kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Cumartesi SABAH 
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Çocuklarımızın arkadaşları ve biz

Arkadaşlık ve dostluk ilişkileri çok önemlidir. Çocuklarımızın bu duyguları öğrenmesini, doğru arkadaşlar seçmesini ve gerçek dostluklar kurmasını isteriz. Aynı zamanda onların seçilen arkadaşlar olması ve bu arkadaşlıkların kalıcılığı da önem kazanır. Çocukluk arkadaşı, okul arkadaşı, mahalle arkadaşı kavramlarına büyüdükçe iş arkadaşı, hayat arkadaşı, yol arkadaşı kavramları eklenir. Nasıl arkadaş olacaklarının yanı sıra arkadaşlığı nasıl sürdürecekleri, arkadaşları için neler yapıp, neler yapmayacakları, hangi zamanlarda arkadaşlarının yanında olmaları ve uyarmaları gerektiği gibi, arkadaşlığın birçok yönü vardır. Yani arkadaşlık önemli bir duygu, yaşamı etkileyen bir paylaşım ve erişkinlikte çocuğunuzun kişiliğinin büyük bir bölümünü oluşturacak bir kavramdır.

AİLENİN TUTUMU
Günümüzün moda söylemlerinden biri "Ben çocuğumun arkadaşıyım," oldu. Bu cümle, iyi anne ve baba olmanın bir göstergesi gibi kullanılsa da altında ailenin endişeleri yatar. Çocuklarının kötü şeyler öğrenip, zarar görmesinden, yaralanmasından korktukları için onlarla oynamaya çalışır, tüm zamanlarını birlikte geçirirler. Yaşıtlarıyla oynamayı, kaynaşmayı öğrenemeyen çocuğun okulda yalnız kalması kaçınılmaz olur. Bazı aileler ise arkadaşlara devamlı müdahale ederler. Arkadaşları seçer, onlara karşı uyarır, kendini korumasını abartır. Böylece çocuk, arkadaşlık kurarken zorluk çeker. Aileleriyle olduğu gibi arkadaşlarıyla da bağımlı bir ilişki sürdürür. Bir tek arkadaş bulur, ondan ayrılmaz, arkadaşlığını kaybetmemek için istediği her şeyi yapar. Daha bir bebekken, bulunduğumuz ortamda aynı yaş grubunda bir başka bebek olduğunda "Bak kardeş, arkadaş," diyerek çocukları kaynaştırmaya çalışırız. Oysa bir başka çocuk, kardeşi olamayacağı gibi, her çocuk da arkadaşı olmaz. Yaklaşık üç yaşına kadar oyun oynamak için başka çocuk aramayan çocuklar, sosyalleşmeyle birlikte yaşıtlarına yönelir. Uyum gösteremeyen, hiçbir çocukla oynayamayan, paylaşamayan, kurallara uymayan ve diğer çocuklara zarar verenler yalnız kalır. "Arkadaşlarınla iyi geçin," demek yetmez. Bu geçimsizliğin nedenlerini bulup çözmek gerekir. Üç-altı yaş oyun dönemidir ve bir sorun yoksa ortamı uygun bulduklarında birlikte oynamaya başlarlar. Çocuklar için arkadaş önemlidir. Başarılı, uyumlu çocuklar, en çok aranılan çocuklardır. Hep kendi istediği olsun diye tutturan, her şeyi yönlendirmeye çalışan, 'lider ruhlu' değil, istenmeyen arkadaşlardır. Arkadaşlarıyla sürekli çatışan ve sorun yaşayan çocuğun sorunları olabilir. Yaşıtları yerine küçükler ya da büyüklerle arkadaşlık yapmayı tercih eden çocuklar, kendine güvensiz olabileceği gibi gelişim açısından yaşıtlarından geri de olabilirler. Arkadaş edinebilmek, sürdürebilmek ve tercih edilmek görüldüğü gibi çocuğun sağlıklı ruhsal durumunun göstergesidir. Çünkü bunlar çocuğun toplumsallaşmasının da delilidir. Arkadaşlarıyla kendini kıyaslamak, olumsuz yönlerini fark etmek, kendini değiştirmek, arkadaşlığın sağladığı olumlu özelliklerdir. Aileler çocuklarının olumsuz arkadaşlardan etkileneceğini, onlara uyacağını, yoldan çıkacağını düşünerek korkar. Oysa iyi eğitilen, doğru büyütülen bir çocuk için kötü arkadaştan korkmamak gerekir. Çocuk bu ayrımı yapar ve kendini koruyabilir. Yapayalnız, arkadaşsız olmak çok daha büyük sorundur.

ERGENLİK DÖNEMİ
Ergenlik dönemine giren çocuk için arkadaş her şeyden önemli hale gelir. Evde kendini eleştiren, öğütler veren ailedense, onunla aynı sorunları paylaşan yaşıtlarının yanında olmak isterler. Bu aynı zamanda ergenin yaşamla tanışması demektir. Küçük yaşlarda sağlıklı arkadaşlık kurmayı başaramayan çocuk, ergenlikte de aynı sorunla uğraşmak zorundadır. Bu dönemde yaşanan en önemli ruhsal sorunlardan biri arkadaşsızlıktır. Ergenlikte çocuğuyla arkadaş olduğunu düşünen anne ve babalar yanılmaktadır. Ergenin ihtiyacı, kendi yaşıtı arkadaşlardır. İlkokuldan başlayarak tek arkadaş kadar, arkadaş grupları da değer kazanır. Kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle birlikte olur. Ergenlikte gruplar karışıktır. Bu gelişim açısından sağlıklıdır. Aileler, ergenin arkadaşlarını kendilerinden çok önemsemesinden huzursuz olur. Oysa bu endişelenecek bir durum değildir. Ergenin erişkinliğe geçişi için önemli bir adımdır.