kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Nisan 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
MEHMET BARLAS
Baş Yazı

Arka sokakların ana yol olduğu bir dünyadayız...

İstanbul gibi hızlı büyüyen bütün dünya kentlerinde aynı görüntülere rastlarsınız.
Eski kentin arka sokaklarından biri artık anayol gibi olmuştur. Eskiden pek araç geçmeyen sokakta, şimdi yoğun bir trafik akmaktadır.
Ama sokak sakinleri bu değişimin farkına geç varırlar. Bakkalın önündeki iskemle durur. Kadınlar pijama altı benzeri pantolonları ve terlikleri ile bakkala giderler. Balkonlara ve hatta sokağın iki yakası arasındaki evlere gerilmiş iplere çamaşırlar asılır. Evlerinin kapısından çıkanlar, eski tenha sokaktaymış gibi, sağa sola bakmadan karşı kaldırıma ağır ağır geçmeyi denerler.
Sokaktan araçları ile harıl harıl geçen dış dünyanın insanları, hâlâ arka sokakta yaşadıklarını zanneden bu insanları, hayretle izlerler ve sokaktan çıkınca unuturlar.

DEĞİŞİMİN GÜCÜ
Ancak değişim sonunda hükmünü icra eder. Evler birer birer satılır. Alt katları mağaza, üst katları büro olacak yeni binalar inşa edilir. Bakkalın yerine bir süper market açılır. O sokakta eskisi gibi yaşamakta direnenler yavaş yavaş yok olurlar.
Dışa açılmak, büyümek, gelişmek gibi olgular, arka sokaklar gibi ülkeleri ve toplumları da buna benzer biçimde etkiler.
Halide Edip Adıvar'ın "Sinekli Bakkal" ını okuyanlar, bir arka sokağın trafik girmeden de dünyaya açılabileceğini anlatmaya çalıştığını hatırlarlar. Sinekli Bakkal Sokağı'nın imamının kızı Emine, orta oyuncu Kız Tevfik ile evlenir. Kız Tevfik muhalif gösterileri yüzünden sürgüne gider. Onların kızı Rabia'yı imam dedesi hafız olarak yetiştirir. Rabia sokağın ucundaki konakta mevlit okurken, İtalyan piyanist Peregrini ve Mevlevi dedesi Vehbi Efendi ile tanışır. Sonunda Peregrini ihtida eder ve Rabia ile evlenir. Baba Kız Tevfik, Jön Türkler için Fransız postanesinden mektup alırken yine tutuklanıp sürgüne gönderilir.
Kısacası Sinekli Bakkal sokağı bir ailenin yaşadığı serüven sürecinde siyasete, dünyaya, değişime açılmıştır Halide Edip'in bu başyapıtında.

ANA ARTER TÜRKİYE
Türkiye'nin dünyaya kapalı, ekonomisi sözde kendine yeter ve Soğuk Savaş'ın uç beyliği yapısındaki "Arka Sokak" görüntüsünün 1980'lerden ve özellikle Özal Reformları sürecinde sona erdiğini hala fark etmeyenler var. Artık Türkiye de dünyanın siyasal ve ekonomik trafiğinin bir ana arteri. Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile dünyanın içine girdiği yeniden yapılanma sürecinin tüm olumlu ve olumsuz yansımaları, Türkiye'yi de etkiliyor. Kentlilik köylülüğe, hizmet ve sanayi sektörleri tarıma ağır basıyor. Herkes her şeyden haberdar ve alt kimlikler, üst kimlikler kadar ağırlıklı.
Bu anayolda, ağır ağır karşı kaldırıma geçmeyi denemek çok tehlikeli. Bakkalın önündeki iskemlede oturup, çay içmek mümkün değil artık. Sokakta gökdelenler var. Ceplerdeki paranın milliyeti yok. Sokağın iki ucunu kapatıp, "Yeniden arka sokak olalım" diyenlerin bunu sadece hayal edebilecekleri gerçeği var ortada.

GERİ DÖNÜŞ İMKÂNSIZ
Yeni Türkiye'de değişim gerçeğini görmezden gelenler, artık kendilerine gelmek zorundalar. Dış dünyaya açılmak Siyasal İslam'ı bile liberalleşmeye ve modernleşmeye zorlarken, Sosyal Demokratların muhafazakârlaşması ve içe kapanması, evrensel siyasal mantığa uymuyor. Güncel siyasetin aracı olarak "Laiklik elden gidiyor" gerekçesi ile ülke içindeki çoğunluğu kamplara ayıranlar, aynı anda "Bölünüyoruz" gerekçesi ile farklı dinden azınlıkları tehdit olarak sundukları zaman bu, toplumu anti-demokrat ve şovenist bir düşünce ortamına, yabancı düşmanlığına, hatta cinayetlere yönlendiriyor.
Eski kavramların yeniden değerlenmesi gerekiyor artık. "Devletin adamı" olmakla "Devlet Adamı" olmak artık birbirine karıştırılmamalı. Sivil ve çoğulcu demokrasiden yana olmak, "Asker düşmanı" olmak biçiminde algılanmamalı. Global gerçekler ve değişim "Tehlike" ve "Tehdit" listelerinde yer almamalı.
Sinekli Bakkal'da bir arka sokağın 20'nci yüzyılın başında dünyalı olması anlatılıyordu. 21'inci yüzyılda Türkiye'nin hala arka sokak olarak kalması, romanlarda bile mümkün olamaz ki.