kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
BALÇİÇEK PAMİR

Fazıl Say'ı rahat bırakın!

Hayatı boyunca müzikten başka bir şey düşünmeyen dâhi piyanisti, Hande Ataizi ile yaşadığı ilişki yüzünden biraz fazla incitmedik mi? Hayat onun hayatı.
O kadar içimden gelerek söylüyorum ki... Hande Ataizi ile ilişkisi hakkında, adam için söylenmedik, yazılmadık kalmadı. Yok dişleri çarpıkmış, yok eski ilişkilerinin arkasından konuşuyormuş, garip adammış, para yediren adammış, kıskanç adammış... Pes yani! Biraz abartmadık mı? Fazıl Say'dan bahsediyoruz. Hayatı boyunca işinden başka bir şeyle gündeme gelmeyen, dâhi piyanistten, müzik adamından, Türkiye'nin gururundan... İnsan bu kadar da çabuk harcanmaz ki! Öncelikle şunu söyleyeyim, Fazıl Say, ilişkilerinin arkasından beraber olduğu kadınları yererek konuşacak biri değil. Yani eski karısı hakkında söylediklerini, ben kapıdan içeri girer girmez art arda sıralamadı! O bir bütünün parçasıydı. Evlilikten, boşanmış anne babanın çocuğu olmaktan konuşuyorduk. Boşanmış ebeveynlere sahip olanlar, evlilikten korkar. "Ya benim de başına gelirse, ya ben de annem ya da babam gibi beceremezsem!" diye dertlenirler. Biliyorum, çünkü ben de aynısını yaşadım. Hâlâ da aynı endişeleri yaşıyorum. Fazıl Say ile bunlardan konuştuk. İşte o zaman söyledi şu meşhur cümleyi: "Gece yatağa yattığımda, 'Bir mucize olsa da karımla boşansak,' diye düşünürdüm. Belki o da aynısını düşünüyordu. Çünkü ortada boşanmayı gerektirecek bir sebep ve kurtarmak için de bir hareket, istek yoktu. Üstelik bir de çocuk vardı!" Ortalık birden ayağa kalktı. Neymiş efendim? Fazıl Say, eski karısına haksızlık etmiş. Öncelikle size ne? Ayrıca haksızlık falan etmedi, hissettiğini söyledi. Biraz acımasızdı, kabul ediyorum, ama tümüyle gerçekti! Üstelik çocuğunun annesini hayatından çıkarmış değil ki! Bildiğim kadarıyla eski karısını, boşanırken maddi manevi fazlasıyla tatmin etti! Gelelim "Hande Ataizi, Fazıl Say'ın parasını yiyor mu?" sorusuna... Yine aynı röportajda Fazıl Say bana, Hande ile yaşam biçiminin nasıl değiştiğini, nasıl lüks zevklere sahip olduğunu anlattı. "Daha önce yaşamın keyfine varamıyormuşum meğer," diye ekledi. Bu mudur para yedirmek? Diyelim yediriyor. Yine size ne? Hangi adam, sevdiği kadın için para harcamaz? Etrafımız kocalarının paralarını yemek için, çapkınlıklarına göz yuman kadınlarla doluyken üstelik. Yiye yiye bir tek Hande mi Fazıl'ın parasını yedi? Çok komiksiniz yani! Hande Ataizi'nin tek hatasına gelince.... "Siz para yiyen kadın mısınız?" sorularına "Bilmem. Ya siz?" diye cevap verip, dalga geçmedi de bu abuk sabuk, hakarete varan önyargılı soruları ciddiye aldı, üzüldü. Halbuki ne gerek vardı? Her kadın, beraber olduğu erkeğin giyiminde ufak tefek de olsa değişimler yapmaya çalışır. Hepimiz elimizden geldiğince erkeklerimizi alışverişe götürürüz. Bunda ne var? Kişisel olarak Hande ile Fazıl'ın ayrılmasına çok üzüldüm. Üzüldüm, çünkü Fazıl inanılmaz âşıktı. Gözlerinden ışık saçıyordu adeta. Her soruyu "Hande ile....." diye başlayan cümlelerle yanıtlamaya çalışıyor, müziğini değil yaşadığı aşkı anlatmak istiyordu. Çocuk gibiydi. Şen şakrak sevgilisinden bahsediyordu! Bugün bile aşkında azalma olduğunu zannetmiyorum. Ayrıca diyelim Fazıl Say, eski eşine haksızlık etti, yeni sevgilisine para yedirdi! Eeee? Ne var bunda? Hayat onun hayatı değil mi? Üstelik yılın 300 gününü iki yıldızlı otel odalarında geçiren ve zamansızlıktan havaalanında tıraş olan bir sanatçıdan bahsediyoruz. Herkes bitti, bir o mu kaldı topluma doğru örnek olacak? Güldürmeyin