kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR
'Netekim', bu film izlenir!
Geçtiğimiz gün, senaryosunu gazeteci Avni Özgürel'in yazdığı 12 Eylül döneminin siyasi boyutuna ışık tutan Zincirbozan filmini izledim.
Yakın siyasi tarihimizin hiç kuşkusuz en önemli dönüm noktasıydı 12 Eylül askeri darbesi...
Darbe günlerine giden sürece ve sonrasına tanık olan biri olarak, bugün bile hala yaşanan olayların acısını hissediyorum.
Pek çok insanın da içinde benim gibi kapanmayan bir 12 Eylül yarası var.
Akıllara geldikçe iç acıtan, göz dolduran, yürek burkan acılar...
Film, yeniden o dehşet günlerine götürdü beni.
Sağ sol örgütlerin çatışmasına,
Art arda gelen siyasi suikastlere,
İktidar ve muhalefet partileri arasındaki gerginliğe,
İnsanı sarsan genç çocukların idam sahnelerine,
Ve daha da çarpıcı olan TürkiyeABD ilişkilerinin görünmeyen yüzüne.
Gerçekten ilginç ve öğretici bir film Zincirbozan. Ancak filmde katılmadığım noktalar da var.
İlk olarak takıldığım şu; filmin senaryosuna göre o karanlık günlerin tüm mimarı dış dinamikler. Bütün olanları tamamen dış dinamiklere bağlama fikrini çok doğru bulmuyorum.
Bir diğer eleştirim de filmin bütünü için aslında. Böylesine geniş boyutlu, derin izler bırakan bir siyasal süreçle ilgili her şeyi, her olayı anlatma çabası, hikayeyi biraz karmaşık hale getirmiş.
Ve sonuçta tansiyonu yüksek bir sinema filminden çok belgesel tadında bir film çıkmış ortaya.
Buna rağmen filmin, 12 Eylül'e vurgu yapan birçok filmden daha fazla o dönemi anlattığını da belirtmek gerek. Babam ve Oğlum ya da Vizontele Tuuba'nın aksine, Zincirbozan bireyler değil, ülke ve siyaset üzerinden ele alıyor darbeyi.
Dolayısıyla Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren süreçteki önemli siyasi isimleri baş karakterler olarak görüyoruz. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve eşleri, kısa da olsa MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve Turgut Özal. Tüm bu isimlerin yanında MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in olmaması da dikkat çekiciydi.
Ve tabii ki 12 Eylül düğmesine basan ve binlerce masum insanın ölüm kararına imza atan Kenan Evren.
Acaba Evren, son dönemde manşetlere çıkan görüşlerini o günlerde söyleyebilseydi, "12 Eylül" aynı mı yaşanırdı doğrusu merak ediyorum.
Tüm bu dipnotlarla beraber, Zincirbozan bana kalırsa bugünün gençlerinin, yani o günlere tanıklık edemeyenlerin mutlaka görmesi gereken bir film.
Ama 12 Eylül'ü tamamen anlamak açısından yeterli olduğunu söylemek biraz zor. Yine de bu film bir ilk ve mutlaka yenileri de gelmeli...