kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC

Erdoğan, Ağar ve Mumcu ile görüştü

Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ''Ben, Sayın Genel Başkanda da doğrusu bu işin hukuku açısından, çerçevesi açısından aynı kanaatleri paylaştığını gördüm'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda değerlendirmelerini almak amacıyla DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile görüştü.Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından Ağar ile Erdoğan, ortak basın toplantısı düzenlediler.

Başbakan Erdoğan, yaptığı açıklamada, DYP'yi Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ziyaret ettiğini kaydederek, DYP lideri Ağar ile konuyu değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.

Özellikle demokratik parlamenter sistem içerisinde bugüne kadar 10 Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaşandığını hatırlatan Erdoğan, şimdi de 11. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını dile getirdi.

Erdoğan, ''Bu 10 Cumhurbaşkanlığı seçimi hangi anlayışla yapılmışsa, Anayasamızın amir hükümleri çerçevesinde açık, net kurallar neyse, şüphesiz ki bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devamı şüphesiz bizim de talebimiz olduğu gibi, ben, Sayın Genel Başkanda da doğrusu bu işin hukuku açısından, çerçevesi açısından aynı kanaatleri paylaştığını gördüm'' dedi.

Cumhurbaşkanlığı konusunda AK Parti'nin açıklamış olduğu veya kendi adaylığını açıklayan herhangi birinin bulunmadığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Şu ana kadar şahsımla ilgili yapılmış olan eleştiri demiyorum dikkat edelim buna hakaretler, saldırılar ve buna yönelik olarak yapılan birçok gösteriler, toplantılar falan... Bunları da ben şu ana kadar büyük bir sabır içerisinde göğüslemeye devam ettim. Fakat anamuhalefet partisine yönelik olarak, bir genel başkan olarak gidemeyeceğimi söylememin tek sebebi aldığım hakaretlerdir, kapatılan kapılardır. Eleştiriye her zaman saygım vardır, saygı duyarım. Ama hakaretler olduğu zaman şunu unutmayalım ki demokratik parlamenter sistem hiçbir zaman hakaretlere cevaz vermez. Tam aksine saygıyı gerektiren bir anlayışlar manzumesidir ve şurada her türlü eleştiri olabilir, her türlü düşünce özgürlükler çerçevesi içerisinde başkalarının özgürlük alanına girmeden gündeme getirilebilir, söylenebilir. Ama 'ben sınırsız özgürlüğe sahibim' deme hakkına da kimse sahip değil. Herkesin özgürlük alanı da bir yere kadardır. Çünkü o bir yerden sonra bir başkasının özgürlük alanı başlar. Bu, kurumlar için de böyledir. Ki ben kurumların mutabakatını benimseyen bir insanım aynı zamanda partimiz olarak hep aynı anlayışı savunduk. Çünkü kişileri tabulaştırma anlayışına sahip bir parti değiliz. Tam aksine ilkeleri benimseyen, bunları savunan bir partiyiz ve bunun içinde bu yolculuğumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz.''

Müzakereler, ziyaretler ve istişarelerden sonra AK Parti Merkez Yürütme Kurulu ile de müzakereleri yaptıktan sonra zaten aday ve adaylar noktasında somut sonuçların da ortaya çıkacağını belirten Erdoğan, DYP'ye yaptığı ziyaretin demokrasi açısından da faydalı olduğuna inandığını ifade etti.

SORULAR

Başbakan Erdoğan, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, ''DYP'yi ilk kez ziyaret ediyorsunuz. Bu ziyaretinizi uzlaşma için mi yoksa 367'yi bulmak için mi gerçekleştirdiniz?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:

''Uzlaşma ifadesi tabii çok sevimli bir ifade. Uzlaşma kültürü de tabii sevimli bir kavram. Parlamentoda, 'uzlaşma arayalım' deniliyor da, yani şimdi her konuda, uzlaşma diye bir şey olmaz. Yani öyle konular vardır ki ben farklı düşünürüm, diğer siyasi parti farklı düşünür. Zaten bu farklılıklar olmamış olsaydı çok partili demokratik parlamenter bir sistem olmazdı. Yani uzlaşmayı da burada iyi tanımlamamız gerekiyor. Biz bunu uzlaşmadan öte uyum diye, aramızdaki düşünce alışverişi olarak değerlendirelim. Bu bir düşünce alışverişinin gereğidir.

Bugüne kadar DYP genel merkezini ziyaret edip, etmemem bu ayrı bir vesileler sonucudur. Aynı şeyi bizim partimiz için de söyleyebiliriz. Her zaman zaten biz görüşmelerimizi yapıyoruz, çeşitli vesilelerle bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. Yani bunlar zannediyorum bugünün konusu olmasa gerek.''

Başbakan Erdoğan, ''Genel kurulda oylama yapılırken 367 sayısının aranacağı konusunda büyük bir tartışma var. Her ne kadar siz buna katılmıyor olsanız da konunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi ve oradan da bir karar çıkması durumu var. Buradan bir risk ve doğal olarak seçim süreci yaşanabilir. Siz böyle bir risk olmaması için Sayın Ağar'dan oylama sırasında genel kuruda hazır bulunması talebinde bulundunuz mu? Aynı talebi Sayın Mumcu'ya da iletecek misiniz?'' sorusu üzerine de şunları söyledi:

''Anayasamızın 96. ve 102. maddeleri çok açık ve net ortadadır. Bunun cevabını eğer bakarsanız oraya eğer lütfedip de orada zaten çok açık net göreceksiniz. Kaldı ki Ben Sayın Genel Başkana haddi tecavüz ederek bunu söyleyemem. Zira demokratik parlamenter sistemin mensupları olarak hepimiz zaten az önce kendileri de ifade ettiler. 'Hukuk çerçevesi içerisinde ne yapılması gerekiyorsa biz bunu yaparız. Biz mahkemelerde böyle bir arayış içerisine girmeyiz. Aranacak şey sandıktadır' dediler.

Zaten sandığın süresi de yaklaştı. Çok fazla bir zaman yok. Biliyorsunuz 5-6 ay sonra sandıklar da kurulacak. Arzumuz ne yapılması gerekiyorsa sandıklarda yapalım. Meydanlarda zaten hep birlikte konuşacağız. Televizyonlarda konuşacağız. Ama cumhurbaşkanlığı seçimini bundan tefrik ederek, halkımızı huzursuz etmeden, piyasaları huzursuz etmeden, ülkemizin yarınlarını düşünerek bu adımı atmak çok çok isabetli olur diye inanıyor ve düşünüyorum. Ve bu düşüncelerimi de Sayın Genel Başkanla paylaştım.''

Öte yandan, Başbakan Erdoğan, DYP Genel Merkezi'ndeki görüşmeye, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte geldi. Görüşmeye Erdoğan ve Gül'ün yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Dengir Mehmet Fırat ile AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da katıldı.


AĞAR'DAN ERDOĞAN'A: "CHP'YE DE GİT", ERDOĞAN'DAN YANIT: "GİDEMEM"

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, cumhurbaşkanlığı konusunda uzlaşma turuna çıkan Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a CHP ile de görüşmesini önerirken, Erdoğan gitmeyeceğini açıkladı. Ağar, ANAVATAN Lideri Erkan Mumcu ile görüştüğünü açıklayarak iki partinin cumhurbaşkanlığı sürecinde istişare içinde olma konusunda mutabık kaldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ele alındığı Başbakan Recep Tayip Erdoğan Erdoğan-Ağar görüşmesi 45 dakika sürdü. Görüşmeye Erdoğan dışında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AKP Genel Başkan Yardımcıları Dengir Mir Mehmet Fırat, Hayati Yazıcı, ve Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, DYP'den ise Genel Başkan Yardımcıları Nevzat Ercan, Celal Adan, Saffet Arıkan Bedük ve Genel Muhasip Bahattin Şeker katıldı.

AĞAR: "SOMUTLAŞMIŞ BİR İSİM OLMADIĞINI SÖYLEDİ"


Başbakan Erdoğan ve Ağar, görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Ağar, görüşmede cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ele alındığını belirterek, "Meseleyi aday bazında, isim bazına indirgemeksizin genel çerçeve üzerinde bir konuşma yaptık" dedi.

DYP'nin demokratik misyonun takipçisi olarak Türkiye'nin "demokrasi vazgeçilmez zemininde" sağlıklı yürüyüşünden yana olduğunu anlatan Ağar, "Türkiye'de her şeyin hukuk ve demokrasi içinde çözümlenmesi bizim temel meselemizdir" dedi.

Ağar, "Şu an itibariyle kendilerinin aday belirleme konusunda süreci devam ettirdiklerini, bu konuda somutlaşmış bir isim olmadığını bize belirttiler" derken, ortada bir teklif olmadığı için DYP GİK'i toplayıp değerlendirme yapma imkanı olmadığını kaydetti.

Ağar, Erdoğan'a "Birtakım günül kırıklıkları ortada, bizim siyasette arzu ettiğimiz medeni üslubun muhafaza edilmesidir. Milletimiz huzur ve diyalogdan yanadır. Kavgadan yana olmadığı açıkça ortadadır. Kendilerinin ifade ettiği şartlara göre Anamuhalefet partisini de ziyaretlerinin yararlı olacağını" ifade ettiklerini anlattı.

MUMCU İLE KÖŞK'TE ORTAK HAREKET

Ağar, dün Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ile görüştüğünü açıklayarak, "Bu cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde istişare içinde olmak konusunda mutabık kaldık" dedi.

367 tartışmalarına gönderme yapan ve "bizim için demokraside hesaplaşma yeri sandıktır" diyen Ağar, ancak mahkemeye gitmenin de herkesin hukuki hakkı olduğunu söyledi.

ERKAN MUMCU: "CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇMELİ"

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan mumcu, cumhurbaşkanlığı seçiminde çözümün; ''Cumhurbaşkanını halka seçtirmek olduğunu'' belirterek, ''Bu konudaki ısrarlı tutumumuzu sayın Başbakan ve heyetine de bir kez daha ifade ettik'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu'yu, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ve AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Dengir Mir Mehmet Fırat ve Hayati Yazıcı ile birlikte parti genel merkezinde ziyaret etti. Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Başbakan ve beraberindeki heyetin Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili Anavatan Partisi'nin görüşlerini almak ve kendi yaklaşımlarını ifade etmek üzere kendilerini ziyaret ettiklerini söyledi

"Kendilerini partimizde görmekten memnuniyet duyduk" ifadesini kullanan Mumcu, ''Bu görüşmenin bundan iki yıl önce gerçekleşmesini arzu etmiştik ama şimdi gerçekleşmiş olması dahi memnuniyet vericidir. Demokrasi, uzlaşma rejimidir. Çözümü demokrasi, hukuk içinde bulabileceğiniz yegane rejimdir'' dedi.

Mumcu, çözümün; ''Cumhurbaşkanını halka seçtirmek olduğunu'' belirterek, ''Bu konudaki ısrarlı tutumumuzu sayın Başbakan ve heyetine de bir kez daha ifade ettik'' diye konuştu. Mumcu, ''Cumhurbaşkanlığı makamı, çözüm adresi olmalıdır. Ama bu seçimin üzerinden bir gerginliğe dönüşmesi, Türkiye adına kaygı verici bir gelişmedir'' şeklinde konuştu.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu, ''Bunlardan birini diğerine feda ederek yol yürüyemeyiz. Millet iradesi ile devlet otoritesini üst üste getirmeye, iç içe geçirmeye mecburuz. Cumhurbaşkanımızın seçimi konusu bizi birbirimize düşürmemelidir. Ülkeyi kamplara bölecek bir sürece izin vermemeliyiz. Giderek kapsamlı bir soruna dönüşmeye aday gözüken bu seçimi, Türkiye'nin barışına, huzuruna hizmet eder bir biçime dönüştürebiliriz. Krize dönüşmesi muhtemel bir süreci, fırsata dönüştürebiliriz. Bunun yolu, Anayasayı değiştirmek ve seçimi halka yaptırmaktır. Bunun için zaman, imkan ve fırsat vardır. AK Parti, kuruluş bildirgesinde bu konuda halka taahhütte bulunmuş olduğunu hatırlamalıdır. Zaman, fırsatı ganimete dönüştürme zamanı değildir. Zaman, demokrasinin imkânlarını, kendisi için değil ülkesi için fırsata çevirme zamanıdır. Zaman, sözde değil özde demokrat olma zamanıdır. Önümüzde çok büyük bir fırsat vardır. Bu fırsat, 'Türkiye Cumhuriyeti devletini bürokratik devlet düzeni olmaktan, demokratik devlet düzenine ilerletme' fırsatıdır. Bu fırsat, şahsi heves ya da partizan taassuplarla heba edilmemelidir. Türkiye, eninde sonunda bir seçime gidecektir. Bu seçime çözümsüzlüklerle değil çözümlerle gidilmelidir. Halkımız, bugünkü iktidara kendisine verilen bütün sözleri gerçekleştirmeye yetecek kadar gücü de yetkiyi de vermiştir. Eksik kalan ne varsa biz tamamlamaya hazırız. Yeter ki, bizden isten şey, kişisel beklentilere değil milletimize yarasın.'' dedi.

Hiçbir dayatma ya da köşeye sıkıştırma tavrına müsaade etmeyeceklerinden bütün Türkiye'nin emin olması gerektiğini vurgulayan Mumcu, "AK Parti ve CHP'nin Türkiye'yi sıkıştırdığı dar boğazdan çıkış yolu vardır. Biz tavrımızı iki yıl önce ilan etmiştik. Çözüm mümkündür. Çözüm, Cumhurbaşkanını halka seçtirmektir. Millet adına karar vermek yerine, kararı milletin kendisinin vermesidir. Bizimle bu konuda işbirliği yapmak isteyen herkesle işbirliğine hazırız. Bizim tavrımız, ne iktidarın yanında ne de ana muhalefetin yanında yer almaktır. Bizim tavrımız, milletin yanında yer almaktır.'' diye konuştu.

Mumcu, partilerinin amacının çözümden yana bir tutum sergilemek olduğunu dile getirerek, çözümün ise Cumhurbaşkanının halkın seçmesi olduğunu belirtti.