kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Ayşegül Devecioğlu, Kazancı Yokuşu’ndaki 34 cesedi arkadaşlarıyla taşıyıp, otelin önüne dizdiği anı hiç unutamıyor.

Taksim Meydanı 30 yıl sonra

Müjgân HALİS
1 Mayıs 1977'nin üzerinden 30 yıl, DİSK'in kuruluşunun üzerinden 40 yıl geçti. Bu yıl Taksim Meydanı'nın kutlamalara açılıp açılmama tartışmaları sürerken, 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda olan yazar Ayşegül Devecioğlu, 78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can ve katliam davasının avukatı Rasim Öz'le o kanlı günü ve sonrasını konuştuk..
'Günlerce ellerime bakamadım'
Ayşegül Devecioğlu (Yazar) "1 Mayıs 1977'de 20 yaşlarında bir ODTÜ öğrencisiydim. 1 Mayıs'a katılmak için birçok ODTÜ öğrencisiyle birlikte İstanbul'a gelmiştik. Biz Dev-Genç'lilerin alana girmesi zaman aldı. Medyada provokasyon olacağı, çatışmalar çıkacağı yolundaki haberlere rağmen, Taksim kocaman bir şenlik yeriydi. Mücadele eden hak, hukuk, kimlik arayışına çıkmış bir toplumsal muhalefetti alanı dolduran. Bugün 'sağ-sol çatışması' ifadesinin kanlı, muğlak imgesi gerisinde unutturulan bir dönemin o güzelim havasının verdiği onur, ferahlık, neşe gözle görülebiliyordu. O zaman yüzbinlerce üyesi olan DİSK Başkanı Kemal Türkler'in konuşmasını bitmesine yakın, silah seslerini duydum. Yanımdaki arkadaşlarımla birlikte heykelin çevresindeydik ve kurşunlar hemen yanımdaki toprağa saplanıyordu. Çığlıklar silah sesleri içinde bir panzer alanı yararak paniği artırıyor, düpedüz insanların üstünden geçerek alanı dolaşıyordu. Arkadaşlardan biri bana Mahir Çayan'ın annesi Naciye teyzeyi emanet etti. Onu koltuk altlarından tutup önümden sürükleyerek Kazancı Yokuşu'na doğru götürdüm. Son anda vazgeçip Osmanlı Bankası'na girdim. Şenlik alanı dehşet sirkine dönüşmüştü. Kazancı Yokuşu cesetlerle doluydu. Ölümle belki de ilk kez yüzleşiyorduk. Kazancı'da yatanları Intercontinental'in önüne taşımaya başladık. Onları otelin önündeki alana dizdik, yaralı olup olmadıklarını anlamaya çalışıyorduk galiba. Hareketsiz yatan insanların üzerinde parmaklarımızı dolaştırıyorduk, onları incitmemeye çalışıyorduk. Hiç kurşun yarasına rastlamadım. İnsanlar nefessiz kalarak ve ezilerek ölmüşlerdi. Günlerce ellerime bakamadım. Alandan ayrılmak üzere bir taksinin önüne geçip, arabayı durdurdum. İçeride oyuncu Necla Nazır vardı. Çok korkmuştu. Buna rağmen beni Beşiktaş'a kadar götürdü. Bugün solun 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlama ısrarı birileri tarafından gereksiz bir inatlaşma olarak gösterilmeye çalışılıyor. Taksim'in sol dışında herkese açılırken yalnızca sola kapatılması sadece demokratik bir hakkın gasp edilmesi değil, egemenler tarafından üretilen bir yalanın sürdürüldüğü ideolojik bir tutum. Egemenler uzun yıllar 1 Mayıs'ın kutlanmasını bir suç gibi göstermeye çalıştı ve Taksim'i kana bulayarak suçu kurbanların üzerine attı. Bu nedenle 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması, bir gerçeğin ifade edilmesi olacaktır. Taksim'de olmak en masum demokratik talepleri bile bölücülük parantezine alarak boğmaya çalışan egemenlere karşı insani bir itirazdır."
Haberin fotoğrafları