kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Mayıs 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Asım Kocabıyık, "Söylediklerim kabul görmeyebilir ama yaşımın verdiği tecrübeyle söylüyorum" dedi.

'Afganistan'da bile olsam gelip oyumu kullanırım'

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
Sanayinin duayenlerinden 84 yaşındaki Asım Kocabıyık, Başbakan Erdoğan'ı sevdiğini ancak politikasını tasvip etmediğini belirterek, "Seçimden koalisyon çıkacak. Oy vermek için Afganistan'da olsam dahi gelirim" dedi..
Oğlum da benim gibi Işık Lisesi'nden mezun oldu. Sonra İngiltere'de makine mühendisliği okudu. ABD'de master yaptı ve sonra şirkette çalışmaya başladı. Çalışması 20 yılı bulunca ben emekliye ayrılmak ihtiyacını hissettim. Herhalde oğlum ve ekibi de memnun oldu. Çünkü insan kurucu olunca her şeye karışıyor. Oğlumu görüyorum şimdi. Yetkileri dağıtmış. Kurumsallaşmayı gerçekleştirmiş. Ben bunu yapamazdım. Ama temellerini attım." İş dünyasının duayenlerinden Borusan Holding'in kurucusu Asım Kocabıyık. Bir öğlen yemeğinde 84 yaşındaki Asım Kocabıyık'la bir araya geldik. Buluşmamızın sebebini Kocabıyık'ın gönderdiği davet mektubunda, kurucusu olduğu vakıf kanalıyla Uludağ Üniversitesi'ne yaptıracağı Hukuk Fakültesi ve eğitime yaptığı katkılarla ilgili görüş alışverişinde bulunmak olarak açıklamıştı. Oysa biraraya geldiğimizde konu siyasetten açıldı ve bir daha da kapanmadı. Asım Kocabıyık, 84 yılın verdiği yaşanmışlıkla kelimeleri tane tane seçerek ve asla 'aman bunları sakın yazmayın' demeyerek ne düşünüyorsa söyledi. Bir ara Asım Kocabıyık'a, 'Efendim başta TÜSİAD olmak üzere iş dünyasında hiç kimse sizin kadar açık yüreklilikle aslında ne düşündüğünü ifade etmiyor. Hatta oğlunuz burada olsaydı, bunları söylemezdi" diyecek oldum. Bana dönüp, "Biliyorum. Bunu da yaşıma verin artık" dedi. Lafı çok uzatmadan, bugün 2.3 milyar dolar ciroya ulaşan, 4 bin 500 çalışanıyla boru ve otomotiv sektörünün önde gelen isimleri arasında yer alan Borusan'ın kurucusu Asım Kocabıyık'ın başta AK Parti, Genelkurmay'ın açıklaması ve Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere ülkenin önemli gündem maddeleriyle ilgili görüşlerini aşağıda sıralıyorum: "

"Ben Anadolu'dan geldim. 6 yaşına kadar Tazlar Köyü'nde yaşadım. Yani Anadolu'yu biliyorum. AKP'nin tabanının, yani gönülden bağlı olanların oranının yüzde 15'ten fazla olduğunu sanmıyorum. İstatistikleri boş verin. Resmi yalan onlar. Ama en çalışkan parti AK Parti. En idealist parti de AK Parti.

BAYKAL ÜLKENİN ŞANSSIZLIĞI

Başbakan Erdoğan'la dostluğum var. Onun da bana sevgisi ve saygısı var. 400 kişilik bir toplantıda gelip sadece benim elimi sıkıyor. Bu da beni memnun ediyor. Belki yaşlıyım diye. Böyle olabilir ama ben onların politikasını tasvip etmiyorum. Bunu kendilerine bu kadar açık değil ama kapalı laflarla ifade edebilirim. Söylediklerimin içinde tenkitler
tenkitler var ama saygısızlık yok. Deniz Baykal bu ülkenin şansızlığı. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi zor görünüyor. Genelkurmay'ın açıklaması için ise demokrasiye uymayabilir ama bazen bazı şeylere karşı çıkmak için yarı doğruları kabul etmek lazım. Türkiye Cumhuriyeti'ni askerler kurmuştur ve koruma ve kollama görevi onlara verilmiştir. Söyleyeceklerim çok itibar görmeyebilir ama benim şahsen biraz da yaşımın verdiği tecrübeyle böyle söylüyorum. Ben Atatürk devrimini gördüm. Onunla Afyon'da karşılaştığımda 13 yaşındaydım. 1950 yılında Türkiye'de demir çelik üretimi yani gemi sacından çiviye kadar sadece 300 bin tondu. Bugün 21 milyon ton. Türkiye'nin gelişmesini hiçbir yabancı, yerli uzman tahmin edemedi bugüne kadar. Biz kendi işimizdeki gelişmeleri bile takip etmekte zorlanıyoruz. Türkiye'nin geleceğinden umutluyum. Milletlerin hayatlarında inişler çıkışlar vardır. Biz şimdi ahlaki, idealler ve dürüstlük bakımından dibe vurmuş durumdayız. Bu insanlar cemiyetin çoğunluğunu oluşturmuyor ama çoğunluğa etkisi var. Bunların hükmü geçecek.

KOALİSYON ÇIKAR

Oy vermek için Afganistan'da bile olsam, gelirdim ve oyumu verirdim. Seçimlerde Türkiye'deki profil değişecek. Ben koalisyon olacağını tahmin ediyorum. Dört yıl İktisadi Kalkınma Vakfı'nın başkanlığını yapmıştım. Avrupa'yı tanırdım ama bürokrasisini de böylece tanıdım. Şimdi gelen sesler ümit verici değil. Ülke sayısı çoğaldı. Farklı sesler var. TÜSİAD, üyelerine 2014'te AB'ye girmemiz için ne yapalım' diye sordu. Ben de 'yeni teknoloji konusunda çalışalım' dedim."