kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Mayıs 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

17 Mayıs asla unutulmayacak

Yeni Haber
Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü hareketin irtica olduğunu ifade ederek, '''Önem ve öncelik sıralaması zaman içerisinde değişkenlik göstermekle birlikte Türkiye'de irtica tehdidi her zaman olmuştur ve olmaya da devam edecektir'' dedi.

Danıştay'ın 139. kuruluş yıldönümü ve ''İdari Yargı Günü'' dolayısıyla
Danıştay'da düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mahmut Acar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile çok sayıda
davetli katıldı.

SEZER AYAKTA ALKIŞLANDI

Cumhurbaşkanı Sezer, salona girerken, Danıştay mensupları tarafından ayakta alkışlandı.

İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından müzik dinletisi sunuldu.

SALDIRIYLA LAİK DÜZEN HEDEF ALINDI


Danıştay Başkanı Çörtoğlu, törende yaptığı konuşmamda, 17 Mayıs 2006
tarihinde Danıştay'a yapılan saldırıya değinerek, insanlık tarihinde kara bir
leke olarak anılacak bu saldırının münferit bir olay olmadığını, başta laik
devlet düzeni olmak üzere Cumhuriyeti, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, yargı ve yargıç bağımsızlığını hedef aldığını söyledi.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Yüksek Mahkeme'ye bu düzeyde saldırıda
bulunulduğunu ifade eden Çörtoğlu, ''Mesai saatleri içinde 2. Dairemizin toplantı odasına kadar girilmek suretiyle mensuplarımıza saldırılmasında cesaretin ve gücün nereden alındığı, ayrıca üzerinde durulması gereken konuların başında gelmektedir'' dedi.
.
Danıştay'ın 138. kuruluş yıl dönümü töreninde yaptığı konuşmayı anımsatan Çörtoğlu, bu konuşmada kimi kararlara karşı duyulan memnuniyetsizliğin eleştiri ve yorum sınırlarını aştığını, yargı mensuplarını yıpratma, hatta hedef gösterme girişimlerine dönüştürüldüğünü söylediğini belirtti.

''EMNİYET, RESEN HAREKETE GEÇMELİ''


Çörtoğlu, geçen yılki konuşmasında tehlikenin varlığına işaret ederek
yargıya sahip çıkılması gerektiğinin açık ve net ortaya koyduğunu belirterek, şunları söyledi:

''Maalesef, üzerinde önemle durduğumuz hususlar, devlet adına yetki kullanan makamlarca önemsenmemiş, kuruluş yıl dönümlerinde aynı açıklamaların hep dinlenildiği ifade edilerek, tehlikenin varlığı göz ardı edilmiştir.

'Türkiye'de tehdit düzeyinde irtica yok' denilerek, bu durumun hafife
alınması kimi yayın organlarının sorumsuz beyan ve yönlendirmeleri bazı çevreleri cesaretlendirmiş ve ülkemizde pek çok kanlı eylemin yaşanmasına sebebiyet verilmiştir.Koruyucu ve önleyici güvenlik tedbirlerini almakla görevli olan ve her türlü bilgi ve istihbaratı elinde bulunduran emniyet ve diğer güvenlik birimleri, yakın
tehlikeyle karşı karşıya bulunan ve bu tehlikenin varlığına işaret eden kişi ve kurumlara karşı daha duyarlı olmalı, 'bu konuda istemde bulunulmadı' bahanesine sığınmadan, kişi ve kurumları korumak için resen harekete geçmelidir.''

''TARİHSEL BİR OLAY''


Çörtoğlu, 17 Mayıs 2006'da Danıştay'da yaşanan olay basit ve sıradan bir adli vaka olarak nitelendirilemeyeceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Zanlısının yakalanmış olması nedeniyle 'çözüldü' denilerek peşi
bırakılamayacak ve günlük değerlendirmelerle geçiştirilemeyecek tarihsel bir olaydır.Bu olay Cumhuriyetle barışık olmayan laik devlet düzenini özümsemeyen ve ülkemizin temel kurum ve kuruluşlarını hedef alan zihniyete karşı her zaman dikkatli olunması gerektiğini en acı bir şekilde bize hatırlatmıştır.Laik Cumhuriyeti tüm kazanımlarıyla yaşatmayı, hukuku yaşamın her alanında hakim kılmayı amaç edinen Danıştay için 17 Mayıs asla unutulmayacak bir gündür. Bu menfur olayı laik Cumhuriyeti ve onun bağımsız yargısına sahip çıkma ve tehlikelere karşı her zaman uyanık olma gerekliliğinin bir işareti olarak görüyoruz.''

Saldırıda hayatını kaybeden Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel
Özbilgin'in üzüntüsünü yüreklerinde hissettiklerini dile getiren Çörtoğlu,
saldırıda yaralananların iyileşerek aralarına katılmış olmasının tesellisini
yaşadıklarını söyledi. Çörtoğlu, Danıştay'ın, 17 Mayıs saldırısını büyük bir
sağduyu ve metanetle karşıladığını vurgulayarak, Yüksek Mahkeme'ye yaraşır erdemle hareket ederek tahrik ve yönlendirmelere kapılmadığını belirtti.

Çalışamaz hale getirilmiş 2. Daire heyetinin yeniden oluşturulduğunu ve
yargısal görevine ara vermeden devam etmesinin sağlandığını ifade eden Çörtoğlu, yargıya yapılan bu saldırının kamu düzeninin bütününe, Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerine yapıldığını kaydetti.

LAİKLİK


Sumru Çörtoğlu, konuşmasında ''Laiklik'' başlığı altında değerlendirmelerde
de bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu anımsatarak, bu dört niteliğin Cumhuriyetin temeli, değiştirilemeyecek, değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek anayasal hükümler olduğunu belirtti.

Laikliğin, Cumhuriyetin temel unsuru, egemenliğin kaynağı, çağdaş yaşamın teminatı olduğunu vurgulayan Çörtoğlu, ''Bu nedenledir ki laiklik, dini kuralları devlet düzeninin dışında tutarak, dinin toplumsal, siyasal ve hukuksal bir güç olmasını önler'' diye konuştu.

Laik devlet düzeninin olmadığı, din kurallarının toplumsal yaşama egemen
olduğu bir ortamda özgürlükten ve demokrasiden söz etmenin olanaksız olduğunu kaydeden Çörtoğlu, bu bağlamda, laikliğin eğitimin, kültürün, hukukun, dinden bağımsız olmasını, devletin dine dayalı düşünce ve akımların etkisinden arınması anlamını da taşıyacağını belirtti. Çörtoğlu, laikliğin tanımı, anlamı ve içeriğinin Anayasa'nın başlangıç kısmı ile 2, 4, 14, 15, 24 ve 174. maddeleri ve bu maddelere dayalı Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında açıkça belirtildiğini vurguladı.

''İRTİCA İLE MÜCADELE''

Maksatlı çevrelerce laiklik ilkesine bağlı laikliği koruma ve yaşatma
bilincinde olan duyarlı vatandaşlara çeşitli benzetme ve nitelendirmelerde
bulunulduğunu söyleyen Çörtoğlu, şöyle devam etti:

''İrtica ile mücadelede Cumhuriyetimizin laik yapısının korunmasında dinin
ve dince kutsal sayılan değerlerin siyasal amaçla kötüye kullanılmasının
önlenmesinde toplumsal duyarlılığı önemsiyor, onu laik devlet düzeninin en büyük teminatı olarak görüyoruz.

Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü hareket irticadır. Önem ve
öncelik sıralaması zaman içerisinde değişkenlik göstermekle birlikte Türkiye'de irtica tehdidi her zaman olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal birliğine ve bütünlüğüne yönelik her türlü irticai faaliyet üzerinde kararlılıkla durulmalı, bireyin iç dünyasına yönelik olan din ve vicdan özgürlüğünün kamu düzenini bozucu eylemlere dönüşmesine izin verilmemelidir.''

Çörtoğlu, laiklik ile devletin ve demokrasinin olduğu kadar herkesin dini
inanç, vicdan ve kanaat hürriyetinin de korunmasının amaçlandığının
unutulmamasını isteyerek, ''Bugün eğer vatandaşları din ve vicdan özgürlüğüne sahip demokrat bir Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığından söz edebiliyorsak, bunun laiklik ilkesinin bir eseri olduğu hususunda hiç kimse duraksama yaşamamalıdır'' diye konuştu.

AA