kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Siyasetle ilgilendiğinde daha 13 yaşındaydı

Ergun Aksoy
Abdullah Gül'ün siyasi kimliğinin oluşumunda babasının büyük rolü var. Profesör dayısı da önemli bir isim. Yakınları, "13 yaşından beri siyasetin içindeydi" diyor..
Başlarken:
Türk siyasi tarihinin son 10 yılının vitrininden inmeyen ve önceki gün cumhurbaşkanı adayı olan Abdullah Gül kimdir? Son 4.5 yıldır Türkiye'nin en önemli iki koltuğu olan Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Gül, şimdi devletin en tepesi olan Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyor. Bu yazı dizisinde ortaokul ve lise yılları, üniversite, siyaset ve Başbakan Erdoğan ile yaşamının kesiştiği dönemleri irdelemeye, bilinmeyen yönlerini ortaya koymaya çalışacağız.

Kayseri, Türkiye'nin önemli kentlerinden biri. Sanayici ve tüccarlarıyla ünlü bir kent... Kayseri denince akla ilk gelen pastırma, mantı ve iş adamları olur. Ancak son on yıldır Kayseri ile birlikte anılan bir isim var ki, Kayserililer ona "Güzel insan, güleç insan" der... Abdullah Gül, Kayserililerin iftihar ettiği, her zamanla gururla söz ettiği bir isim. Kayseri, Gül'ün yaşam kesitinin büyük bir bölümünü oluşturmasa bile siyasi kişiliğinin geliştiği yerlerin başında geliyor. 29 Ekim 1950 doğumlu Gül; ilk, orta ve liseyi bu kentte okudu. Gül'ün siyasetle uğraşı lise yıllarına dayanıyor. Babası Ahmet Hamdi Gül, oğlunun siyasi yaşamının gelişmesinde önemli rol üstlendi. Ancak, Gül'ün kişiliğinin, dünya görüşünün oluşmasında başka önemli isimler de var. Bunların başında dayısı Prof. Ahmet Satoğlu geliyor. Yakın çevresi, Gül'ün dayısı şair Satoğlu'dan etkilendiğini belirtiyor.

OKUMUŞ AİLE
Gül'ün, anne tarafı Kayseri'nin köklü ailelerinden biri. Annesi Adeviye Gül lise mezunu, dedesi İsmail Amca öğretmen. Annesinin amcasının oğlu Hulusi Satoğlu, annesinin amcası Abdullah Satoğlu da dayısı Ahmet Satoğlu gibi şair. Gül'ü tanıyanlar "13 yaşından beri siyasetin içinde" olduğunu söylüyorlar. Gül, lise yıllarında babası Ahmet Hamdi Gül ile birlikte Kayseri Büyük Doğu Fikir Kulübüne sık sık giderdi. Babası Hamdi Gül, aktif siyasetin içinde yer alan bir isimdi. Milli Görüş çizgisinde olan Baba Gül, oğlunu siyasi aktivitelerin içinde bulunmasını hep teşvik etti. Gül, dernek faaliyetlerinde ve arkadaşları arasında hep lider bir kişilik oluşturdu. O yıllarda, arkadaşlarının Gül'le ilgili genel kanısı, "Girdiği her ortamda lider kişiliğini ortaya koyar, kendini girdiği topluma kabul ettirir" şeklindeydi.

LİDER KİŞİ
Babası Hamdi Gül, 1973'te MSP'den milletvekili adayı olunca seçim kampanyasında çalışan Gül, yıllar sonra yardımcısı olarak çalışacağı Recai Kutan'la da yine Kayseri'de bir seçim kampanyasında tanışma fırsatı bulur. O dönem Gül, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisi. Babası Hamdi Gül ise Milli Selamet Partisi Kayseri İl Örgütü yöneticisi. Erbakan, 1975 senato seçimlerinde kurmayı Recai Kutan'ı Kayseri'den aday gösterir.

KUTAN'LA BİRLİKTE
Recai Kutan, seçim kampanyası için çevresindekilerden 'cevval' gençler bulunmasını ister. İlk akla gelen isim Milli Türk Talebi Birliği'nin İstanbul'daki Genel Merkezi'nde görevli Abdullah Gül olur. Baba Gül, oğlunu Kayseri'ye çağırır. Gül, apar-topar Kayseri'ye gelir. Gül, İrfan Gündüz (Bugün AK Parti Grup Başkanvekili) ve eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe
Karatepe ile birlikte kampanyanın öncülüğünü üstlenir. Gül, Kutan'ın senatör olması için ilçe- ilçe, köy-köy, ev-ev dolaşır. İlk mitingin yapılacağı gün gelip çatmıştır. Yer Kayseri'nin Yeşilhisar İlçesi... Kutan- Gül ve arkadaşları alana girer. Alanda Adalet Partisi'nin mitingi var. Kürsüde ise, konuşmasını tamamlamış ve inmek üzere olan Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel. Demirel, meydandan ayrıldıktan sonra AP'den kalan kalabalığına arasına MSP'liler de yerleşir. Sıra konuşmalara gelmiştir. Gençliğin sesi olarak Gül, kürsüye anons edilir. Biraz önce Demirel'in indiği kürsüye yerleşen Gül, heyecanlıdır...

İLK KONUŞMASI
Hem ilk halka hitabı olacaktır, hem de bir konuşma ustası Demirel'den sonra kürsüye gelmiştir. Konuşmaya başlayınca sesi titrer, cümleleri kurmakta zorlanır. Ancak heyecanını yener ve e alandakilerin ilgisini çekmeye başarır. Gençliğin vermiş olduğu dinamizmle ateşli bir konuşma gerçekleştirir. Alanda toplanan Yeşilhisarlılardan büyük alkış alır. İlk tebrik eden Kutan olur. Gül, yıllar sonra o günler gündeme geldiği zamanlarda, yakın çevresine "O konuşmadaki heyecanımı hiç unutmayacağım" diyecektir.

OSMANLI TARİHİ
Orta ve lise yıllarında "kitap düşkünü" ve "efendi" kişiliğiyle bilinen Gül'ün en büyük ilgisi Osmanlı tarihine olmuş. Osmanlı tarihi kitaplarının hemen hemen hepsini hatmetmiş. Öyle ki zaman zaman Erciyes Dağı'nın eteklerine pikniğe gittikleri zaman bile, okuma saatlerinin ana konusunu bile Osmanlı tarihi oluştururmuş.

BEŞİKTAŞ VE FUTBOL
Gül'ün, lise yıllarında okumanın yanı sıra, vazgeçemediği tutkularından biri de futbol ve Beşiktaş'tı... Arkadaşlarıyla haftada iki gün bezden toplarla futbol oynanırdı. Beşiktaş'ın maçları ise radyodan ve gazetelerden takip edilirdi. Spor sayfalarındaki köşe yazılarını dikkatle takip eder, Beşiktaş'ı tartışmaktan zevk duyardı. Futbolla ilgili favori iki köşe yazarı vardı: İslam Çupi ve Necmi Tanyolaç.

SOL YAZARLARA İLGİ
Gül, lise yıllarında sol kesimin önde gelen yazarlarını da okumayı ihmal etmezdi. Arkadaşlarıyla aralarında para toplayıp Kemal Tahir ve Ali Gevgilili'nin kitaplarını alıp o kesimin dünyaya bakışını da sorgulardı.