kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Tejo Nehri'nin kıyısında yer alan Monumento a los Descubrimientos heykeli.

Lizbon'un yedi tepesi okyanus manzaralı

Mirey MESEYYAH
İLİŞKİLİ HABERLER
h
Lizbon'un yedi tepesi okyanus manzaralı
Tejo Nehri'nin oluşturduğu haliç üzerine kurulu Lizbon, hafta sonu için ideal bir gezi seçimi. Avrupa'nın en renkli başkentlerinden olan bu kent, Roma ve İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu. Manzarası, tramvayları ve sıcakkanlı insanlarıyla sizi hemen cezbediyor. Lizbon'u gezmek için, 28 numaralı tramvaya binmeniz yeterli. Gezdiğiniz yerler hakkında bilgi edinmek istiyorsanız da Praço do Comercio meydanından kalkan, yabancı dillerde rehberlik hizmeti verilen üstü açık otobüslere binebilirsiniz. Lizbon'un en önemli yerleri arasında, geceleri de canlı olan Bairro Alto& Chiado, mağazaların yoğun olduğu Baixa, San Jorge Şatosu'yla Alfama, Atlantik kıyısını gören Belem ve gece hayatının kalbi olan Alcantara ve Docas sayılabilir. 650 bin nüfusa sahip olan Lizbon şehri, banliyöleriyle birlikte 2.5 milyon kişiye ulaşıyor. Yerli nüfusun az olmasının avantajları ise ziyaretçilere çok cazip geliyor. Kalabalık, trafik gibi sorunlar yok. Dil konusunda da hiç zorluk çekilmiyor. Lizbon'un başka bir cazip tarafı da diğer Avrupa şehirlerine göre çok ucuz olması. Havaalanından taksi ile şehre gelmek sadece 10 avro!

ADIM ADIM LİZBON
Praço do Comercio (Ticaret Meydanı) Lizbon'un en görkemli meydanlarından biri. Ortasında Kral 1. Jose'nin at üstündeki heykeli bulunan meydanın bir tarafı nehre bakarken, diğer üç tarafı da galerilerden oluşuyor. Bu galeriler bugün mağaza, restoran ve barları bünyesinde barındırıyor. Bu meydandan yürüdüğünüzde trafiğe kapalı sokaklar, mağazalarıyla sizi bekliyor. Köşeyi döner dönmez ise sizi Belediye Sarayı'nın yer aldığı meydan karşılıyor. Yolunuza devam ettiğinizde Lizbon'un en güzel binalarından Rossio Tren İstasyonu ile karşılaşıyorsunuz. 1892 yılında inşa edilen bu gardan Portekiz'in her yerine ulaşmak mümkün. Kentteki yaya sokaklarını gezdikten sonra da San Alfama'ya doğru tırmanıyorsunuz. Burada San Jorge şatosu var ve manzara nefes kesici. Şatonun yanı sıra görkemli Se-Catedrali'ni mutlaka görün. Alfama için Lizbon'un en özgün mahallesi denilebilir. Labirent gibi sokakları Arap etkisini hatırlatırken, pencerelerdeki çamaşırlar Akdeniz esintisi hissettiriyor. Alfama'dan şehir turuna devam ederken Avenida da Liberdade'den geçmek şart. Paris'teki Champs Elysees Caddesi'ni andıran bu geniş cadde yemyeşil. Mozaiklerle kaplı caddenin her iki tarafında işyerleri, pahalı markaların dükkânları, büyük oteller ve küçük saraylara rastlamak mümkün. Gezilecek yerler arasında Campo Pequeno Arenası ile Calouste Gulbenkian Müzesi sayılabilir. Lizbon'da Bairro Alto ile Chiado'yu gezmekte fayda var. Kentin bohem mahallesi olarak da bilinen Bairro Alto'da her sokakta sizi bir sürpriz bekliyor. Kimisinde eski bir kitapçı, kimisinde ayak üstü içilen bir kadeh şarap ile iki-üç çeşit deniz mahsulü sunan küçük meyhaneler, geç saatlere kadar açık olan butikler... Bu bölgedeki önemli eserlerden biri de, Milano'daki La Scala Tiyatrosu'ndan esinlenerek yapılmış olan Sao Carlos Tiyatrosu. Ayrıca Portekizli ünlü modacı Fatima Lopez'in de mağazası bu bölgede. Yorgunluğunuzu atmak için de Lizbon'un en tanınan açık hava kafesi A Brasileira'da, Portekizcesi 'bica' olan bir espresso içebilirsiniz.

TATLI BİR MOLA ZAMANI
Artık nehir kıyısına inmenin vakti geldi. Lizbon'un en ucunda bulunan Belem ile başlanabilir. Buradan 1498 yılında hareket eden gemiler Hindistan'a ulaşırmış ve iki yıl sonra da Brezilya'nın keşfine sebep olmuşlar. Belem'in en ucunda bulunan Belem Kulesi ise UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Onun arkasında ise görkemli modern binasıyla Belem Kültür Merkezi ile Jeronimos Manastırı yer alıyor. Belem Kültür Merkezi'nde Tasarım Müzesi'nin yanı sıra çok sayıda butik de bulunuyor. Jeronimos Manastırı'ndan sonra ise pembe renkli Cumhurbaşkanlığı Sarayı geliyor. Belem'in, Pasteis de Belem olarak bilinen pastanesi de çok meşhur. 1841 yılından bu yana hizmet veren pastanede, içi sütlü krema ile doldurulmuş ılık tartları mutlaka deneyin. Lizbon'un gezilecek yerlerinin son durağı ise Docas ve Alcantara. Nehir üzerinde bulunan bu bölge, restoranları ve gece kulüpleriyle meşhur. Nehir kıyısında, karşı yaka manzaralı restoranlarda deniz mahsulleri ön planda. Akşam yemeğinden sonra ise civardaki bar ve kulüplerde eğlenmeye devam edebilirsiniz.
Haberin fotoğrafları