Cambaza bak

Türkçede 'çifte kavrulmuş' sözü, anlam itibari ile pişkini ifade eder. Pişkin olmak, duyduğunu duymazdan gelmek, olanları yok saymak; işte bu terimle ifade edilir. Her konuda aynı anlamı taşıyan bu husus, son dönemde Türk futbolunda oldukça moda!
Sekiz-on haftadır Fenerbahçe başkanı ve yöneticileri bağırıyor. Hakem atamalarından şikayet var. Federasyon aba altından sopa gösteriyor. Spordan sorumlu bakanlık, devlet olarak göreve davet ediliyor.
Bu sırada bakanlık cenahından tam bir hamle gelince; hemen FIFA ve UEFA devreye giriyor. Tam bir karmaşa ve aşiret düzeni.

BİLİNMEZLİK VAR
Tabii bu esnada liglerde de şikayetlere rağmen görevlilerce herhangi bir tedbir de yok.
İnanın tam bir pişkinlik. Aynı zamanda da klasik bir "Cambaza bak" numarası... Herkes rolünü mü oynuyor? Her kurum trübüne mi oynuyor? Tam bir bilinmezlik var.
Hak yemeyelim, arada bir "Hop" diyen de var, var ama bu "Hop" ağızdan dolma tüfeklere benziyor! Niye mi?
Çünkü eylem yok.

STRATEJİLERİ YOK
Fenerbahçeli yönetici Ali Koç, Mahmut Uslu ağır ithamlarda bulunurken, federasyon "Bir araştıralım" demeden tehdit ediyor. İki gün sonra da bir dahaki maça kadar herkes susuyor. Bize de Türk futbolu 'çifte kavrulmuş' demekten başka bir şey kalmıyor.
Gelelim şikayetçi F.Bahçe Kulübü'nün tavrına. Onlarda da verdikleri mücadelede bir strateji yok. 'Kimler hasımları kimler hısımları' belli değil! Ciddi iddialarındaki müttefikleri kim o da belli değil.
Oysa ciddi iddialar karşısında verilen mücadelelerin daima bir stratejisi olur. Adını koyar, analizini yapar, yöntemini tayin eder ve tek bir noktaya birlikte vurursun. Eğer haklıysan da tarumar edersin.
O zaman çıkar "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" dersin. Yakışan budur. Tabii bunu derken de geçen yıl seni şampiyonluktan eden Denizli'ye karşı 2-0 öndeyken kendi sahanda 2-2 berabere kalmanın cevabını da hazırlarsın.