kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
'BABAMLA ÇALIŞACAĞIM' Modern Sanatlar Müzesi'nin anlamı Esra için çok özel. Ama o ileride babasının yanında çalışmak istiyor.

'Harvardlı olmak için para yetmez'

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
Harvard'a kabul edilen Oya-Bülent Eczacıbaşı'nın kızları Esra, iyi eğitim için paranın yetmediğini belirterek, "Ben çok çalıştım" diyor. Annesi de doğruluyor: Bazen 'yeter çalışma artık' derdik..
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacbaşı ile İstanbul Moden Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı'nın iki çocuğu da Türkiye'den Harvard'a giden başarılı öğrenciler arasında yer aldı. Alman ekolünden olan Bülent Eczacıbaşı ile liseyi Fransa'da okuyan Oya Eczacıbaşı'nın oğlu Emre, geçen yıl Harvard'ta işletme eğitimi aldı ve şu an İstanbul'da PriceWaterhouse- Coppers'da çalışıyor. 17 yaşındaki Esra ise, Robert Kolej'den bu yıl mezun olup Harvard'ın kapısını aralayan az sayıda gençten biri. İyi bir üniversiteye giden yolda Esra'nın nasıl hazırlandığını ve ailesinin ona sunduğu imkânların rolünü konuşmak üzere, Esra ve annesi Oya Eczacıbaşı ile İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde buluştuk. Söyleşi sırasında Oya Eczacıbaşı, "Esra'yı çalışsın diye hiç zorlamadık" derken, Esra da annesini teyit etti: "Bazen kendimi yıpratırdım. Annem babam, 'hadi Esra, yeter' derdi. Ama bu iş çalışmadan olmuyor."

* Pek çok üniversite vardı. Neden Harvard?..
Esra Eczacıbaşı:
Harvard hayalimdi. Abimden de etkilendim. Gidip geldikçe çok etkileniyordum. Abim öğrenciyken kapıda heyecanla ilk görüşmesini yapmak üzere beklerken, biz de kapıda bekledik.

* Ne olmak istiyorsun?
E.E.:
Amerika'nın bence en güzel taraflarından bir tanesi bu. İkinci sınıfa gelene kadar herhangi bir dalı seçmek zorunda değilsiniz. Sanat tarihine çok meraklıyım. Ama daha sonra ne okuyacağımı bilmiyorum.
Oya Eczacıbaşı.: Burada ben de bir ilave yapmak istiyorum. Eşim kimya mühendisi. Kayınpederim Nejat Bey kimya mühendisiydi. Esra da kimya ve biyolojiye meraklıydı o yüzden. Biyoloji okuyacağını söylüyordu. Ta ki geçen yaz müzede yaz okulu düzenleyinceye kadar. Esra burada görev aldı ve sonra birden rotası değişti.

* Robert Kolej'de nasıl bir öğrenciydin? Harvard için nasıl hazırlandın?
E.E.:
Derslerime her zaman çok önem vermem gerektiğini bildim. Ama sadece derslere önem vererek Harvard'a gidilemeyeceğini de anladım sonra. O yüzden spora önem vererek, aktivitelere katılarak ama aynı zamanda derslerime de çalışarak hazırlandım. Biliyorsunuz çok fazla konuya bakıyorlar sizi kabul etmeden önce. Sınav notları, öğretmeninizden aldığınız tavsiye mektupları, yazdığınız kompozisyonlar...

'SADECE DERS YETMİYOR'
* Hangi sporları yapıyorsun?
E.E.:
Okulun voleybol takımındayım. Tenis, basketbol ve kar ve su kayağı sporlarını yapıyorum, at biniyorum. Kayakta Türkiye dördüncülüğüm var.

* Bu okullara başvuran herkesin notları çok iyi oluyor. Sizin diğer öğrencilerden farklı bir özelliğiniz olmalı.
O.E.:
Emre'nin zamanında, okulda çok çok başarılı bir öğrenci vardı. Hatta okul birincisiydi. İstediği üniversiteye giremedi. Çünkü iyi okullar sadece ders notuna bakarak öğrenci almıyor.

* Peki sence Harvard'a giden yolu açan faktör, ailenin sunduğu maddi imkânlar mıydı?
E.E.:
Bence bir insan gerçekten istiyorsa yapar. Bana okulumun verdiği imkânları hiçbir şeyle kıyaslayamam. Parasal imkânlar da belki bir yere kadar önemli ama her zaman sizi sonuca götürmez. Açıkçası ben tek başıma yaptığım çalışmalardan dolayı Harvard'a girdim. Gece gündüz odamda çalıştım.
O.E.: Hatta bence maddi imkânın olması biraz baltalıyordu. Düşünsenize seyahat imkânları çok daha fazla. Gezip tozabilir. Niye odasında oturup ders çalışsın?.. Esra gerçekten çok çalıştı.

* Oğlunuzdan sonra kızınızı da Harvard'a gönderiyorsunuz? Neler hissediyorsunuz?
O.E.:
Ben çok memnunum. Esra'nın notları çok iyiydi. Harvard'ta şöyle bir sistem var. Bir erken kabul var. Sonuçları aralıkta açıklanıyor. Esra'nın kabul edildiği aralıkta belli oldu. O zaman daha Robert'te Harvard'a giden tek öğrenciydi.

* Gelecekte Eczacıbaşı Holding'te mi çalışacaksın yoksa müzede mi?
E.E:
Müze hayatım boyunca kopamayacağım bir parçam olacak. Ama ben babamla çalışacağım.
O.E.: Emre gibi Esra da babasıyla çalışmak istiyor. Sanat tarihi daha çok hobisi olacak galiba.
Haberin fotoğrafları