaybin'den her gün yüzlerce TIR, yılda 1 milyar dolar ticaret hacmi bekleniyor.
4. Odalar Birliği mayın temizlemeyi finanse edecek ve kapıyı işletecek. Silahlı Kuvvetler projeyi destekliyor.
5. Karkamış (Gılgamış) tarihi şehri arkeoloji cenneti olacak.
6. Mayınlı araziler sulu tarıma açılabildiğinde anormal kazanç sağlayacak; o yüzden, başta ağalar, herkesin gözü buralarda. İsraillilerin iştahı da iyi anlaşılıyor.
7. Danıştay 10. Dairesi, 500 bin dönüm mayınlı araziyi, temizleyerek 49 yıllığına bedelsiz kiralayıp işletmeleri için Ofer gibi İsrailli firmalara veren hükümet icraatını durdurdu. Dava esastan görüşülüyor. Muhtemelen bundan sonra araziler kimseye peşkeş çekilemeyecek. " (Sizin yazılarınız başta, mayın temizleme konusundaki tüm dosyalar Danıştay'ın elindeydi. Özellikle sizin yazılarınız müthişti.) "
Bir yerde mayınları temizleyip bölgeye ve ülkeye, insanlara, hatta komşulara hayat vermek, mümkün; bir yanda ise mayınlarla ölüm ekip biçmek ve ölüm gölgesinde arazi kapatmak. Kim ne istiyor acaba?