kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Deborah Jones, küçük kızı Isabella (en solda), büyük kızı Ana (ortada) ve eşi Rick Olson ile.

'Babylon'a daha sık gitmek isterdim'

Deborah Jones'a, İstanbul sosyal hayatında ve gecelerinde sık sık rastlamak mümkün. Pek çok da Türk arkadaşı var. Bunu, İstanbulluların çok samimi ve misafirperver olmalarına bağlıyor. "Benim için İstanbullularla kaynaşmak kolay oldu," diyor. Jones, konumu itibariyle de birçok insanla tanıştığını, birçok etkinliğe çağrıldığını anlatıyor. Diğer konsolosların çoğunun kendisi kadar sosyal olmadıklarını hatırlattığımızda şu yanıtı veriyor: "ABD Başkonsolosu olmak biraz daha farklı. Türkiye-ABD ilişkilerinin büyüklüğünü temsilen sanırım daha çok faaliyete davet ediliyorum. Yani bu kadar çok davet almam, çok çekici bir kişiliğim olduğu anlamına gelmeyebilir." Deborah Jones'un İstanbul'una gelince... Jones, Belgrad Ormanı'nda yürüyüş yapmayı, Kemer'de huzur bulmayı, Polonezköy'ün temiz havasını çok seviyor. "20 yaş daha genç olsaydım ve çocuklarım olmasaydı, gideceğim daha çok yer var," deyince, gece kulüplerini mi kastettiğini soruyorum. Yanıtı, "Evet, Babylon'a daha sık gitmeyi çok isterim mesela," oluyor. Favori restoranlarına gelince... İlk aklına gelen çocuklarıyla kahvaltı yapmaya gittiği Mangerie oluyor. Yakın zamanda Park Şamdan'da kokoreç yediğini ve çok beğendiğini anlatıyor. Ulus 29'un harika bir şefi olduğunu, Sunset'in manzarasına bayıldığını sözlerine ekliyor. Başkonsolosun Türk yemekleriyle de arası çok iyi. Meze türünden her şeyi seviyor. Ama en çok da Türklerin, bir yemeği beğenince "Bayıldım," demeleri hoşuna gidiyor. Türk müziğini de severek dinliyor. Arşivinde, Ajda Pekkan, Mercan Dede, Kenan Doğulu, Hüsnü Şenlendirici, Sezen Aksu ve Ayhan Sicimoğlu gibi sanatçıların albümleri bulunuyor.