kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ASLI AYDINTAŞBAŞ

Paşa'nın vedası

Herkes seçim sürecinde PKK konusunda büyük bir sürpriz beklerken, asıl haber olan PKK koordinatörü oldu. Emekli orgeneral Edip Başer, SABAH'a verdiği röportajla hükümet nezdindeki güvenini tüketmiş, bir anlamda özel temsilcilik görevini kendi elleriyle bitirmiş oldu.
Başer'in "Bu mekanizma bitti artık sözü" ve haziran başında istifa edeceğini şimdiden duyurması, hükümette "örtülü tehdit" olarak algılandı. Seçimden bir ay önce muhalefet tarafından "terörle mücadelede zaaf" şeklinde yorumlanacak yüksek profilli bir istifa yerine, emekli generalle yolları şimdiden ayırmaya karar verdiler. Seçim sürecine yönelik bir karar.
Ancak bizce Başer'in bu görevden alınabilmesinin asıl nedeni, bu makamın pek işe yaramadığının anlaşılması oldu. İşin doğrusu, "PKK'yla mücadele koordinatörlüğü", Kuzey Irak'taki PKK konusunda Türkiye'nin istediği hiçbir tatminkar hamleyi atmayan ABD yönetiminin bizleri "yatıştırmak" için piyasaya sürdüğü bir kavramdı. Kimse "Oh koordinatör geldi, terör bitti" demedi. Edip Başer'in göreve atanışı da alınışı da tam bir "kriz yönetememe" hikayesi haline geldi. Önce ABD'nin atadığı
"PKK koordinatörü" nün sıfatı konusunda tartışma çıktı. Ardından Başer'in unvanı "PKK'yla mücadele özel temsilcisi" olarak değişince, bu kez "terörle mücadeleyi başka ülkeye mi havale ediyoruz?" soruları gündemden düşmedi.
Bana sorarsanız PKK ve Kuzey Irak konusundaki politikaların belirlenmesinde varlığını artan bir şekilde hissettiren asker de bu mekanizmayı hiçbir zaman benimsemedi. (Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın "Ben atamadım ki" sözünden başka anlam çıkarmak mümkün mü?) Tüm bu sebeplerden dolayı, Edip Başer'in istifası kamuoyunda bir heyecan yaratsa da, terörle mücadele açısından büyük bir anlam ifade etmiyor.

AK PARTİ'DE NEGATİF KAMPANYA İŞTAHI YOK
Partilerin seçim slogan ve kampanyaları yavaş yavaş şekilleniyor. Bunlar arasında en merak edilen, Başbakan Erdoğan'ın başrolü üstleneceği AK Parti kampanyası. Dün parti yetkilileriyle sohbet ettim. Kampanyanın slogan ve son rötuşları, yarın Erdoğan'la yapılacak toplantı sonrası kesinleşecek. Ancak şimdiden ortaya çıkan ipuçlar var:
- Partinin temel reklam stratejisi, 4,5 yıldır yapılan işler olacak: "Yaptıklarımız ve hayallerimiz." Meydanlarda partinin icraatları bundan sonra yapmak istediklerinin "garantisi" olarak sıralanacak.
- Aslında iktidar partisinin yapabileceği en kolay şey, "negatif kampanya", yani seçmene "Bakın bize oy vermezseniz yine enflasyonlu, koalisyonlu, krizli bir Türkiye'ye dönersiniz" korkusunu vermek olurdu. Ali Taran'ın "Tamam devam mı?" konsepti de seçmeni tedirgin ederek istikrarı korumaya itmeyi hedefliyordu. Oysa dün öğrendim ki partide "negatif kampanya" konusunda iştah yok. Tam tersine seçmene "gelecek ve umut" pazarlamayı planlıyorlar. "Neden daha kolayı, negatif kampanyayı seçmediniz?" diye sorduğumda "Korkuya dayalı bir kampanya seçmene itici gelecektir. Korku insanları tedirgin edebilir, ama nihayette seçmen davranışını etkilemez. Biz ise istikrar ve gelecek hayallerini dillendirmek istiyoruz" yanıtını aldım.
- Kampanya "gerilimden" yani diğer siyasi aktörleri kategorize etmekten uzak duracak. Örneğin "Süpürün onları" ya da "Tek demokrat biziz" gibi sloganlar beklemeyin. "İnsanlara bir tercihi dayatmayacağız. Çelişkiye de sürüklemeyeceğiz seçmeni" diyor parti yetkilileri.
- Bana ilginç gelen bir tema "BİN YILLIK BERABERLİK." Sanırım burada 1071 Malazgirt savaşı milat olarak alınıyor. Ancak belki de tarihe takılmamak lazım. Kampanyanın vurguladığı "Anadolu coğrafyasında bin yıldır oluşturulan ortak değerlere sahip çıkmak." Bir anlamda tüm etnik grupların aynı tarih ve coğrafyada eridiği "ortaklık kültürü" vurgusu.
- Bunun ötesinde kaba bir milliyetçilik teması yok. Ancak AK Parti iktidarının ilk yıllarına damgasını vuran Avrupa Birliği de fazla ön plana çıkmıyor. AB, siyasal bir birlik olarak bir seçim hedefi değil. Daha ziyade ekonomik ve demokratik temaların arka planında "AB standardı" olarak geçiyor.