kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mayıs 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
'Yaşamın Kıyısında'yı izleyen yabancı eleştirmenlerin bir kısmı gözyaşlarını tutamadıklarını söyledi. Bazıları ise filmin özellikle son sahnesinden çok etkilendiklerini belirtti.

Fatih Akın herkese göbek attırdı

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
Önceki gece galası yapılan 'Yaşamın Kıyısında' filmi 'Altın Palmiye' yarışında favoriler arasına girdi. Yönetmen Fatih Akın ve oyuncuları gösterimin ardından salonda 10 dakika boyunca ayakta alkışlandı. Kırmızı halıda güzelliğiyle konuşulan isim ise yine Nurgül Yeşilçay'dı. Galanın ardından da Fatih Akın özel bir parti verdi. Bir tepenin üstünde havuzlu, üç katlı bir villada yapılan partiye Nurgül Yeşilçay, Uğur Bayraktar, Nejat İşler, Tuncel Kurtiz, Hannah Schygulla da katıldı. Tanıdık yüzler arasında Sinan Çetin, Teoman ve Nil Karaimrahimgil'i gördük. Sabah beşe kadar sürdüğünü öğrendiğimiz partiden biz ikide ayrıldık ama biz giderken bile akın akın insanlar geliyordu. Yani parti dolup taşıyordu. Partide filmin müziklerini de yapan ünlü DJ Chantel herkesi oynattı. Bir ara da Fatih Akın geçti DJ kabinine. Balkan müzikleri, oyun havaları, new age çalındı, herkes bol bol göbek atıp dans etti. Prodüktörler, gazeteciler ve film eleştirmenlerinin de aralarında bulunduğu kalabalık; pilav-tavuk yedi, birbirinden lezzetli tatlılarla içkilerini tazeledi.

FARK EDİLMEK GÜZEL
Başta Fatih Akın olmak üzere tüm ekip galanın ardından epey rahatlamıştı. Partiye ayağında parmak arası tokyolar ve şalvar tarzı bir elbiseyle gelen Yeşilçay, "Galanın ardından kendimi toparlamaya çalıştım" dedi. Tuncel Kurtiz'in de gözleri dolu doluydu, çok gururlandığını söyledi. Avrupa sinemasının efsane isimlerinden olan Hannah Schygulla da Fatih'le çalışmaktan çok mutlu olduğunu dile getirdi. Filmin iki deneyimli oyuncusu Schygulla ve Tuncel Kurtiz partide yan yana oturup birlikte eğlendi. Bu arada Fransız dağıtım şirketinin filmi çok beğendiğini de duyduk. Bir not daha... Dün Yeşilçay'ı görenlerin onu ne kadar beğendiğini, doğallığına hayran kaldıklarını ve 'kim bu kadın' diye merak ettiklerini yazmıştım. Partide Nurgül Yeşilçay'a bu iltifatları ilettim. O kadar mütevazıydı ki, boynunu büktü ve "Çok sevindim, Cannes'da fark edilmek beni mutlu etti. Sinemanın bir parçası olmak gerçekten çok güzel" dedi.

TÜRK STANDI MÜTHİŞ
Öte yandan Türk standı, sinemamızın buluşma noktası olmaya devam ediyor. İlk kez yurtdışında böylesine dünya standartında bir organizasyon düzenlendi. Geçen sene Nejat İşler'i görmüştük ama zaten o kısa film meraklısıdır, bu sene de kısa filmleri kaçırmıyor. Onun dışında bu sene Türk sinema camiasından Cannes havasını solumak için de gezmeye gelen daha çok isim var. Tabii gerçekten festivalin içinde olmak isteyen sinemacılar da yok değil...

HAVAYI SOLUYORLAR
Son olarak 'Altın Palmiye' yarışındaki çekişmeyi anlatalım. Başta da söylediğim gibi 'Yaşamın Kıyısında' filmi favoriler arasına girdi. En azından şunu biliyoruz; şu ana kadar gösterilen filmlerden farklı! Ama dün gösterilen Rus yönetmen Alexander Sokurov'un 'Alexandra' isimli filmi gerçekten beklediğimize değdi. Sokurov bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Film, Çeçen Savaşı'nda Alexandra isimli yaşlı bir kadının cephede torununu ziyaret etmesini anlatıyor. Askerin yalnızlığını, savaşın nafile bir çözüm olduğunu incelikle ve yalın bir uslüpla işliyor. Sokurov Fatih'in karşısına çıkabilecek en güçlü adaylardan biri. Gus Van Sant'in filmi de iyi ama o kadar güçlü değil. Tabii daha izlemediğimiz birkaç film daha var, mesela Kustrica'yı bekliyoruz merakla...
Haberin fotoğrafları