kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
MEHMET TEZ

Özentiyle kibir arasındaki çizgi

Eğer konu müzikse, her zaman birileri birilerini taklit eder, birileri birilerinden fena halde etkilenir. Ama birine 'özenti' demek bu kadar kolay mı? Durumu bu şekilde açıklamak için insanın fazla kibirli olması lazım.
Geçen gün Türkmax kanalındaki bir programda, özenti olmakla ilgili bir diyalog yaşandı. Ben zapladığımda Onur Baştürk diyor ki "Zakkum diye bir grup var, çok özenti, Placebo'ya benziyor." Karşısındaki Tuba Ünsal da "Bir ara da Nem diye bir grup vardı, Coldplay'i taklit ediyordu. Çok fena..." Sonra şöyle bir fikir birliği içinde bitiriyorlar: "Özenti olmak ne kadar kötü bir şey, değil mi?" Önce, müzik yayını yapan kanalların dışında bir yerde, içinde bu isimlerin geçtiği bir cümle duymak ilgimi çekti. "Demek yeni çıkan yerli grupları takip ediyorlar, ne güzel," diye düşündüm. Sonra "Özenti nedir, ne değildir?" diye düşünmeye başladım. Evet, Nem diye bir grup var ve cidden yaptığı albüm Coldplay'e o kadar benziyor ki ayıp yani... Ama eğer siz bu durumu 'özenti' kelimesiyle açıklıyorsanız, gelin ben size özentilik tablosunu biraz genişleteyim. Bir kere. Adı Türkmax olan bir kanalda, yabancı formatlı bir programda, tarz kesim saçlar, marka gömlekler içinde oturmuş özentilik ahkamı kesiyorsunuz. Onu geçiyorum... Zakkum ve Nem'in durumunu açıklayan kelime 'özenti'yse, söyler misiniz mesela Ajda Pekkan ne? Batı'da ne moda olsa, anında üstüne başına alıp giyen, hangi burun modaysa onu yaptıran biri daha var mı? Hande Yener mesela. Geçen yıl yeni albümü çıktığında 'tamamen içgüdüsel' olarak saçlarını düzleştirip yandan ayırdı. Madonna'nın Confessions on a Dance Floor albümüyle ve giyimiyle bu durum arasında ilgi hiç yok. 2005'te Los Angeles'ta 50 Cent, Candy Shop diye bir şarkı yapmasaydı, Kenan Doğulu Çakkıdı Çakkıdı oynayabilecek miydi? Kenan iyi bir müzisyen, ağabeyi de öyle ama onlar da gayet iyi biliyorlar ki kariyerlerinin son bir buçuk yılındaki 'hip hop aydınlanması'nı tamamen 50 Cent'e borçlular. Yalın var bir de. Son albümünün ilk şarkısına öyle bir giriyor ki, ben Mory Kante Yeke Yeke'yi söylüyor sandım. Kenan 50 Cent'leşti, Yalın Kenan'ın bir önceki Justin dönemini yaşıyor. Ama benzetme işini ahlaksızca yapanlar da var. Klip araklayan yönetmenler, müziklerinde vicdansızca 'esinlenen' birtakım cingılcılar var. Onlar başka. Yukarıdaki satırları yazan ben, yine de kimseyi özentilikle suçlayacak kadar kibirli görmem kendimi. Özentiyle etkilenme arasında ince bir çizgi olduğunu bilirim. Trendsetter'lar taklit edilir. Müzik tarihi böyle olagelmiştir. Özenti lafının 30 yıl öncede kaldığını da bilirim. Öyle olması gerekir. Bildiğim başka bir şey daha var. "Arabasını süreyim, hamburgerini yiyeyim, cep telefonunu, iPod'unu kullanayım, gömleğini pantolonunu gururla giyeyim ama müziğini almayayım, özenti oluyor," diye bir şey yok.