kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Mayıs 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN

Solda birleşmede sorun ne?

Meydanları dolduran milyonlarca insan merkez sağ ve merkez solda birleşme arzusunu dile getirdi. Merkez sağda
Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu'nun bir çırpıda gerçekleştirdiği DYP-Anavatan birleşmesi kamuoyunda olumlu karşılandı ve sinerji yarattı, adeta ilgi odağı oldu. CHP lideri Deniz Baykal da merkez sol için halkın bu arzusunu gerçekleştirmek üzere somut adım attı ve solda birlik için Ecevit'in DSP'sine "Buyurun gelin birleşelim" çağrısında bulundu. DSP lideri Zeki Sezer'den anında "Evet" cevabı geldi. Ancak Sezer'in çekincesi vardı. Sezer, DSP kapatılmadan bu birleşmenin yapılmasını istiyordu. Sezer iyi niyetliydi, ancak Ecevit'in kurduğu DSP'yi kapatmanın zor olduğunu biliyordu. Sezer onun için "birleşme" yerine "ittifak" formülünü gündeme getirdi. CHP listesinden aday olacaklar, seçimlerden sonra da birleşmeyi deneyecekler, olursa olur, olmazsa ayrılıp DSP grubu ile TBMM'de devam edecekler.

Meydanlar ne istedi?
Peki meydanlardaki milyonların birleşme arzusu bu muydu? Elbette hayır. Milyonlar solda birliği "kenetlenme ve tek çatı" olarak tarif ediyordu. Aksi halde birleşme olmazdı. Sadece seçim ittifakı ile DSP TBMM'ye girecek, sonra ayrılacak ve DSP ile CHP bu kez TBMM'de birbirini hırpalayacak ve olan DSP'yi TBMM'ye taşıyan CHP'ye olacaktı. Oysa milyonlar bunu değil gerçek manada tek çatı altında (CHP) birleşme öneriyordu.
CHP lideri Deniz Baykal bence büyük özveri gösterdi ve DSP'nin bu talebine de ön koşulsuz "Evet" dedi. Baykal aslında ilerde yaşayacağı sıkıntıları bilmesine rağmen, halktan gelen bu talebe olumlu yanıt verdi. Çünkü Baykal, "DSP'yi kapat, CHP'de birleşelim" dese, yine diyecekler ki, "Deniz Baykal uzlaşmadan yana değil." Oysa Baykal'ın attığı adımlardan birleşme konusunda samimi olduğunu görüyoruz. Baykal, sırf "Uzlaşmadan yana değil" dedirtmemek için, solu bölen değil, birleştiren olmak için bile bile lades dedi ve DSP'nin ittifakı için ön koşulsuz "Evet" dedi. Bu aşamadan sonra bu ittifak gerçekleşmezse, bunun sorumlusu Baykal değil DSP olacaktır.
DSP Genel Başkanı Sezer, Baykal'ın uzattığı dost elini tuttu ve il başkanlarını toplayıp olurlarını almak istedi. Ancak istediğini şu ana kadar almış değil. DSP'de görüştüğüm bazı kişilerin kuşkusu var. Deniyor ki: "Başkanlık Divanı'ndaki DSP'liler kendilerini TBMM'ye atmak istiyor ve partinin geleceğini düşünmüyor. Onun için Ecevitlerin kurduğu DSP'yi bu şekilde ortada bırakmayız ve DSP ile seçime girer, onurlu bir davranışla seçmenimizin karşısına çıkarız." Bunun üzerine Genel Başkan Sezer son derece iyi niyetle diyor ki:
"İsterseniz ben milletvekili adayı olmayayım, benim arzum milletvekili olmak değil, DSP'yi TBMM'de temsil edecek bir gruba sahip olmak." İl başkanları bununla tatmin olmuyor. İl başkanları genel başkan Sezer'in milletvekili olmasını arzu ediyor, ancak Başkanlık Divanı'nda yer alanların partideki görevine devam etmesini ve milletvekili adayı olmamasını istiyor. CHP'den alınacak kontenjanların da Sezer ile birlikte Başkanlık Divanı dışında partiye emek verenler ve il başkanlarına kullanılmasını istiyorlar. Parti içinde daha önce bakanlık ve milletvekilliği yapan bir grup da, listelere giremeyeceğini anlayınca CHP ile DSP'nin eşit koşullarda listelerde olmasını istiyor. Bu düşüncede olanlara şunu söylemek lazım: "Madem kendine o kadar güveniyorsun neden CHP'nin kapısındasın. Git o zaman DSP olarak Meclis'e gel de görelim."
Halkın istediği CHP-DSP ittifakı değil, birleşmedir. Meydanlardaki milyonlar birleşmeyi arzu ediyor ve "merkez sol"un tek çatı altında seçime girmesini istiyor. Bence böyle bir birleşme "merkez sol"da sinerji yaratır ve olumlu sonuç alır.
CHP lideri Baykal, söylenenlerin aksine uzlaşı için önemli adım atmıştır. Baykal ve CHP'nin bu özverisine DSP aynı sıcaklıkla ve kafalarındaki gelecekle ilgili B planlarını devre dışı bırakarak samimi yanıt vermelidir. DSP'liler bireysel taleplerini kenara bırakıp solda birliğe katkı yapmalıdır.