kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Mayıs 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Kurtar bizi Anayasa Mahkemesi

Seçim olmadan asla... İlle de seçim... Tek yol seçim... Mümkün olan en kısa zamanda seçim... Zira:
Siyaset hamamının namusunu ancak seçim temizler.
Seçimi "geciktirmek" ise...
Siyasi havayı "daha da gerer."

Neyse iyi ki Anayasa Mahkemesi var.
Biz "bunları" söyleyince Tülay Tuğcu "öyle mi" diye güldü... Ve ekledi:
- Sağolun.
- Anayasa Mahkemesi'nin sayın Başkanı... Ne yapıyorsunuz, ne yapacaksınız?
- Yarın (bugün) öğleden sonra görüşmeyi düşünüyoruz.
- Ama salı günü Yüce Divan yok mu?
- Dilekçe verdiler... Savunmayı 1 hafta sonra yapmak istiyorlar... (Cumhur Ersümer, Zeki Çakan davası) Bu bizim için de rahatlatıcı oldu.
- Salı öğleden sonra ne olacak?
- Müzakere... Raportör, raporunu okuyacak... Sonra üyeler konuşacak... Belki birbirimize sorular soracağız, cevaplar vereceğiz... Belki açıklama isteyeceğiz... Usul böyle.
- Ne kadar çalışırsınız?
- İş ne zaman biterse.
- Gece yarısına kadar uzarsa?
- Olabilir... Sosyal Güvenlik Yasası' nda öyle oldu... Konu bitene kadar müzakere.
- Yani çarşambadan, 2'nci turdan önce mutlaka karar vereceksiniz.
- Amaç öyle.
- Sayın Başkan... Yüce Mahkeme ne yapacak? "367 aranır" veya "aranmaz" mı diyecek?.. Yoksa "siyaset tıkandı, öyleyse önünü ben açayım... Seçime gidilsin, gidilmesin" diye bir yorumda, öneride bulunacak mı?
- Öyle bir öneride bulunmamız mümkün değil... Vereceğimiz kararların sonuçları ise belli.
- Sayın Başkan, yorum çok... Herkes Anayasa hukukçusu oldu.
- (Gülerek) Evet öyle, ne yapalım.
- Kararınızda siyasetin gölgesi olabilir mi?.. Anayasa yargısı siyasetten hangi ölçüde etkilenir?
- Siyaset ayrı şey... Bizimle ilgisi yok... Biz siyasetle ilgili değiliz... Bu konuya özellikle özen gösteriyoruz... Biz bir doğru çerçevesinde karar veririz.
- Hangi doğru?
- Anayasa' nın doğrusu... Anayasal doğrular.
İyi ki Anayasa Mahkemesi var.
Kararı ne yönde olursa olsun "önünde saygı ile eğilelim."
Ve hemen "başka konuya" girelim:
- Sayın Mehmet Ağar... Önce Tandoğan Meydanı sonra Çağlayan "birleşin" diye bağırdı.
- Doğru... Haklılar... Ben bunu çok önce gördüm ve söyledim... 12 Eylül 1980'den sonra meydana gelen siyasi dağınıklığı gidermek şart.
- Sayın Deniz Baykal... Meydanlar "birleşin" dedi.
Baykal'ın söylemi:
- Farkındayım, meydanların talebini yürekten destekliyorum.
- Meydanlar "pazarlık" ya da "ittifak" demiyor... "Birleşin" diyor.
- DYP ile Anavatan bunu gördü... Tek çatıda toplanmayı konuşuyorlar.
- Halkın mesajı açık: Tek çatıda birleşin, yoksa sandıkta biz birleştiririz.
Bugün "siyasetin en uzun günü."
Herkes "Anayasa Mahkemesi'ne kilitlenecek."
Ve Türkiye "sorununu" Anayasal sistem içinde "darbesiz-dayatmasız" demokrasiyi işleterek çözecek.
Bir kez daha "yaşasın demokrasi."