kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
BALÇİÇEK PAMİR

Ne çişi? Biraz önce yaptın ya!

Eskiden beri şaşırırım. Hatta bazılarını ağzım açık izlerim. "Yüz" süz adamlardan bahsediyorum. Adam derken aslında hemcinslerimi de katmalıyım. Onların da geri kalır tarafları yok! Adamın biri filancaya çıkıp sallar sallar, sonra gördüğü yerde boynuna sarılır. Hem de ne sarılma! Benim daha da şaşırdığım boynuna sarılmasına izin veren diğeridir aslında!
Yahu, hadi sarılanın yüzü yok seninki nerede peki?
Futbol, magazin, siyaset hatta medya dünyası öylesine "Yüz"süzlerle dolu ki nefesiniz kesiliyor.
Etraf birbirlerine saydırıp, el ele dolaşanlarla dolu!
Sebep? Bazen reyting, bazen siyaset, çoğu zaman oyunun kuralı...
Ama son günlerin en ilginç arkadan vurma olayı kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı seçimleri oylamasında gerçekleşti! DYP milletvekili Ümmet Kandoğan, önce Genel Başkanı Mehmet Ağar ile basın toplantısına katıldı. Ağar'ın "Oylamaya katılmıyoruz" açıklamasını mahzun bakışlarla izledi ve sesini çıkarmadı. Ardından oylama esnasında "Çişim geldi" diyerek başkandan izin istedi. Ağar ne yapsın, "Tut çişini, daha biraz önce yaptın ya!" mı desin?
İzin verdi çaresizce. Ama endişelenmedi değil hani! Eee ne de olsa yılların kurt siyasetçisi o da. Bilir kimin kazık atıp atmayacağını. Çişe giden vekilin ardından bu sefer bir başka vekil, Mehmet Eraslan "Ben Ümmet Bey'e bir bakayım" diye izin istedi. Tabii baksın! Ümmet Bey tuvaletin yerini bulabildi mi bulamadı mı?
Siz hayatınızda bunun kadar yaratıcılıktan uzak bir bahane gördünüz mü?
Sonra? Sonrası malum. DYP Genel Başkanı Ağar iki vekilini televizyondan seyretti. Çişe giden vekil oy vermekle kalmadı bir de konuşma çaktı, partisinin anti-demokratik tavrını eleştirdi. Pes diyorum yani!
Şimdi merak ediyorum çişe giden vekil, Ağar ile karşılaştığında ne yapacak? Üzgün bakışlarla, eline sarılıp "Ben ettim, sen etme" mi diyecek?
Yoksa pişkin pişkin gülecek mi etrafımızdaki diğerleri gibi...
Peki ya "Vecdi Gönül aday olmasın, bana ne bana ne! Beni çıkarın onu çıkarmayın" gibi bir tavra giren Bülent Arınç'a ne demeli? Gönül ile bir araya geldiğinde kulağına eğilip "Yok böyle bir şey" mi diyecek?
Bu ülkede insanların siyasetten soğumasına şaşırmamak gerek.
Masa başında ülkeyi kurtaranlara "Girsenize siyasete" demeyeceğim artık.
Okul müsameresinden hallice meclise girseler ne olacak ki?