kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Her Türk mucit doğar!

ECE KOÇAL
İLİŞKİLİ HABERLER
Her Türk mucit doğar!
Sobamatik, mandalmatik, yatırmatik ve diğerleri... Yaratıcı Türk insanı, mucit ruhunu yeniden keşfetti. Sonuna 'matik' kelimesinin eklenmesiyle isim verilen icatların çoğu, pratik hayatın içindeki sorunlara basit çözümler getiriyor. Bu icatların kimileri bir günde bulunmuş, kimilerine ise neredeyse bir hayat adanmış. 7'sinden 70'ine tüm mucitler, şimdilerde kendini kanıtlama yarışında. Biz de NTV'de yayınlanan Türk Mucit yarışmasının Konya elemelerine katıldık. Tüm mucitlerin amacı, ödülü alıp, çalışmalara devam etmek.

'İcadım manyetik etki bırakmıyor'
Emekli öğretmen Seyit Tuğsuz (49), tıbbi ve çok amaçlı elektro-termal ısıtıcı yapmış. Yaptığı heyecanlı sunumla jürinin dikkatini çeken Tuğsuz, icadının romatizma, bel fıtığı, hemoroit, prostat hastaları için hastanelerin ameliyathanelerinde kullanılmak üzere hastaları ısıtmak amacıyla kullanıldığını anlatıyor: "İcadımın patentini aldım. Hatta bazı hastanelere gönderdik ve kullanılıyor. Ama jüri, 'Elektrikli battaniyelerdeki tekniği kullanmışsın,' dedi. Halbuki benim icadım insan bedeni üzerinde manyetik etki bırakmıyor. Önyargılı yaklaştılar."

Ateş söndüren bomba
Eyüp Sabri Yıldırım (40), büyük yangınları söndürmek için geliştirilmiş bir anti söndürme sistemi yapmış. Çocukluğunda yaşadığı bağ yangınından etkilendiğini söyleyen Yıldırım, Çernobil infilakında bir yangının, en iyi bombalamayla söndürülebileceğini keşfettiğini anlatıyor: "Ormana bir bomba atıyorsunuz. Yangının türüne göre bombanın içindeki söndürücü madde değiştirilebiliyor."

'40 yıldır çalışıyorum'
Rahmi Nakipoğlu (84) Türk Mucit'in en yaşlı yarışmacısı. Trafikte karşıdan gelen aracın sürücüsünün gözlerini almayacak bir far geliştirmiş. Bu icat için tüm varlığımı harcadığını söyleyen Nakipoğlu'nun kartvizitinde bile 'mucit' yazıyor. Bu icat için 40 yıldır çalıştığını anlatıyor: "Trafik kazasında kardeşimi kaybedince bu icadı yapmaya başladım. 100 bin YTL kazanırsam, borçlarımı ödeyeceğim. Sonra çalışmalarıma devam edeceğim," diyor.

'Aman etleriniz yanmasın'

Abdurrahman Akbaş (21), Türk insanının en büyük zevklerinden biri olan mangal konusunda yeni bir teknik geliştirmiş. Etleri temsilen, şişe yuvarlak bisküviler takan Akbaş, bu icada neden ihtiyaç duyduğunu şöyle anlatıyor: "Mangal yaparken çoğu zaman etleri yakıyordum. Çözüm olarak belli aralıklarla eti döndürebilen bir sistem yaptım. Jüri tarafından kabul görmedi. Çünkü benzerini Fransızlar yapmış."

'Bu kapı açılamaz'
Kimya öğretmeni olan Galip Yalçın (40), öğrencileri Mehmet Yılmaz ve Emir Güngör ile yarışmaya katıldı. İcadının adı ise Mandalmatik'. En güvenli kapıların bile krikoyla açılabildiğini ama kendi icatlarıyla bunun imkânsız olduğunu anlatıyor: "Sadece evin içindeyken kapatabildiğimiz kapı mandalını, evden çıkınca da uzaktan kumandayla kapatabiliyoruz," diyor.

'Ağaçların zarar görmesini istemem'

Ahmet Öztürk (55) aslında bir heykeltıraş. Ama doğaya vefa borcunu ödemek için 'Meytop' adını verdiği bir icat geliştirmiş. Meytop, bir meyve toplama aleti. Ağaçtaki meyvelere yerden müdahale ederek, meyveleri ağacın sürgün dallarına zarar vermeden toplamayı sağlıyor. "Özellikle zeytin toplama zamanında, sopalarla ağaca vurarak, ağaçların sürgün dalları kırılıyor. Bunu önlemek istedim. Kapadokya'da yaşıyorum. Sadece bu yarışma için Konya'ya geldim," diyor.
Haberin fotoğrafları