kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
Dr. Eren Eroğlu
Ailenizin doktoru

Toplumda 'FMF' hastalığı tanınmıyor

Ben 24 yasında FMF hastası olan bir kadınım. Toplumda ismi çok fazla geçmediği için insanlar bu hastalığı tanımıyorlar; hasta olsalar bile 'geçici karın ağrıları' deyip geçiyorlar ve bu da hayatlarını tehlikeye sokuyor. Ben de doğuştan bu hastalığa sahip olduğum halde henüz iki ay önce doktorumun önerisiyle gen testi sonucu öğrendim. Sizden istediğim FMF'i insanlara tanıtmanız.

Size katılmamak elde değil; FMF toplum tarafından tanınmayan bir hastalık. Halbuki dünyada en çok içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde görülüyor. Ben bu kadar az tanınmasının en önemli sebebini, yakın zamana kadar kesin teşhisi koymakta zorlanmış olmamıza bağlıyorum. Çünkü birkaç yıl önce kullanılmaya başlanan genetik test yokken; FMF diyebilmek için ateş ve karın ağrısı yapan diğer hastalıkların olmadığını ortaya koymak ve geride şüphelenecek bir şey kalmayınca FMF tanısına varmak yolu seçilirdi. Doğal olarak tüm bu süreç içerisinde birçok FMF hastası başka tanılarla tedavi edilirdi. Bugün ise FMF düşünülen hastaya yapılan genetik mutasyon testi tanıyı koymakta çok yardımcı.

GENETİK BİR HASTALIK FMF

(Familial Mediterranean Fever) yani Ailevi Akdeniz Ateşi; belirli aralıklarla tekrarlayan ateş ve karın ağrıları ile seyreden genetik bir hastalık. Anne babadan geçebileceği gibi kendi kendine de oluşabiliyor. İlk belirtiler 5-15 yaş arasında ortaya çıksa da 50 yaşına kadar hiç atak yaşamayan hastalara rastlamak mümkün. Atakların ortak özelliği ise 48 saat içerisinde hiçbir şey yapılmasa bile kendiliklerinden iyileşmeleri. 4-8 haftada bir ortaya çıkan, önce ateş sonra karın ağrısı ile seyreden tipik tablo, bazı hastalarda daha seyrek aralıklarla da görülebiliyor. Daha geçen ay 47 yaşındaki bir hastam 'son altı aydır her 4-5 haftada bir ateşim çıkıyor, karnım ağrıyor' diye geldi. Bu kadar sık 'grip' olmaktan yakınıyordu. Oysa yapılan genetik test, FMF olduğunu doğruladı. Bu hastalarda en büyük risk, 'amiloid' denilen protein yapısındaki maddelerle böbreklerinin bozulma ihtimali; FMF'li hastaların yüzde 20'sinde bu ihtimal var. Bunun önlemenin yolu ise ilaçla mümkün. İlaç, hem atakları bastırır hem de amiloidin böbrek yetmezliğine sebep olmasını engeller. Çoğu hasta 'ben şimdi bu ilacı hep mi kullanacağım' diye serzenişte bulunur. Fakat FMF'de aynı yüksek tansiyon gibi kronik bir hastalık olduğu için ilacı düzenli kullanmak çok önemli ve faydalıdır.