kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Nisan 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
AYŞE ÖZYILMAZEL

Anneler kızlarından ne ister?

Cennet annelerimizin ayakları altında mıdır? Ona ne şüphe! 'Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar' sözü doğru mudur? Fevkaladenin fevkinde! 'Ana gibi yar olmaz' mıdır? Ay herhalde! Pekiii, bütün kız annelerinin bu filmi izlemesini istemek bizim hakkımız mıdır? Elbette! Eyy kız anneleri, çok rica edeceğim, bu hafta sonu kızınıza bir iyilik yapın ve kendinize 'Ben Sana Söylemiştim' filmine bilet alın. Size sevgimiz sonsuz ama misal benim gençliğimin en güzel günleri, annemin beni allıkla kovalamasıyla geçti! Annem kovalarken "Ne o öyle yüzünün hali, mezardan izinli gibi Ayşe!"

ANNE SÜZÜŞÜ NEDİR?

Ben kaçarken "Yaa anne ya!!! Ben yüzüme badana boya yapmak istemiyorum, bırak beniiii!" Allah sizi inandırsın, sırf bu makyaj baskısı yüzünden evden taşınana kadar rimel sürmeyi bile öğrenemedim. Aynı filmdeki Mandy Moore'un "Ben ne dersem o olur, en güzel giysiyi ben bilirim, sana en yakışan sevgiliyi ben söylerim" diyen annesi Diane Keaton hesabı. Beni de annem, beğenmediği elbiseyle sokağa çıkartmazdı! Eee anne dediğin, doğuştan jüri üyesidir çünkü! Şimdi "Sen de amma ana kuzusun" demeyin. Sıkıysa siz annenizin beğenmediği bir giysiyle göğsünüzü gere gere evden çıkıverin. Yoksa siz hiç 'anne süzüşü' nedir bilmez misiniz? O insanda nasıl bir ıstırap, nasıl bir kendini ezik-büzük hissetme, yerlerde sürünme, yer yarılsa da içine girsem, bir daha da geri gelmesem isteğiyle savuran bir süzüştür bilmez misiniz? Diyelim; gider en moda bir elbiseyi alırsın, sevgilinle dışarı çıkmak için hazırlanır, aynanın karşısında döne döne kendine bakarsın. Ama evden çıkmadan annene yakalandın, üzgünüm yandın! Eğer beğenmezse ilk tepkisi şu olacaktır. "Aa sen hala giyinmedin mi?" Bu soru eşittir, "Bu kıyafetle çıkacak kadar aptal olamazsın herhalde!" Ama sen saf saf cevap verirsin "Anne giyindim ya!" Bu kez yukarıdan aşağıya seni süzer, dudağını büküp "Sen bilirsin" çeker. Bu da eşittir "Eh çirkin görünmek istersen, sen bilirsin, korkunçsun! Korkuuuunnççç!!!". İki şıkkın vardır. 1. Tıpış tıpış odana gidip, üstünü değiştirirsin. 2. Anneni takmıyor havasına bürünür, bütün gece kendini kötü hisseder, kıyafetinden şüphe edersin.

İYİLİĞİN İÇİN YAVRUM
Kimi anne kızının kilosuna takar, yediği lokmaları sayar. En mutlu anında "Eh üç kilo versen, bu kıyafet şahane olurdu" lafını sokuşturuverir. Kimi anne kızının sevgililerini eleştirir ('kimi' mi, pardon hepsi!)... Cebiniz her çalışında "Ayy yine mi o!" diyerek yüzünü ekşitir. Sonuçta anne-kız çekişmesi biter mi? Bitmez! Onlara sorsan savunmaları hazırdır; "Senin iyiliğin için yavrum!" Bize sorsan derdimiz aynıdır; "Anne beni rahat bıraksana!!!!" Aslında anneler her şeyimiz mükemmel olsun ister, biz de hata yapmak, kendi istediğimiz hayatı yaşamak... İşte bu film, anne-kız çekişmesinin en tatlı hali. Kızını evlendirmeye çalışan bir anneyle, aradığı aşkı bulamayan, iki ablası da evlenmiş genç kızın hikayesi. Her karesinde kendi annemi ve arkadaşlarımın annelerini gördüm desem yeridir! Özellikle puantiyeli elbise bölümünde, yediğim patlamış mısırlar boğazıma dizim dizim dizildi valla! Ama benim annem bi'tanedir! Annelerin en güzelidir! Değil mi canım anneciğim? Hadi bir koşu kendine bilet al, doğru sinemaya!