kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Haziran 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN

Gümrük Müsteşar Vekili'nden evlere şenlik açıklama

Cuma günkü 'Gümrük kapıları yol geçen hanı' başlıklı yazıma Gümrük Müsteşar Vekili Bülent Ertem ilginç bir açıklama göndermiş. Ben de Müsteşar Vekili Bülent Ertem' in bu engin tecrübesine dayanan dayanan bilgi dolu (!) açıklamasını siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Söz konusu yazımda demişim ki, Bingöl'de tesadüfen devrildikten sonra vagon dolu silahların İran'dan Suriye'ye giden sözde inşaat malzemeleri Van Kapıköy Gümrük Kapısı' ndan elini kolunu sallaya salaya girmesine rağmen gümrüklerden ve sorumlusu bakandan ses yok. Oysa gümrük mevzuatımıza göre gümrük kapısında bu şüpheli nakliyeyi gümrüğün fark edip vagonda bulunan İran gümrük mühürünün kırılıp kontrol edilmesi gerekirdi. Bunun yapılmamış olmasının gümrük kapılarının yol geçen hanı olduğunu ortaya koyuyor. Akaryakıt kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve diğer her türlü kaçakçılık diz boyu. Sorumlu yüzer gezen Bakan ise ortada yok. Oysa bu silahlar gümrük kapısında yakalanmış olsaydı, yüzer gezen Bakan bütün basını yanına alıp söz konusu gümrük kapısına gider şov üstüne şov yapardı. Gümrük kapılarından buyur edilen silah yüklü vagon ortaya çıkınca yüzer gezen Bakan bu kez toz oldu.

Şüphe ve ihbar yokmuş
Müsteşar Vekili Bülent Ertem açıklamasında '4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 88'inci maddesine "Transit rejimine tabi eşya, şüphe veya ihbar durumları hariç olmak üzere, varış ve çıkış gümrük idaresine kadar muayene edilmeksizin ve gerektiğinde mühür altına alınarak veya memur eşliğinde sevk edilir..." dikkat çekiyor. Müsteşar vekilinin özürü kabahatinden büyük. Bülent Ertem'e sormak istiyorum. Bu nakliyeden şüphelenmeyeceksiniz de neden şüpheleneceksiniz. Suriye'ye inşaat malzemesi lazım olsa, bunu burnunun dibindeki Ürdün veya Türkiye'den mi alması gerekir, Yoksa 1000 km uzaktaki İran'dan mı?.. Bu işlem eğer gümrükçüleri şüphelendirmiyorsa ve Müsteşar da bunu tasvip ediyorsa, o müsteşarın bir gün bile o makamda oturmaya hakkı yok. Gelelim bir başka şüphelenilmesi gereken olaya.
İran'dan Suriye'ye inşaat malzemesi dolu vagonu hangi şirketler götürüyor? Bu şirketler daha önce böyle bir mal taşımış mı? Bu şirketlerin iştigal konuları inşaat malzemeleri satışı mı? Bunlar hiç mi incelemeye tabi tutulmaya ihtiyaç göstermiyor? Bu işlemden şüphe duyulmayacak da neden duyulacak doğrusu merak ediyorum . Ne kadar rahat bir Gümrük Müsteşarımız var. Türkiye'yi veya başka bir yeri havaya uçuracak veya masum insanları öldürecek silah, mühimat dolu vagon ortaya çıkıyor, sorumlu olması gerekenler bu yazılanlara pişkin pişkin bir şey olmamış gibi cevaplar verebiliyor. Birinci derecede siyasi sorumlusu olması gereken Bakan Tüzmen ortada bile yok. Eğer şov olması gereken bir olay olsaydı basında ve TV ekranlarında boy boy poz verecek olan da Bakan Tüzmen olacaktı.
Hiçbir iktidar döneminde gümrük kapıları bu kadar başı boş kalmamıştı. Hiçbir dönemde her türlü kaçakçılık bu kadar rahat yapılmamıştır. Gümrük teşkilatında ne siyasi sorumlu ne de idari sorumlu ortada yok. Gümrükler kaderine terk edilmiş. Bunun en belirgin örneği başta Müsteşar olmak üzere birçok makam vekaletle doldurulmuş. Hatta vekilin vekilleri ile idare ediliyor. Bu ülke böyle yöneltilmeyi hak etmiyor.