'1 günde 3 bin 500 kişi krediyi evine talep etti'

Şekerbank'ın önceki gün başlattığı 'Kredi Kapınızda' hizmeti büyük ilgi gördü. Şekerbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer, ürünün pazara sunulmasından sonra 1 günde 3 bin 500 müşterinin çağrı merkezlerine ulaşarak kredi talebinde bulunduğunu söyledi. Özciğer, özellikle yoğun tempoda çalışan kişilerin kredi almasını kolaylaştıracak yeni ürünleri 'Kredi Kapınızda' ile Şekerbank'ın toplam kredileri arasında yüzde 15'lik payı olan bireysel kredilerin yüzde 20'ye yükselmesini hedeflediklerini belirtti. Müşterilerin Şekerbank çağrı merkezlerini arayarak kredi talebinde bulunduklarını ve bankanın saha alanında çalışan 153 kişilik ekibinin müşterinin ev ve/veya işyerine giderek kred sözleşmelerini imzalattıklarını ifade eden Özciğer, "Günümüz teknolojik imkanları ile kredi tahsis süreci dakikalarla ölçülmeye başlandı. Sözleşme imzalamak için şubeye gelemeyen büyük bir müşteri kitlesi tespit ettik ve biz de müşterinin şubeye gelmesine gerek kalmayacak bir ürün ile kredi kullandırmaya başladık" dedi. 'Kredi Kapınızda' ürünü, başvuru sahiplerine aylık gelirlerinin 5 katına kadar
kefilsiz, 48 ay vadeli, tüm vadeler için aylık yüzde 1.99 faiz oranı ve ücretsiz hayat sigortası sunuyor.

SEKTÖR RİSKİ YÖNETİR
Şekerbank Genel Müdürü Hasan Basri Göktan, bankacılık sektörünün siyasi riski yönetebilecek güçte olduğunu ve bu riskin sektör ile ülke ekonomisini fazla etkilemeyeceğini belirtti. Şekerbank'ın 'Kredi Kapınızda' hizmetinin tanıtıldığı basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Göktan, "Önemli olan ekonomideki yapısal dönüşümdür. Hem para, hem mali politikalar açısından ülke önemli bir dönüşüm yaşamıştır. Kısa süreli bir seçimde siyasi risk yönetilebilecek bir risktir ve büyük dalgalanmalar meydana getirmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye hâlâ yabancıların ilgi gösterdiği, yatırım yaptığı bir ülkedir. Büyük miktarda yabancı sermaye girmiştir, girmeye devam ediyor. Bunlar çok ufak hareketlilik getirebilir. Belki faizlerin bir miktar düşmesini bir süre geciktirebilir. Ama büyük ölçüde hiçbir değişikliğe sebep olmaz. En kötü senaryo bile makro dengeleri ve para politikalarını öyle iki üç ayda değiştiremez" dedi.