kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
ÖNCEL ÖZİÇER

Yatak kankaları (2)

Sizinle topu topu haftada bir kez buluştuğumuz için, bugüne kadar bir konuyu üst üste iki hafta hiç yazmadım. Tam altı senedir bu böyle... Ama geçen pazar, bu köşede okuduğunuz 'Yatak kankaları' mevzusuna o kadar ilgi gösterdiniz ki, bu hafta bu kuralı bozuyorum. Beni şaşırtan, gelen mesajlardan çıkardığım sonuca göre bu ilişki şeklinden, asıl erkeklerin dertli olması... Meğer onlar, sadece arada bir görüşüp, güzel vakit geçirip, eğlenip, gecenin sonunda da bir güzel sevişip, sabahına da hiçbir sorumluluk duygusu hissetmeden "Hadi eyvallah!" dedikleri kadınlardan çok şikâyetçilermiş. Aslında yanlış oldu. O kadınlardan değil, durumdan şikâyetçiler. Çünkü o kadınları seviyorlar. Ama kanka olarak! Kafa dengi buluyorlar falan, ama onlar için bu kadınların erkek arkadaşlarından tek farkları, onlarla seks de yapabiliyor olmaları! Çünkü erkekler de en az kadınlar kadar ayaklarını yerden kesecek aşkın peşindeler. Hazineyi yanlış yerde ve yanlış yöntemlerle arıyorlar o başka. Ama arıyorlar işte. Ben bu hafta ikinci bir kuralımı daha bozacak ve bir okur mesajına yer vereceğim. Dediğim gibi zaten haftada bir gün beraber olduğumuz için, gelen mesajlarınızı ne yazık ki bazen çok istememe rağmen köşeye taşıyamıyordum. Ama bu kez, Bodrum'dan yazan ve yatak kankalarından artık gına geldiğini adeta haykıran T. isimli okurum, gelen tüm mesajarda yazılanları çok güzel özetlemiş. "Bu hafta da bu tür ilişkileri, biz erkeklerin tarafından yazın lütfen," diyerek. Kızlar, bakın erkek tarafı, "Kadın dediğin..."in arkasını nasıl getiriyor: "Kadın dediğin, güzel olacak arkadaş, dedik. Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgârına kayacak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak. Sadeliğin içinde fark edilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Ulus'ta bomba patladığında, 'Neresi?' diye sormayacak. Saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, her seferinde terzi aranmayacak. Çarşı pazar görmesini, sana don atlet almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek. Ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi... Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti... Onu bir kediyi sever gibi seveceksin, huzurla... Öyle 'Çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver,' yapmayacak. En önemlisi kendini sevecek. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yataga sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de anaya babaya hürmet etmeyi de... Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Bileceksin ki evde 'o' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana... Öyle bir kadın işte! Biz de adam olacağız ve seçmesini bileceğiz. Yatak kankilerinden olmak çok kolay, ama yatağa atılamayan erkek olmayı becermek bu kadar zor mudur? Sevgiler... T