kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Ne yapmalı?

Hrant Dink'in cenaze töreninden sonra da benzer başlıklı bir yazı yazmıştım.
İnsanların duygularını, korkularını, sıkıntılarını anlama, kendini onun yerine koyma çabasının önemli olduğunun altını çizmiştim.
Bugün ülkemiz derin bir fay hattıyla ortadan ikiye bölünmüş bir görüntü vermektedir.
Fayın bir yanında başörtülü, muhafazakar kadınlarımız, kızlarımız, diğer tarafında laiklik duygusu ağır basan kadınlarımız, kızlarımız var.
İki taraf da bugün için gerilim ve korku içinde.
İki taraf da kendi yaşam biçiminin tehdit altında olduğu inancında.
Demokrasinin silah tehdidi altında olduğu bir dönemde böyle bir tartışma kimilerine zamansız gelebilir.
Ancak tartışmak ve önümüzdeki seçime doğru tavır almak önemli.
AK Parti'nin 4.5 yıllık iktidarında Nilüfer Göle'nin dünkü Radikal gazetesinde vurguladığı gibi, kimi "Çocukluk hastalıkları"na tanık olduk.
Evet, korkular ve endişeler var.
Ama bu korkuları kışkırtan, kendi amacı doğrultusunda kullanan ve siyasete tabandan değil de tavandan bir müdahale aracı olarak yararlanmak isteyen kesimler de var.
Halkın her türlü tercihinin yanlış olduğuna inanan bu kesimler, hem siyaseti, hem toplum yaşamını dizayn etmeye çalışıyor.
Bütün bunlar tespitler.
Peki bu tespitlerin ışığında asıl cevaplanması gereken soru şu: Ne yapmalı?
Herkes erken bir seçim fikrinde uzlaşmış durumda.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun dün geceki toplantısından sonra Başbakan Erdoğan da seçim tarihi için 24 Haziran veya 1 Temmuz'u önerdi.
Peki, kimi kesimlerin güdümünde olsa da milyonların katıldığı mitingleri, askerin muhtırasını, demokrasinin hala vesayet altında tutulmak istendiğini, toplumun çeşitli kesimleri arasında bir güven bunalımı olduğunu görmezden gelerek mi gideceğiz bu seçime...
Bu korkuları, endişeleri gidermek için hiç mi adım atmayacağız.
Dediğim gibi, darbe tehdidi altında tutulan bir iktidara eleştirel yaklaşımda bulunmak bana çok etik gelmiyor.
Ancak yine Ankara ve İstanbul'da dışavuran hissiyatın dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.
Yapılması gereken acil bir demokrasi planı açıklamaktır.
Yapılması gereken Meclis'in seçim barajını hemen yüzde 10'un altına indirmektir.
Yapılması gereken tüm siyasi partilerin ortak bir duruş sergileyerek, demokrasi dışı güçlerin sistemin işleyişine müdahalesine karşı durmasıdır.
Yapılması gereken, herkesin kendi yaşam biçimini güvence altında hissedeceği bir hukuk düzenlemesinin temel kurallarını bugünden ilan etmektir.
Yapılması gereken laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine bir bütün olarak sahip çıkmak, içinden seçilen unsurlardan sadece birini öne çıkarmamaktır.
Yapılması gereken Avrupa Birliği sürecine sonuna kadar sahip çıkmaktır.
Yapılması gerekenler aslında basit ve kolaydır.
Burada gerekli olan tek şey cesaret ve iradedir.
Türkiye'nin ister sağda, ister solda olsun tüm vatandaşları ve siyasetçilerinin bu noktada gerekli iradeyi göstereceği inancındayım.
Büyük kentlerde sokaklara dökülen milyonlar aslında sistemin güvence altında olduğunu göstermiştir.
Demokratik tepkiyi değerlendirip buna göre siyaset geliştirmek doğru tavırdır.