kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Mahkemede her şey mümkün

ANKARA
CHP'nin iptal başvurusunun mahkemede izleyeceği yol ve bu süreçte ortaya çıkabilecek sorunlar birçok soruyu gündeme getirdi.

* Mahkeme'nin karar vermesi için süre sınırlaması bulunuyor mu? Normal davalarda 6 aylık süre bulunuyor ancak yürütmenin durdurulması istenen davalarda öncelikle yürütmeyi durdurma talebi inceleniyor. Bu durumda CHP'nin başvurusu için karar vermek üzere bir süre bulunmuyor. * Raportörün raporunu hazırlaması için neden süre verilmedi? Görevlendirilen raportöre süre verilmemesi dikkat çekti. Mahkeme başkanlığı isteseydi raportöre, "şu güne kadar raporunu hazırla" diyebilirdi. Raportör için bağlayıcı bir süre bulunmuyor. Bu nedenle heyetin pazartesi veya ikinci oylamadan bir gün önceye denk düşen Salı günü toplanmasını kesin gözüyle bakılamıyor.

* Heyet toplandıktan sonra bir günde karar verebilir mi? Mahkemede yürütmeyi durdurma talepleri, başvurunun kapsamına göre, bir veya iki günde sonuçlanabiliyor. Ancak Mahkemenin içtüzüğüne göre bir üye, yeterince hazırlanamadığını söylerse görüşme otomatik olarak en yakın ertesi güne ertelenebiliyor. Ertelenen gündeki tartışmalarda da yeni bir durum ortaya çıkarsa bu kez bir başka üye de bu konuyu araştırmak üzere tekrar süre isteyebiliyor. Heyet, müzakereler sırasında anlaşmazlık çıkarsa gerekirse raportörden ek rapor da isteyebiliyor.

* Mahkeme bu güne kadar, kararın nasıl çıkacağı yönünde bir ipucu verdi mi? Bugüne kadar yapılan açıklamalar, başvurunun en kısa sürede sonuçlandırılmaya çalışılacağı yönündeydi. Ancak yargı kulislerinde, Başkan Tülay Tuğcu'nun özel bir sohbette, "Umarım 367 konusu önümüze gelmez. Gelirse bizden iptal yönünde karar çıkabilir" dediği ve bu bilginin AKP'ye ulaştığı, AKP'nin de 367 endişesinin bu kulis bilgisinden sonra arttığı konuşuluyor.

* Karar 2 Mayıs sonrasına sarkar ve 2'nci turda 367 oyla cumhurbaşkanı seçildikten sonra birinci turu iptal ederse ne olur? Anayasa hukukçuları, bu durumda Meclis kararının sakatlanacağını ve birinci tur oylaması yapılmamış sayılacağından cumhurbaşkanının göreve başlayamayacağını savunuyor. Bu durumda Meclis, Anayasa'nın 102'inci maddesine göre seçim yapamamış sayılacağından erken seçim zorunlu hale gelir.