kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Nisan 2007, Pazartesi
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi
Sansür tartışması ve gazetenin itibarı
Geçen hafta bazı okurlardan "yazarınız Yılmaz Özdil'in neden sansürlendiğini öğrenmek istiyoruz" mealinde mesajlar aldım.
Bir kısmından da "kınıyoruz" şeklinde sitemler...
Konu internet aracılığıyla kamuoyuna yansıdığı ve gazetenin okurlarla ilişkisi açısından önem taşıdığı için bu köşede de kısaca değinmek gerekiyor.
Yılmaz Özdil'in bir yazısı geçen hafta sonu gazetede yer almadı. Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın Salı günkü açıklamasından bir bölüm şöyleydi:
"Hafta sonunu karışık geçirdik. Yazarımız Yılmaz Özdil, hafta içinde beni hedef alan bir yazı yazmıştı. Yılmaz'ı biliriz. Güldük geçtik. Cumartesi günü ise hem TMSF'yi, hem beni hedef tahtasına oturttu. Ben alışığım, takmam. Ciddiye de almam. Fakat hukukçular ciddiye aldı. "Bu yazı Basın Kanunu'na aykırı" dediler ve yazı sayfadan çıkarıldı. Bu duruma yazarlarımızın bir bölümü tepki gösterdi. İşin ilginci, tepki gösterenlerin, Yılmaz Özdil'le taban tabana zıt düşüncelere sahip olanlar olmasıydı. Yılmaz'ın fikirlerine katılmayanlar, bir fikir yazısı olmasa bile Yılmaz Özdil'in yazı yazma özgürlüğüne sahip çıkmak istedi. Uzun uzun konuştuk. Sonunda yazı yazmamanın bir tepki göstermekle birlikte, yazar için uygun tepki olmadığını, okurlara, SABAH'a, basındaki çok sesliliğe ve haliyle demokrasiye hizmet etmeyeceğine karar verdik."
Daha sonra yine internet aracılığıyla kamuoyuna yayılan bir gelişme, Özdil'in Altaylı'ya 'dokunduran' bölüm içeren başka bir yazısının Salı günü yayınlanmamasıydı.
Tartışma birkaç gün internet üzerinden devam etti.
Bu tatsız hadisede üç nokta çok önemlidir:
- Günümüzde köşe yazılarını yayından çekmek ters etki yaratmakta, karar alan kurumlara zarar vermekte. Zira, yayınlanmayan yazılar hemen internette okunabiliyor. Bunun yarattığı tahribat, alınan ilk kararınkinden de büyük oluyor. Eğer hukuksal çekinceler gibi nedenlerle böyle bir karar almak ille de gerekiyorsa ender de olsa gerekebilir kararın sebepleri ertesi günkü köşede okura açıklıkla, dürüstçe anlatılmalıdır. Böylece kuruma zarar verici spekülasyonlar, verimsiz tartışmalar önlenmiş olur.
- Köşe yazarlarının özgürlüğü sınırsız olamaz. Bu özgürlük sorumluluk içinde kullanılır. Gazetenin "kaptanı" olan genel yayın yönetmeni yetkili kişi olarak gazetenin (kurumun) ve gazetecilik ilkelerinin aleyhine gördüğü "vahim" hallerde, yazarlarla konuşup köşelere pekala müdahale edebilir, etmelidir. Esas olan kurumdur, gazetedir; bireyler değil: Kriterler de kurumsal olmalıdır.
- Gazete 'içini' ilgilendiren kişisel vb. ihtilaf, husumet ve tartışmalar köşelere yansıtılamaz, çünkü okurları ilgilendiren hiçbir tarafı yoktur. (Nitekim bazı okurlar son tartışmalarla ilgili olarak yazılanlardan pek bir şey anlamadıklarını belirten mesajlar da gönderdiler.) Kişisel ihtilaflar köşe polemiği yerine gazete içinde, ihtilafın tarafları arasında profesyonelce halledilmelidir. Gazeteyi kişisel ihtilaflara alet etmek, okurlara saygısızlık ile eşanlamlıdır.